Gönderen Konu: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!  (Okunma sayısı 73023 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Yüzbaşı Sançar

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 246
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #30 : 04 Haziran 2021 »
Atatürk millî birliğimizin ortak paydasıdır.

Ayasofya'nın mimberinden ürüyen Mustafa Demirkan adlı kuduza ve sahiplerine verilecek en güzel yanıtı Sayın Devlet BAHÇELİ Beyefendi vermiştir.


Pontus artıkları hep birbirine benziyor.
Sıfatına tükürdüğümün sıfatsızı geberik püsküllü Kadirin ikizi gibi.



Ayasofya Camiinde Atatürk'e kâfir diyen İmam Mustafa Demirkan Rize Güneysulu (Potamya) tescilli bir pontus eniğidir.

-Kurtuluş Savaşı  yıllarında 13 kasım 1918 de İşgal kuvvetlerinin işgaliyle birlikte Rize bölgesindeki Rum'lar isyan ettiler ve Rize merkezli RUMPONTUS hükümdarlığı kurarak bağımsızlık ilan ettier.
13 kasım 1918 den 15 aralık 1925 yılına kadar bağımsız devlet olarak yaşadılar.
1925 Yılına kadar da kendi kendilerini yönettiler. Devlete vergiyi kestiler, OSMANLI’ya askere gitmeme kararı aldılar.
POTAMYA denilen bölge de buraya dahildi.
-1923 de Ülke işgalden kurtulduktan sonra ATATÜRK’ün emriyle HAMİDİYE savaş gemisi 15 aralık 1925 tarihinde denizden buraları bombaladı, karadan da TÜRK ordusu tarafından kuşatıldı ve RUMPONTUS hükümdarlığı yıkıldı.
İstiklal mahkemesi kuruldu ve pek çok isyancı asıldı, sürgün edildi..
Çok meşhur şu sözlerde o zamandan kalmadır. "Atma Hamidiye atma. Vergü da verecüük, askerlük da edecüük, şapka da giyecüük."

Bu tarihi gelişmenin tabii sonucu olarak Bizans Pontus Rumlarının “POTAMYA” adını verdiği bölgenin adı Türkleştirme hareketi sonrası adı GÜNEYSU oldu.

-Osmanlı Arşiv araştırmacısı ve uzman Muhammed Safi’nin Osmanlı Arşivinde bulunan 1850 tarihli Rize Tahrir-i Öşür defteri bu konuda ayrıntılı bilgiler vermektedir.
Osmanlı yönetimine bağlı memurlar acil askeri ihtiyaçlardan dolayı Rize köylerini dolaşarak mahalle ve köylerde hanelere uğrayarak isimleri deftere yazdılar.

Aynı defter içinde O zamanki adı POTAMYA nın “Karye-i Pulihoz Kaluharaf” köyü başlığı altında yazılanlar günümüzde Güneysu ilçesi Dumankaya köyünde yaşayanlardır.
Bu köyün 1800 yıllarında tamamı hıristiyan iken 1900 lü yılların başında köyün inanç durumu yarısı Müslüman yarısı Hıristiyandı.
İmam Mustafa Demirkan da bu köydendir.
Bu Kazanın nüfus yapısı genelde hırıstiyan ve Yahudidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'da Güneysuludur ve memleketini ziyarete gittiğinde hemşehrileri;
POTAMYAYA HOŞ GELDİN!
Pankartı açmışlardı.
Atalarımızın dediği gibi, kandır çeker.

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıztıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıztıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıztıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek…

Çevrimdışı Yüzbaşı Sançar

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 246
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #31 : 04 Haziran 2021 »
Günümüzde Türküm demeyi günah sayan ve hatta daha da ileri giderek, tarih boyunca Türklüğe ve İslamlığa karşı savaş veren haçlı kalıntılarının söylemlerine ortak olan sözde din insanlarının aşağılamalarını ve hatta hakaretlerini mankurtluk düzleminde ibretle dinlemekteyiz.
Sadece dinlemekteyiz ve susmaktayız.
Acı gerçek ki, susturulmuş durumdayız.
Mankurt robot, bizler dilsiz, kör ve sağırız…!

