Gönderen Konu: Divan-ı Lüğat'it Türk'de Yer Alan Atasözleri  (Okunma sayısı 19805 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Çağrı Bey

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 690
Ynt: Divan-ı Lüğat'it Türk'de Yer Alan Atasözleri
« Yanıtla #20 : 27 Mart 2011 »
Tonyukuk

--------------------------------------------------------------------------------

Börü Kam Alıntı "Tatıg közre tikeniğ tüpre" atasözünde geçen "tat" ile "Tatsız Türk bolmas, başsız börk bolmas" atasözünde geçen "tat" kelimelerinin anlamları ayrıdır.
"Tatsız Türk bolmas, başsız börk bolmas" atasözünde geçen "tat" kelimesinin Türkiye Türk Lehçesine çevirimi hatalı yapılmıştır.
Tat sözü dışarıda kalmış anlamları içermektedir, ancak bu dışarıda kalışın muhtevası, farklı farklıdır.
Kan ve soy olarak Türk olmayanların dışarıda kalması ile Türk olmasına rağmen töreye aykırı davranmaları sebebiyle dışarıda kalanlar aynı değildir.
Bu nedenle ikinci atasözünde geçen "tat" kelimesinin doğrudan doğruya Fars olarak çevrilmesi hatalıdır.

Tarafımdan olduğu gibi eklenmesi ise, esere ve emeğe saygı çerçevesindedir.

Tat kelimesi Türkiye Türklüğü arasında oldukça yaygın olup:
Dilsiz, kekeme, çirkin, sevimsiz, kaba kimse, sıra ve saygı gözetmeyen, az konuşan, ters, deneyimi olmayan kimse, Acem, Şii, yabancı gibi manalarda kullanılmaktadır.

Tat kelimesinin konumuzla ilgili en önemli anlamı ise ilk başlarda Türk'ün töreden ayrılanını kastederken 13 ve 14. yüzyıllardan itibaren konar-göçerlikten yerleşik hayata geçip, tarım ve hayvancılıkla uğraşan Türkmenlere de "tat" denilmeye başlanmıştır.
Bu konuya Faruk SÜMER "Oğuzlar", Bahaeddin Öğel'de "Türk Kültür Tarihine Giriş" adlı eserlerinde değinmektedir.

Prof. Faruk Sümer'in Oğuzlar adlı eserinde ''Tat'' sözcüğü üç yerde geçiyor. Bunlardan sayfa 21-22 de:

''Yine kitâbelerde (Orkun) tat kelimesi de görülür: taş tokıtdım göngülteki sabımın urturttum, On Ok oğlınga, tatı tegi bunı körü biling= taşı yontturdum, gönüldeki sözümü vurdurdum. On Ok oğluna ve yabancılara (tat) kadar bunu görüp bilin. Buradaki tat kelimesi, Türkçe bilmeyen yabancı anlamında kullanılmış olmalıdır. XI. Yüzyılda sadece Orta Asya İranlıları'na değil, Uygurlar'a da tat deniliyordu. Uygurlar içinde tat sözcüğünün kullanılması, bize göre, onların yerleşik olmaları ile ilgilidir. Safeviler devrinde İran'daki Türkler de Farslar'a tat dedikleri gibi, Memlûk Türkleri'nin de Mısır'daki Fellâhlar için aynı kelimeyi kullandıkları görülür.'' Şeklinde yazılmış.

Söz konusu atasözünün yanlış çevrimi Barthold tarafından yapılmış. Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş adlı eserinin sonundaki haşiyelerin 19b maddesinde şöyle yazmış: ''Barthold yanlış tercüme ederek Türkler İranlılar'dan başka yaşayamazlar manasında anlamıştır. Halbuki Mahmud Kaşgari, gayet vazıh(açık) olarak, İranlı Türke ihtilât(karışma, bir araya gelme) etmeden yaşayamaz, nasıl ki börk te ancak bir başa konulacaktır diye izah etmiştir.''

Tonyukuk

Çevrimdışı Çağrı Bey

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 690
Ynt: Divan-ı Lüğat'it Türk'de Yer Alan Atasözleri
« Yanıtla #21 : 27 Mart 2011 »
Börü Kam
--------------------------------------------------------------------------------
Divan-ı Lügati't Türk'de, tat kelimesi, bir kaç ayrı maddede ele alınmıştır. Buna göre:

1-tat:
Farsi.
Şu atasözünde geçer:
"Tatıg közre, tikeniğ tüpre"
"Farisiyi gözünden vur, dikeni kökünden kes"

2-tat:
Uygur kafirleri. (Tuxı ve Yagma lehçelerinde) Bu sözcüğü onların ülkelerinde, onların ağzından işittim. Bu sözcüğü "tat tawgâç"; Uygur ve Çinli içinde kullanırlar. Yukarıdaki maddedeki atasözü aslında Uygurlar ve Çinliler için kullanılmakta ve onların sadakatten yoksunluğuna değinmektedir, "diken kökünden kesilmeli, Uygur gözünden vurulmalı".
Başka bir atasözü de şöyledir:
"Tatsız Türk bolmas, başsız börk bolmas"
bir başlığın hiçbir zaman başsız kalmaması gibi, bir Türk'de hiçbir zaman Farisisiz (düşmansız) kalmaz.

3-tat:
Kılıç, ya da benzer şeylerin üzerinde oluşan pas.
Şu atasözünde geçer:
"qılıç tatıqsa iş yunçir, er tatıqsa et tınçır."
Kılıç paslanırsa savaşçının durumu kötüleşir, adam da Farsileşirse (Farsi töresine bağlanırsa) eti kokar.
Bu atasözü, birine, sadakatten ayrılmamasını ve kendi gibilerin arasında yaşamasını öğütlemek için kullanılır.

4-tatıqtı:
Türk tatıqtı: Türk, Farisleşti.
qılıç tatıqdı: Kılıç paslandı.
tatıqâr, tatıqmâq.

5-tatlâdı:
ol anı tatlâdı: O, onu Farsi sandı.

6-tatlaşdı:
olar ekki birle tatlaşdı : Onlar birbirleriyle Farça konuştular. Uygur lehçesinde konuşmayı anlatmak için yine bu sözcük kullanılır.
tatlaşür, tatlaşmâq.

7-tawğâç:
Maçine verilen ad. Burası Çin'e dört aylık yolculuk uzaklığındadır. Çin aslında üç bölümden oluşur: doğudaki "Yukarı Çin"dir, buraya tawğâç denir. "Orta Çin"e xıtây (özgün metinde tı'yla olarak geçmektedir.) denir. "Aşağı Çin"e barxân denir ve burası Kaşgar havalisidir. Ama şimdilerde tawğâç, Maçin, xıtây da Çin olarak bilinmektedir.

8- tawgâç:
Tawgâç bölgesinde yerleşik olan bir Türk kavmine verilen ad.
Bu sözcükten hareketle tat tawgâç: Uygur (tat), Çinli (tawgâç) denir.

9-tawgâç:
Tat tawgâç biçiminde bir ikilemede kullanılır. Burada tat sözcüğüyle Farsiler, tawgâç sözcüğüye de Türkler anlatılır.
Bence anlam olarak daha doğru olan kulanım daha önce belirttiğim ( 8. madde) kullanımdır.
Bu ikinci kullanım (9 madde) İslam ülkesinde, ilki ise (8. madde) bu bölgede yaygındır. İkisi de doğrudur.

Kaynak :
Divan-ı Lügati't Türk - Kabalcı Yayınevi - 2005
Seçkin ERDİ - Serap Tuğba YURTESER Çevirisi.
Sayfa : 539, 540, 541, 542, 543