Geleceği kendi zamanından bakarak gören ve ikiyüzlü din tacirlerinin hilekârlığını ilan eden, gerçek Müslüman Türk fikir insanı merhum Prof. Dr. Erol Güngör, İslamcı söylemi maske olarak kullanan dincilere ilişkin bu durumu şöyle açıklıyor;

Alıntı

Bu manada İslamcılık şimdiye kadar hep hâkim milliyete karşı hoşnutsuzluğunu doğrudan doğruya belirtemeyen etnik azınlıkların ideolojisi olmuştur.
Bunların maksadı İslam ülkeleri arasında birlik sağlamaktan ziyade kendi yaşadıkları ülkede milliyetçi politikayı nötralize etmektir.
Bu azınlıklar ayrılıkçı bir politika takip edecek kadar kalabalık ve güçlü olduklarını hissettikleri an kendi istikametlerinde bir milliyetçilik hareketi açıklamaktan hiç geri kalmazlar; böyle bir güce erişemedikleri müddetçe İslâm davasının şampiyonu olarak görünürler.

 
Prof. Dr. Erol GÜNGÖR - İslâmın Bugünkü Meseleleri - 1979


Yukarıda, cennetmekan Erol GÜNGÖR'den alıntı yaptığım bölümde, sözü edilen süreç, tıkır tıkır işleyerek, Türklüğe karşı, aleniyetle, etnik kökenli milliyetçiliklerin ilan edilmesi safhasına gelmiştir.

İyi uykular, Türk Milleti...
Hep duyageldiğimiz OĞUZ UYKUSU buymuş, demek ki!

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıztıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıztıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıztıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek…

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #32 : 04 Haziran 2021 »
Atatürk'e iftira Türk milletine iftiradır!
Atatürk'e hakaret Türk milletine hakarettir!


Atatürk'e dil uzatan zındıklar Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u dinlesin.

Milli şairimiz Mehmet Akif, 15 Ekim 1920 Cuma günü, Çankırı’nın en büyük camisi olan ve halk arasında “Büyük Cami” olarak bilinen, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1558’de yaptırdığı Ulu camiinde bir vaaz vermiştir.
Buyurun okuyalım da  kim dine hizmet etmiş görelim.

Alıntı

Muhterem Müslümanlar!
Aziz Çankırılılar!
Allah’a hamd u senalar olsun.
Aylardan beri Cuma namazını kılmak fırsatını Çankırı’da buldum.
İstanbul ve civarında kılamadım.
Çünkü, o yörelerde kâfirlerin bayrağı dalgalanıyordu. O bayrağın altında kâfirin kölesi idik.
Rabbü’l-âlemin Müslümanlara köleliği haram kılmıştır.
Kölenin, Cuma namazı kabul değildir.
Hürriyetinizi kazanacak, sonra Cuma’ya koşacaksınız.
Kâfirin bayrağı altında halifelik de kuru bir sözden ibarettir.

Halifelik İslam bayrağı altında olur.
Yoksa halife de bir köledir.
Allah’ın reddettiği bir haleftir.
Öyleyse, Müslüman için evvela hürriyet, sonra ibadet!

Aziz Çankırılılar!
Kâfirlerin köleliğini kabul etmeyip, hürriyet için cihad açan Mustafa Kemal Paşa etrafında toplanınız ve ülkemizi yakıp yıkan, hamile kadınların karınlarını deşen, hiçbir günahı olmayan çocuklarımızı süngüleyip havada dolaştıran, kız ve kadınlarımızın namuslarına tecavüz eden Yunan ordusunu ve onları destekleyen kafirleri kovmadıkça ve eli kolu bağlı yörelerimizde İslam’ın bayrağını dalgalandırmadıkça sizlerin de ameli noksan kalır, ibadeti makbul olamaz!

Köleliği kaldıran, ona cihad açan Kuvva-yı Milliye ordusuna katılınız.

Cennetin kapısı daima şehitlere ve gazilere açıktır. Her iki cihanda da Allah’ın makbul kulları şehitler ve gazilerdir.

Mehmet Akif ERSOY
(15 Ekim 1920 / Çankırı)



Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY Bey'in bu hutbesi başta diyanet işleri başkanlığını işgal eden zat olmak üzere, boynu altında kalasıca Boynukalın, Mustafa Demirkan denen pontus artığı ve bilcumle siyasal İslamcı Türk düşmanlarına kapak olsun!
Son söz Neyzen Tevfik Üstatdan gelsin!

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz...


Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir!

Çevrimdışı Yüzbaşı Sançar

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 246
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #33 : 05 Haziran 2021 »
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e atfen "zalim ve kafir" diyen imam Mustafa Demirkan'la ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Uzmanı Bünyamin Okumuş'tan açıklama geldi.

Alıntı

Atatürk bizim börkümüzdür, birliğimizdir, simgemizdir.
Ona laf yok, baş giderse börk gider.
Allah muhafaza, bir daha da geri gelmez.
Atatürk’e tahammülsüzlük Türkiye’ye tahammülsüzlüktür.
Atatürk alerjisinin gerekçesini nasıl okumalıyız?
Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir.
Vaazları ile milli birliğimizi yaralamaya hiç kimse cüret etmemelidir.

Atatürk’e dil uzatanlar daha iyi Müslüman olduklarını mı sanıyorlar?
Ey kendini bilmez akılsızlar!
Atatürkümüzden ne istiyorsunuz?
O tarih sahnesine çıkmasaydı, Türklüğün kıvancı, İslam’ın bekçisi olmasaydı doğdunuz zaman kulağınıza ezan mı okunur yoksa bir kilisede vaftiz mi olurdunuz?



Neyse ki, sayıları az da olsa, hâlâ bu memlekette insaf ve vicdan sahibi gerçek din adamları var.
Atatürk'e hayasızca sözler söyleyenler, bu sözleriyle bırakın Atatürk'ü itibarsızlaştırmayı, bilakis milli vicdanda daha da kuvvetli yer edip, gönüllerdeki Atatürk sevgisi ve minnet duygusu artmaktadır.

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıztıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıztıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıztıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek…

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2226
Ey kendini bilmez; ham sofu, kaba yobaz!

Öncelikle Atatürk’e olan kininin nedenlerini açıkla ki cevaplayalım!
Sizde açık açık söyleyecek o yürek yok!
Ama biz senin ciğerini biliriz.
Sen, sahibinin sesisin!
Senin sahiplerini, o büyük şahsiyet, Atatürk, Çanakkale'de, İzmir'de denize döktü!
Sakarya'da tarihin çöplüğüne gömdü!
Dumlupınar'da, Kocatepe'de leşlerini yere serdi.
Onların bin yıllık, Türkleri Anadolu'dan söküp, atma projelerini suya düşürdü!
Türk'ün başını göğe, İslâmın izzetini arşa yükseltti!

Onun içindir ki O'nunla savaşarak başedemeyeceğini anlayan; İngiliz'i, Yunan'ı ve bilcümle emperyalist Haçlı, senin gibi, paralı uşaklar satın alarak, kulağınıza üflediği, din sandığınız hurâfelerin arkasına sığındırarak Atatürk'e saldırtıyor!

Ey nankör!
O'nun kurduğu özgür, çağdaş ve müreffeh cumhuriyet sayesinde okudun, bir şeyler sahibi oldun!
Ve bu sayede şimdi rahat bir hayat yaşıyorsun!
Ama, maalesef, adam ve insan olamadın!


O, çok sevdiğin, padişahlar döneminde yaşasaydın, değil İstanbul'u görmek, dünyayı dolaşmak, köyünün dışına bile çıkamazdın.
Atatürk’ü, din sandığın, hurâfelerden ibaret yaklaşımların nedeniyle sevmiyorsan, bil ki, O'nun  kurduğu Cumhuriyet ve getirdiği laiklik sayesinde, özgürce, dinini de yaşıyorsun.
Aksi durumda en küçük falsonda kellen gidebilirdi.
Örnek istiyorsan, işte Taliban, işte İşid!
Otur kalk, Atatürk’e, 5 vakit namaz kılıyorsan, duanı et.
Senin peşinde gittiklerin, hiç çalışmadan, üretmeden, din ticareti yaparak, başörtüsü vs. istismarlarıyla, hepsi, holding patronu oldular.
Atatürk ise tüm varlığını Türk Milletine bağışlayıp, armağan etti.


Nankörleri Allah'da sevmez, bilirsin…!

Biraz vicdanlı ve insaflı olun diyeceğim ama, nerede sizde o insaf ve vicdan?

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2226
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #35 : 04 Aralık 2021 »
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK’ün Türk milletini nereden alıp nereye getirdiğini idrak edebilmek aşağıda sıralanan 3 kitabın okunmasıyla daha kolay olacaktır :

1-Başımıza Gelenler / Mehmet Arif Bey
2-Suyu Arayan Adam / Şevket Süreyya AYDEMİR
3-Türkiye Anıları / General Mihail FRUNZE


Ben Türküm diyebilen herkesin, bizi zillete düşürmek isteyen münafıkların ihanetini anlamaları, ancak bu büyük insanın Türkleri hangi karanlıklardan çıkardığını apaçık görmeleri  ile mümkündür.
Türk Milleti Atatürk'le birlikte yüzyıllardır süren bir karanlıktan aydınlığa kavuşmuş, O'nun çok erken bir yaşta uçmağa varmasıyla birlikte, Türk Aydınlanmasını dediğimiz o ışık, gitgide kararmış ve geldiğimiz noktada, siyasal İslamcı zihniyetin uygulamalarıyla, basit gerekçeler ve ucuz menfaatler uğruna ne kadar değerli bir şey kaybettiğimizi hepimiz anlayıp, ışığımıza yeniden kavuşmak için, aramızdaki ayrılıkları bir yana bırakıp, birlik ve beraberlikle kendi kaderimize el koyma azim ve gayreti oluşmuştur.
 
Son söz:
Türkler Atatürk'ü Tanrı'ya borçludur. Geri kalan her şey ise Atatürk'e borçludur!

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2226
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #36 : 04 Aralık 2021 »
Atatürk’e; akla, izana, imâna ve insafa sığmayacak iftiralar atan, kanı ve vicdanı kirli, mahlukatlar bilin ki, Kutlu Türk Başbuğu ATATÜRK'ün uçmağa varmadan önceki son sözü:
VE ALEYKÜM SELAM'dır.

Bunun manâsını, Kur'an-ı Kerim, bakın nasıl açıklıyor!?

İyiliklerini içeren kitabı sağ tarafından verileceklere, melekler: SELAMÜN ALEYKÜM derler.
Vakıa Suresi, Ayet: 90-91

Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
TTK

Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı Fatih

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
  • Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #37 : 10 Aralık 2021 »
Şakşakcı hiyânet işleri kârdinâl başı Ali Erbaş stokculuk dinimizce haram diyor!
Evet doğru stokçuluk, karaborsacılık, fırsatçılık haram!
Ama daha başka haramlar, günahlar da yok mu Ali Erbaş efendi!?

Hiyanetle görevli Ali Erbaş'ın, o mübarek ağzından, ama nedense, isrâfın haram olduğunu hiç duymadık!

Adam kayırmanın, kul hakkına girmek olduğunu da, o mübarek ağzından, hiç ama hiç, duymadık!

Tuik'in kalem oynatıp; işçinin, memurun, emeklinin hakkını yemenin haram olduğuna dair o mübarek ağzından bir çift kelam duymadık!

Mazlumun, garibin, miskinin, fâkirin, tüyü bitmemiş yetimin, emeklinin, dulun hakkını saray saltanatının çarçur etmesinin haram olduğuna dair o mübârek ağzından hiç bir söz duymadık!

Bir kişinin bir kurumda çalışıp başka kurumlardan beş, hatta on maaş daha almasının kul hakkı ve haram olduğuna dair o mübârek ağzından bir şey duymadık!

Adâleti ayakta tutun, en sevdiğiniz de olsa, en sevmediğiniz de olsa Allah için doğruları söyleyin dediğini de o mübârek ağzınızdan duymadık!

Üç beş defa hacca gidip Arapları zengin, nefsini tatmin edeceğine bir yetimi sevindirin, bir fakirin ihtiyacını giderin dediğini o mübârek ağzından duymadık!

Sağ el yada sol elle yemek yemenin değilde haram yemenin günah olduğunu o mübârek ağzından duymadık!

Domuz eti yemekle kul hakkı yemek farksızdır dediği de hiç mi hiç duymadık Ali Efendinin o mübarek ağzından.

Sigara içemenin de, yeni yıla girerken topluca yemek yemenin de haram olmadığını o mübârek ağzından duymadık!

Din'de tek otorite Allah'adır! Sünnet, hadis altında Allah'a eş ilâhlar koşmanın şirk din'i olduğunu o mübarek ağzından duymadık!

Anlamadan Kur'an okumanın ne okuyana ne dinleyene bir faydasının olmadığını, aksine Allah'a karşı büyük saygısızlık olduğunu, o mübârek ağzından duymadık!

Hiç bir siyâsi partiye oy vermek cennet beratı ile mükâfatlandırılmaz, aksine sorumluluk yüklenilir dediğini o mübârek ağzından duymadık!

Anlamını bilmeden Arapça harflerin telâffuz edildiği, öğretildiği Kur'an kurslarında bir tuğla payı olanın cennette evi köşkü olamaz, ordan erdemli insanda çıkmaz, dediğini o mübarek ağzından duymadık!

Mescitler Allah içindir o hâlde Allah'dan başkasına yardım çağrısında bulunmayın dediğini o mübarek ağzından duymadık!

Sadaka bozuk paradan kurtulmak değildir. Devlete verilen verginin adıdır, zekât. Zekatı sadece zenginin değil akıl baliğ her müslümanın kadın ve erkeğin vereceği farzdır dediğini o mübarek ağzından duymadık!

İnsanı Müslüman yapan söylemi değil Allah'a teslimiyetidir dediğini de o mübârek ağzından duymadık!

Yani görevinin ve işgal ettiği makamın gereği söylemesi gereken hiç bir sözü o mübarek ağzından duymak kısmet olmadı.

Hülâsa Firavunun hamanı Ali efendi!
Önce insan ol!
Adem ol!
En önemlisi de adam ol!
Firavuna değil, Allah'a teslim ol.!

Kök Tenğri'nin esenliği bütün Türklerin üzerinedir.

Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2148
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #38 : 19 Aralık 2021 »
Önce Mustafa Kemal'di.
Milleti için Gâzi oldu.
Sonra da ATATÜRK...
Türklerin atası ATATÜRK.

İstiklali ve ıskalanan yüzlerce yılı 20 yıla sığdırdı.

Hiç aldanmadı, aldatmadı.

10 Kasım 1938 günü ilahi yolculuğa çıktı.
Giden bir kişiydi ama cenaze her evden çıkmıştı sanki.

Naçiz vücudu toprak olmuştu ancak gönüllerde kurduğu taht bütün haşmetiyle duruyor.
Kurduğu cumhuriyet yaşıyor ve ilelebet de yaşayacak...

Türk Milleti de vefalı, o tahta kimseyi dokundurtmuyor.
O'nun eserlerine ve emanetlerine namusları gibi sahip çıkıp, gözbebekleri gibi koruyor.

Atatürk'üne sevgisi artarak sürüyor.
Türk Milleti Atatürk karşıtlarındaki yanlışı gördükçe O'na daha da sarılıyor.
Sevgisiyle dünyanın en sağlam kozasını O'nun etrafında örüyor.

O kadar fazla güzelliği hâlâ hazmedemeyenler var.

Onlar bu sevgiye yenildiler.

Bir ölüye yenilmenin dayanılmaz ağırlığıyla yaşayacaklar.
Kahrolarak...

Ne Mutlu Türk doğup Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla...
Çağrıbey.

Çevrimdışı Yüzbaşı Sançar

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 246
Ynt: SOYSUZLUK VE NAMUSSUZLUKTA SINIR TANIMAYAN ÇUKURLAR!
« Yanıtla #39 : 30 Aralık 2021 »
VURGUN DEDİĞİN İŞTE BÖYLE OLUR!

Bir kaç gün önceki dolar operasyonunda herkesin merak ettiği şuydu?
-Bu kadar çok dolar kimde vardır?
-Ve gecenin bu saati nasıl bozdurur?

Soruların yanıtı iki yıldır tüm halkın sorduğu başka bir soruda:

128 MİLYAR DOLAR NEREDE?

Nerede olduğuna gelirsek, 128 milyar doların yurtdışında olduğu belli.
Zaten gecenin o saati o denli büyük operasyon ABD piyasasında yapılabilir, ki tam da o saatlerde ABD Borsası açıktı.
Türkiye piyasası ise kapalıydı.

O kadar doların nasıl, nerede bozdurulduğunun yanıtını verdik.
128 milyar doların kimde olduğunun yanıtını vermek abes olacaktır sanırım.
O zaman son soruyu soralım:

Ne kadarlık bir vurgun yaptılar?

15 Kasım tarihinde kabaca 1 dolar 10 liraydı. Yani 128 milyar dolar 1 trilyon 280 milyar liraydı.
5 hafta boyunca bağırmalar, çağırmalar, “nass”lar, haramlarla geçen tek adamlık bir şov izledik.

20 Aralık saat 21’e geldiğimizde 1 dolar 18 liraydı. Yani 128 milyar dolar 2 trilyon 304 milyar liraya fırladı.

İşte o noktada, Türkiye’de piyasalar kapalıyken, ABD’de en tepeden, 18 liradan dolarlar bozduruldu.

Sonra faiz haram diye bağırıp duran kişi paranızı liradan faize yatırın, farkını devlet verecek! diye açıklama yaptı.
Veee dolar 11 liraya düştü.

Bunların hepsi birkaç dakikada, Okyanus ötesinde yani ABD’de oldu.

Peki, 2 trilyon 234 milyar lirayı 11 liraya bölersek ne olur?
-209 milyar dolar.

128 milyar doları iç edenler, 5 haftada lira ile oynayarak, parayı 209 milyar dolara çıkardılar.

81 milyar dolarlık bir spekülasyon!

Sabah Türkiye’de piyasa açılır açılmaz dolar 13,3 TL’ye fırladı hemen. Ve daha da fırlayacak.
Çünkü vurgunu anlayan sıradan insanlar koşarak düşük fiyattan dolar aldılar.
Çünkü kimse NASS'cıbaşına güvenmiyor.
Yeniden vurgun yapılacağını biliyor.
Resmen ABD piyasası üzerinden operasyon çekip duruyor AKP Türkiye’ye.
Dış mihrakta kendileri…
Olan yine Türkiye’ye oldu.
Koskoca ülke, bir kişinin döviz bürosuna döndü.
Al-sat, al-sat…
Doldur-boşalt, doldur-boşalt.....!

Bazı saplantılı fikri olan dostlara da tavsiyemiz şudur!
Bu ABD ve faiz lobileri AKP'sinden vazgeçmez!
Hem niye vazgeçsinler ki?
AKP'sinden daha uyumlu ve becerikli ortak mı bulacaklar?

Tanrı Türkü ve Türk yurtlarını korusun!
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıztıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıztıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıztıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek…