Gönderen Konu: İslam ve Türklük meseleleri- Ateistlik ve Deistlik Türkçülüğe Uygunmudur?  (Okunma sayısı 33194 defa)

0 Üye ve 6 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı TiginNoyan

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 549
  • Inançu Apa Yargan Tarkan Köl Tigin
    • Steppe History Forum
Bu arada, Eski Türk dîninin deizmle aynı olduğu görüşüne katılmıyorum.


Türük Oguz begleri bodun eşid: üze teŋri basmasar asra yir telinmeser Türük Bodun iliŋin törügün kim artatı utaçı erti? Türük Bodun ertin, ökün!

Çevrimdışı Afsar Beyi

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 146
Bu arada, Eski Türk dîninin deizmle aynı olduğu görüşüne katılmıyorum.

O zaman bana Gök Tanrıcılıkta bir peygamber ya da kitap gösterin ki bir din olduğunu kanıtlayın. Siz peygamberi ve kutsal metinleri olmayan bir din biliyormusunuz?
sü:kä tılıkang bugukgu tuktang (savaşa çıkın, Buguk'u tutun!)

Çevrimdışı YABGU KAGAN

  • Türkçü-Turancı
  • ***
  • İleti: 86
  • Savaşa Hazır!
İçinde şamani ögeleri barındıran ve Türk töresiyle yoğurulmuş Gök Tanrı inancının bir diğer adı da Türk Dinidir.Din kavramı çoğu kez bu işin bilginleri tarafından yapılmıştır.Kavramları bu denli çorba etmek bize hangi faydaları katacak anlayamadım doğrusu.İnanılan inancın 'din' hüviyetini kazanması için kitabı veya peygamberinin olmasına gerek yoktur.Sizin bahsettiğiniz dinler semavi dinlerdir.Bir de semavi olmayan dinler vardır.Bu semavilik de neye göredir kime göredir çözmüş değilim.Biz Türklerin de kendi milli dini vardır.Türk Tarih Profesörü olan ve Türk Kültürünü en iyi tâhlil eden rahmetli İbrahim Kafesoğlu'nun önümde şu anda Türk Milli Kültürü adlı kitabı var.Bu kitabın 308. sahifesinde başlık Gök-Tanrı Dini..Kafesoğlu din demiş.Bahaeddin Ögel din demiş.Abdülkadir İnan din demiş.Herkes kavramları kendine göre yorumluyor.

Çevrimdışı Temir Yalıg

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 184
  • TÜRK'ÜM BAŞKA ÜNVAN İSTEMEM
Öncelikle tüm kandaşlarıma esenlikler diliyorum. Bu uzun tartışmaya izin verirseniz bir ucundan da ben katılmak istiyorum.

Otağ Yöneticimiz Temir Yalıg Bey bir deistten Türkçü olamayacağını söylemiş. İzninizle ben buna katılmayacağım ve yine yöneticimizin kendi satırları içinden cevap vereceğim.





Çağrıbey kandaşım , biraz kavram karmaşasına yol açabilecek bir ileti sizinkisi.Zirâ ateistten Türkçü olamayacağı gibi sonradan sonradan icad edilen bir kavrama tâbi olan deistler de Türkçü olamazlar.Hülasa, Pierre Viret ismindeki ecnebi, 'deist ' tabirini ilk kez Instruction Chrestienne adlı eserinde kullanmıştır.Peki nedir bu deist zırvası?

Öncelikle bir fransız deistlik tabirini tarif etti diye bu ona ait bir yaklaşım olamaz. Yerçekimi kanunu tarif edilene kadar yokmuydu? Elbet vardı. Deistlikde vardı. Sadece bu bahsettiğiniz zat bir tarif yapıp ad koydu. Olanı isimlendirdi.

-"Tanrı'yı yalnızca ilk sebep olarak kabul eden, Tanrı için başka herhangi bir güç ve nitelik tanımayan, vahyi reddeden görüş, neden tanrıcılık." manasına gelir.

Biz Türkler gerek tarih öncesi prehistorik çağlarda gerekse yazının icad edilmesiyle başlayan tarihi çağlarda her daim Tanrı'ya inanmış ve bir âhlaki bütünselliğe tâbi olmuş bir milletiz.Atalarımız gerek savaşlarında gerekse iç mücadelelerinde hep Tanrı'nın ismini zikretmişler ve güçlerini Tanrı'dan almışlardır.Türklerin ilk çıkış noktası olan Orta Asya'ya baktığımızda atalarımızın ekseriyetle Tek Tanrı(Gök Tanrı) inancına sahip olduklarını görmekteyiz.Kabaca bir ifadeyle Türk Dini;İçerisinde şamani unsurlar ekseriyetle bulunan,Türk gelenek,görenek,kültürleri ve Atalar Kültü'nden oluşan Tek Tanrı inancına dayalı bir inanç sistemidir.

Kesinlikle doğru bir alıntı ve doğru bir tarif. Tartışma götürmez. Ama şu ana kadar Türklerin deist olduğunu söylediniz sadece. Yani Gök Tanrıcılıkta bir yaratıcı olduğunu, bunun bir inanç sistemi olduğunu anlattınız. İnanç sistemi diyerek dinden bahsetmediniz ve çok bilimsel bir yaklaşım sergilediniz. Gerçekten de Gök Tanrıcılık bir inanç sistemidir. din adamları, ritüelleri vardır. Ama din olabilmesi için en önemli parçası, yani BİR TANRI ELÇİSİ, BİR PEYGAMBERİ yoktur. Arada ruhlar vardır. Bu ruhlarla bağlantı kurmaya çalışan din adamları vardır. Ama bir elçi yoktur. Bu da Gök Tanrıcılığı direk olarak deist yapar.

-Deizme tekrar gelelim.Evet,deizmde Tek Tanrı'ya inanılır.Ancak;deist felsefe doğaüstü olayları ,destanları ,ilâhi-geleneksel töreye bağlı hukuku,kutsal metinleri  ve ahlaki öğeleri tümden reddeder.[/color]


İşte burada bir yanılgı söz konusu. Eğer Tanrı varsa zaten doğaüstüdür. Bu yüzden deizm doğaüstülüğü reddetmez. Destanlar toplumun bilinci ile ilgilidir. Tanrıdan gelen herhangi şeyler değildir. Bu nedenle deizm tarafından reddi yine söz konusu değildir. Deizm sizin de daha önce belirttiğiniz gibi sadece bir yaratıcının olduğunu ama DİNİN olmadığını söyler. Bir inanç sistemini yani sosyolojik olayları irdelemez.Tanrıyı kabul ettiği için ilahi-geleneksel toplum olaylarına değinmez. Zira bu konu ile ilgilenmez. Töreler ise toplum hukukunu oluşturur. Bunun da din ile ilgisi olmadığı için yine deizm konusu içinde yorumu yoktur. Kutsal metinleri reddetme meselesinde ise, Tanrıdan gelme bir kutsal metinden bahsediyorsanız bu konuda haklısınız. Ama bildiğiniz gibi dinsel metinler PEYGAMBERLERE verilir. Bunu kabul etmediği için böyle bir metini reddeder. Toplumun kabullerinden bahsediyorsanız ilgilenmez. Ahlaki ögeler meselesine gelince; bunun bu konu ve deizmle zaten ilgisi yoktur. Ahlak toplumsal bir olaydır. Toplumsal ahlakı da töreler, gelenekler, örfler ve yaşam şekilleri belirler.

BİZLER TÜRKÇÜYÜZ-TURANCIYIZ.EVET BU BAĞLAMDA MUHAFAZAKARIZ VE GELENEKÇİYİZ.GÜCÜMÜZÜ TANRI'DAN,TANRI'NIN İLÂHİ GÜCÜNDEN VE GELENEK-TÖREYE BAĞLI HUKUKUMUZDAN ALIYORUZ.BU BAĞLAMDA TANRITANIMAZLIĞI(ATEİZM) VE İLAHİ GÜÇLERİ,TÖREYİ,KUTSALİYETİ REDDEDEN,TANRI'NIN DÜNYAYI TARATIP BAŞIBOŞ BIRAKTIĞINA İNANAN SAFSATACI DEİSTLERİ KABUL ETMİYORUZ.BİR TÜRKÇÜ ATEİST VE DEİST OLAMAZ. [/color]

Türkçülüğümüz ve Turancılığımız konusunda sizinle aynı çizgideyiz. Gücümüzü Tanrıdan, tanrının ilahi gücünden, gelenek-töreden aldığımız konusunda da hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde aynı görüşü paylaşıyoruz. Ancak; az öncede belirttiğim gibi, deizm kutsal bir tanrıya inandığı için kutsallığı reddetmez.İlahi güçleri de reddetmez. Zaten bir yaratıcıdan bahsediyor. Yaratmak ilahi güçtür. O zaman nasıl reddedebilir. TÖRE yi ise hiçbir şekilde reddetmez. Çünkü TÖRE toplumsaldır. DİNSEL değil. Bu nedenle de safsata demeniz biraz ağır kaçmış görünüyor. Sanırım buradaki kavram kargaşanız din ile toplum olaylarını birbirine bağlamanızdan gelmekte.

Bu konuda net olarak konması gereken şeyi bir kez daha vurgulayalım.

-Deizm de yaratıcı vardır. Bu nedenle kutsallık vardır.
-Deizmde din yoktur. Bu nedenle bir elçi, peygamber olamaz. Yaratacak kadar büyük bir gücün insanlarla temas etmek için bir başka insan-elçiye ihtiyacı olamaz. Bir 
  insanın zayıflıklarının altında eğilip bükülemez ve bir mesajı varsa bunu kendi istediği şekilde verir.
-Deizm bir toplum bilim olayı değildir. Bu nedenle toplumla ilgili gelenek-görenek-töre-adet gibi kavramlarla da ilgilenmez.

BİR TÜRKÇÜ'NÜN DEİST OLAMAYACAĞININ İSPATI DA ŞUDUR;
-Bilindiği gibi Türk Devlet geleneği Kut inancına dayalı bir yapıya sahiptir.Bu yapıya göre Tanrı,Türkler arasındaki kuvvetli ve dirayetli olan bir kişioğluna 'Kut' yetkisini verir ve bu kişiyi ululardı.Bu kişi de buna müteakiben Tanrı'dan kut adlığı için KAGAN olurdu.[/color]

Burada da ciddi bir yanılgı söz konusu. Aslında tariflediğiniz şey deizmin ta kendisidir. Kut alan bir sürü KAGAN vardır. Dinde ise bir tane PEYGAMBER vardır. Tanrı insanlara sadece bu elçisi üzerinden ulaşır. Ama deizmde Tanrı istediği ile istediği gibi haberleşebilir. Bir elçiye ihtiyaç duymaz.

Bunu Türklerin Yaratılış Destanında da bulabilirsiniz. Birkaç paragraf ekleyip bakalım dilerseniz;

"Her şeyden önce su vardır. Yer , gök , ay ve güneş yoktu. İlah Kara Han ( Kayra Han ) ile insan vardı. Her ikisi de birer kara kaz seklinde , suyun üstünde uçuyorlardı. Kara Han hiç bir şey düşünmüyordu. O sırada insan rüzgârı icât edip suyu dalgalandırdı, Kara Hanin yüzüne su sıçrattı. Bunu yapınca da kendisinin ilahlardan daha güçlü olduğunu sandı, daha yüksekte uçmak istedi. Ama uçamadı ve suya düşüp dibe doğru dalmağa başladı. Neredeyse boğulacaktı; "Bana yardim et!" diye bağırıp Kara Handan yardim istedi.

Kara Han: izin verdi ve insan su yüzüne boğulmadan çıktı."


"Ulu kişi doğrulayıp Kara Han’ın huzuruna çıktı. Kara Han’ın: "nereden geliyorsun?" diye sorması üzerine Ulu kişi: "Erlikçin adamlarının gökyüzünde oturması, buna karşılık bizim iyi insanlarımızın yer yüzünde yorgun argın yasamaları ağınma gitti, bu çok kötü bir durum diyerek Erlikçin yandaşlarım yere indirmek göklerini basına yıkmak için Erlik'le savaş etmek istedim. Fakat gücüm yetmedi, o beni kaçırdı" diye üzgün ve ağlamaklı cevap verdi.

 Kara Han üzülmemesini söyledi. "Erlik'e benden başka kimsenin gücü yetmez" dedi. "Erlikçin gücü senden fazladır. Ama bir gün gelecek senin gücün Erlikçin gücünden daha üstün olacak..."Bu söz üzerine Ulu Kişi’nin yüreği "ferahladı rahat rahat uyudu.Bir gün geldi Ulu kişi o gün güçleneceğini hissetti."


"Kara Han erkeği yakalayıp onun da yüzüne tükürdü, o da bir kus olup uçtu, adına Yaldan Kuşu dediler.Bütün bunlardan sonra Kara Han, insanlara: "Ben size mal verdim, as verdim; yer yüzünde iyi, güzel, temiz ne varsa verdim, yardımcınız oldum, siz de iyilik yapınız. Ben göklerime çekileceğim, belki bir daha dönmeyeceğim." dedi. Arkasından yardımcı ruhlarına: "Gün Asan, sen, içki içip aklini yitirenleri; körpecik çocukları, kısrak yavrularını inek buzağılarını koru, onlara kötülük gelmesin. Sağlığında iyilik yapmış olanların ruhlarını yanına al, intihar edenlerinkini alma. "

Bu misalleri daha da uzatabilirim. Ama gördüğünüz gibi Kara Han (Tanrı) insanları ile direk konuşuyor. Arada bir elçi kullanmıyor. Yani deistliğin ruhuna son derece uygun metinlerden bahsediyoruz.

Bir Türkçü her şeyden evvel,Türk devlet geleneğine tâbi olmak,saygılı olmak durumundadır.Türklerde Tanrı inancı ve Tanrı'nın dünya işlerine ekseriyetle müdahale ettiği dini inanç sistemi bulunduğu halde bugün Deistten de Türkçü olur gibi bir ifade kullanma lüksüne kimse sahip değildir.Filhâkika, Yolbaşcımız Bilge Atsız Ata da yazılarında bu konuya birçok kez değinmiştir.Türkçüler laiktir âmenna...Ancak ve ancak Türkçüler aynı zamanda gelenekçidirler de.Din ve inanç elbette Tanrı ile insan arasındadır.Ancak Türkçülük ülküsü,milli değerler bağlamında muhafazakar gelenekçi bir hüviyettedir.Türkçülerin cemiyetine tâbi olan bir insan da bu gelenekçi yapının amentüsü olmuş olan bazı geleneksel ve ilâhi değerlere de tabi olmak zorundadır.
 [/color]

Türk devlet geleneğine sahip olmak dediğiniz zaman buna inanmak ve bağlanmak zorundasınız. Gelenekleri töreleri yıllar ve şartlar oluşturmuştur. Ama Gök Tanrıcılığın deistlik olduğunu ve peygamber-din içermediğini de kabullenmek zorundasınız. Gelenek-görenek-töre gibi toplumsal olaylar ile dini de birbirine karıştırmamak çok önemlidir. Bu nedenle ben şunu çok rahat söyleyebiliyorum. ATEİSTTEN Türkçü olamaz sadece Türk olur. Ama deistten Türkçü olur, çünkü Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemidir.

Son olarak da deizmi reddedip, Türkçülükten bahsedip sonra da "amentü" den bahsetmek biraz ağır kaçmadı mı?






Sayın Akıncı ;

Evvela deizm denen görüş,dünyada bütün insanlar için aynı kavramı ifade etmiyor.Çok objektik bir kavram değildir deizm.Bir ecnebi bunun tarifini yapmış evet.Ancak bu tanım eski Türk İnancına(Yahut Dinine) hiç mi hiç uymuyor.Gök Tanrıcılık bir inanç sistemi olduğu gibi aynı zamanda Türklerin inandığı bir dindir de.Din dediğimiz olgu insanların,toplumların inançlarıdır.Kök Türk Kitabelerinde bile Gök Tanrı inancının bir din manasına gelebileceğini çıkarmamız mümkündür.Bin yıllardan beri süregelen koskoca Gök Tanrı inancını deist yapıverdiniz.Deizmde Tanrı'nın dünya ve devlet işlerine karışmadığı savunulur.Aristotales mantığıyla bile bu mesele halledilir.Zira Türklerde bir Kut anlayışı vardır.Deizmde Tanrı devlet işlerine,hükümdarlık işlerine karışmadığına göre örneğin Kök Türk Kagan'ı Bumın'ı hangi güç Kaganlık mertebesine otutturdu.Hangi güç ona Kut verdi.Bu bile eski Türk inancının(dininin) deist olmadığının göstergesidir.Peygamberlik meselesi de göreceli bir kavramdır.Hep semavi dinlerin çerçevesinden gidersek bizim atalarımız kafir oluyor,dinsiz oluyor.Oysa bir de bu dinlerden farklı olan dinler-inançlar var.Bunlarda da peygamberlik mertebesine yakın makamlar vardır.Efsanevi Dede Korkut(Korkut Ata) nmeden bir yalavaç(peygamber) olamasın.Tabiki bu söylediğim afâki ve genelgeçer bir bilgi değil.Sadece bazı değerleri tasvir ederken kişiler değişik tanımlamalar yapabiliyorlar.Siz deizmi farklı tabir ediyorsunuz o zaman.Size göre deizmin tanımı benim yaptığım tanımla aynı değil.Aynı olmaması muhtemeldir çünkü en meşhur deistler bile farklı tanımlamalar yapmakta ve bir fikir birliği sağlayamamaktadırlar.Benim kavram kargaşası yarattığım yok.Koskoca Türk Dinine deist deyip kestirip atıyorsunuz.Bunu hangi tarihçi,hangi halk bilimci söylüyor? Bu işin bilirkişilerinn hiçbirisinden ben böyle afâki bir şey duymadım.Eğer Tanrı evrendeki btüün maddi ve manevi ögeleri yaratmışsa pekala Türk Töresine ve Türk hukukunda da birinci derecede etkili olan yegane GÜÇTÜR.

Evet deizmi reddediyorum.Türkçülükten bahsediyorum.Amentü sözüm ise sadece bir ironidir.Bu espriyi anlamanız gerekir.Konunun çok fazla uzamasına da taraftar değilim çünkü siz kavramları kendi perspektifinizden değerlendiriyorsunuz.Subjektif yaklaşımla burada sabaha kadar tartışırız.Ama bilimsel,tarihsel yaklaşımlardan gittiğimizde doğru sonuca varabiliriz.Tekrar düşünün,Koskoca Gök Tanrı Dini İnancına deist demek çok çok ağır kaçan bir ifade değil midir?

Saygılarmla.
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Çevrimdışı Temir Yalıg

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 184
  • TÜRK'ÜM BAŞKA ÜNVAN İSTEMEM

Her neye inanırsa inansın ya da inanmasın bana göre bu, kişinin kendi bileceği bir iştir.




Madem konu deizm ve ateizme geldi öyleyse, bu kavramların genel anlamlarına bakmak gerekiyor.

DEİZM :Deizm, Tanrılık gücünün sadece yaratma işlemiyle sınırlandığını ve bir kez yaratıldıktan sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığını diğer bir deyişle dünyayı yönetmediğini belirtir.
(Kaynak : S.Hayri BOLAY Felsefi Doktrinler Sözlüğü)



Ne Mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana...

Saygılarımla.

Çağrıbey




 

Hayri Bolay'ın Felsevi Doktrinler Sözlüğü adlı eserinden yaptığınız alıntı herşeyi apaçık ortaya koyuvermiş.Tanımda Tanrı'nın sadece dünyayı yarattığı ve daha sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığı yazılmış.Evet deizmde genel olarak savunulan kuram budur.Ancak Türk inancına bakarsak bu tanımla uzaktan yakından örtüşmediğini görürüz.Türk Tanrısı pekala bütün dünya işlerine karışır.Yeri göğü,insanları ve tüm canlı cansız varlıkları yaradan Yüce Tanrı aynı zamanda tabiat olaylarının da var edicisidir.Şanlı ceddimiz yaptıkları savaşlardan sonra hep Tanrı'ya şükretmemişmidir? Başbuğ Attila'nın otağımızın sağ üst köşesinde bir sözü yazılı:'Ben ve milletim TANRI'nın kırbacıyız.Tanrı yoldan çıkan milletleri cezalandırmak için bizi görevlendirir.'  Deistlik böyle bir şeyi kesinlikle redderder.Daha fazla da açıklama yapma gereği duymuyorum.Türkçülüğün Babası Ziya Gökalp Ata'nın ilmi eserlerinden de Türk İnancının ne olduğuna,deizme uyup uymadığına bir göz atmanızı tavsiye ederim.Bu başlıkta yazdığım ilk iletinin de halen tam olarak okunmadığı kanaatindeyim.Saygılarımla.

TTK..
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Çevrimdışı AKINCI

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 11
Sn. Temir Yalıg

Öncelikle yanlışımız Google sitesini açıp, deizm yazıp sonra da önünüze ilk çıkan iletiyi almak ve bunu savunmaya çalışmakla başlıyor.

Deizm bir inanç sistemidir. Utanılacak, aşağılanmış bir şey değildir. Aksine deizm sizinde benim gibi kabullenemediğiniz ateizme tepki olarak, ona düşman olarak ortaya çıkmış bir inanç sistemidir.
Ama siz onu ateistlikle aynı sepete koyup, aynı aşağılamayı yaparak önemli bir inanç sistemini yok sayıyor, otağda yazan insanların da yanlış bilgilendirilmesine neden oluyorsunuz. J.B. Broussuet, “... Hıristiyanlar Deistleri daima temelde basit Ateistler olarak görmüşlerdir ve Deizm, kılık değiştirmiş Ateizmdir.” demektedir. Sizde aynı bakışı öne sürmektesiniz.

Bunlar laiklik tepkileri değil, bir dine bağlı olup o dinin perspektifinden bakma tepkileridir. Bu ifademden bir dine bağlı olmanın yanlış olduğu ifadesini çıkarmayın. Ama hangi dine bağlı olursanız olun, bir Türkçü LAİK bakışla ve İLİMSEL-BİLİMSEL bakışla etrafına bakmak zorundadır. Bu bakış ise dinsel inanç ve inançsızlıkların ötesinde en temel bakışınız olmak zorundadır.

Bu konudaki yanlışımızdan dönmek anlaşmanın ve uzlaşmanın ilk adımıdır.

Konumuza dönersek;

Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir. İnsan aklına duyulan inanç, dogmacılığa ve hoşgörüsüzlüğe yönelen vahiy öğretisinin, reddedilmesi ve tanrının düzenli bir dünyanın akılsal mimarı biçiminde kavranması. Deizmciler Müslümanlıkta ve dünya dinlerinde görülen ibadet, inanç ve öğreti farklılıklarının temelinde evrensel olarak benimsenmiş din ve ahlak ilkelerinin, akla dayalı bir özün bulunduğunu öne sürerler. Müslümanlığı ya da diğer dinleri reddetmezler, toplumsal bir uzlaşı olduğunu söylerler.

Deizimcilere göre kendi başına doğal din, her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır. Bu yüzden akıl yoluyla doğrulanmış yalın ahlakı tartışmasız kabul ederler. Doğrular dışında Müslümanlığın ve diğer dinlerin sonradan eklediği tüm öğelere karşı çıkarlar. Buna bizde karşı çıkmıyormuyuz? Şeyhler, müritler, ermişler, evliyalar, rüyalarda konuşan peygamberler, rüyalarda konuşan Tanrı. Bunlar bizim içinde sorunlu değimli?


Eğer inanç sistemlerine din diyen diğer soydaşlarımızın bakışıyla bakarsak deistlikte bir dindir. Sadece doğmacılığı ve vahiy öğretisini reddeder. Deizmin tek yaptığı, hristiyan, Müslüman ya da hangisi olursa olsun vahye dayalı dinlerdeki  din adamlarının, kiliselerin,havraların, müftülüklerin ya da şeyhliklerin menfaat ve hükümranlıklarını sürdürebilmeleri için ortaya attıkları dışkutsal dogmalara ve “Tanrı adına” diyerek halkın inançlarına, bilim dünyasına ve devlet yönetimlerine yaptıkları müdahale ve baskılara bir karşı tepki olarak oluşan, felsefi bir düşünce ve inanç sistemi olmaktır.

İnsan için en önemli ödev, evren ve yasalarını akıl yoluyla bilmek ve anlamaktır. Ama genel geçer dinlerde bunu sadece din adamları yoluyla yapabiliyorsunuz. Bu da onlara toplumu denetlemek, yönlendirmek ve yönetmek hakkını vermektedir çoğu zaman. Başbuğun emri ile laiklik gelmeden önce şeyhülislam ve kadıların işi bu değimliydi?

Son olarak şunu da belirtmek gerekiyor. Daha önceki iletimde bir yanlış yaptığımıda fark ettim. Bu nedenle kandaşlarımdan özür dilemek gerek. Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemi demişim. Bu anlamını aşan bir ifadedir. İfadenin doğrusu şöyle olacaktı: Gök Tanrıcılık deist motifler içeren bir inanç sistemidir. Yanlışlığımı düzeltir tekrar özür dilerim.

Gök Tanrıcılığın deist motifler içeren son bölümünü de ekleyerek bu iletiyi sonlandıracağım izninizle. Son derece medeni ve kaliteli geçen bu tartışma nedeni ile de herkese saygılarımı iletiyorum. İşte Türkçü Otağ. Kavga ve başkalarını karalama, reyting peşinde koşma  yerine sadece bilimsel tartışmalar var.


“Bunlar söyledikten sonra Kara Han uzaklaştı. Ulu kişi Kara Han’ın öğütlerini bir bir yerine getirdi. Olta yaptı, balık avladı; tüfeği barutu icât etti, sincap o vurdu. Sonra bir gün geldi Ulu kişi kendi kendine mırıldandı: "Bugün beni rüzgâr uçuracak, alıp götürecektir!" Ulu Kişi’nin dediği gibi rüzgâr geldi, aldı Ulu kişiyi uçurdu götürdü. Ağca Dağ bunun üzerine insanlara: "Ulu Kişi’yi ilâh Kara Han yanına aldı. Onu bulamazsınız artık, beni de bir gün gelecek yanına çağıracak, nereye isterse oraya gideceğim. Siz öğrendiklerinizi unutmayın, Kara Han böyle istedi" dedi.
İnsanlar kendi hâline bırakıp o da gitti....”




Çevrimdışı Temir Yalıg

  • Türkçü-Turancı
  • ****
  • İleti: 184
  • TÜRK'ÜM BAŞKA ÜNVAN İSTEMEM
Sn. Temir Yalıg

Öncelikle yanlışımız Google sitesini açıp, deizm yazıp sonra da önünüze ilk çıkan iletiyi almak ve bunu savunmaya çalışmakla başlıyor.

Deizm bir inanç sistemidir. Utanılacak, aşağılanmış bir şey değildir. Aksine deizm sizinde benim gibi kabullenemediğiniz ateizme tepki olarak, ona düşman olarak ortaya çıkmış bir inanç sistemidir.
Ama siz onu ateistlikle aynı sepete koyup, aynı aşağılamayı yaparak önemli bir inanç sistemini yok sayıyor, otağda yazan insanların da yanlış bilgilendirilmesine neden oluyorsunuz. J.B. Broussuet, “... Hıristiyanlar Deistleri daima temelde basit Ateistler olarak görmüşlerdir ve Deizm, kılık değiştirmiş Ateizmdir.” demektedir. Sizde aynı bakışı öne sürmektesiniz.

Bunlar laiklik tepkileri değil, bir dine bağlı olup o dinin perspektifinden bakma tepkileridir. Bu ifademden bir dine bağlı olmanın yanlış olduğu ifadesini çıkarmayın. Ama hangi dine bağlı olursanız olun, bir Türkçü LAİK bakışla ve İLİMSEL-BİLİMSEL bakışla etrafına bakmak zorundadır. Bu bakış ise dinsel inanç ve inançsızlıkların ötesinde en temel bakışınız olmak zorundadır.

Bu konudaki yanlışımızdan dönmek anlaşmanın ve uzlaşmanın ilk adımıdır.

Konumuza dönersek;

Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir. İnsan aklına duyulan inanç, dogmacılığa ve hoşgörüsüzlüğe yönelen vahiy öğretisinin, reddedilmesi ve tanrının düzenli bir dünyanın akılsal mimarı biçiminde kavranması. Deizmciler Müslümanlıkta ve dünya dinlerinde görülen ibadet, inanç ve öğreti farklılıklarının temelinde evrensel olarak benimsenmiş din ve ahlak ilkelerinin, akla dayalı bir özün bulunduğunu öne sürerler. Müslümanlığı ya da diğer dinleri reddetmezler, toplumsal bir uzlaşı olduğunu söylerler.

Deizimcilere göre kendi başına doğal din, her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır. Bu yüzden akıl yoluyla doğrulanmış yalın ahlakı tartışmasız kabul ederler. Doğrular dışında Müslümanlığın ve diğer dinlerin sonradan eklediği tüm öğelere karşı çıkarlar. Buna bizde karşı çıkmıyormuyuz? Şeyhler, müritler, ermişler, evliyalar, rüyalarda konuşan peygamberler, rüyalarda konuşan Tanrı. Bunlar bizim içinde sorunlu değimli?


Eğer inanç sistemlerine din diyen diğer soydaşlarımızın bakışıyla bakarsak deistlikte bir dindir. Sadece doğmacılığı ve vahiy öğretisini reddeder. Deizmin tek yaptığı, hristiyan, Müslüman ya da hangisi olursa olsun vahye dayalı dinlerdeki  din adamlarının, kiliselerin,havraların, müftülüklerin ya da şeyhliklerin menfaat ve hükümranlıklarını sürdürebilmeleri için ortaya attıkları dışkutsal dogmalara ve “Tanrı adına” diyerek halkın inançlarına, bilim dünyasına ve devlet yönetimlerine yaptıkları müdahale ve baskılara bir karşı tepki olarak oluşan, felsefi bir düşünce ve inanç sistemi olmaktır.

İnsan için en önemli ödev, evren ve yasalarını akıl yoluyla bilmek ve anlamaktır. Ama genel geçer dinlerde bunu sadece din adamları yoluyla yapabiliyorsunuz. Bu da onlara toplumu denetlemek, yönlendirmek ve yönetmek hakkını vermektedir çoğu zaman. Başbuğun emri ile laiklik gelmeden önce şeyhülislam ve kadıların işi bu değimliydi?

Son olarak şunu da belirtmek gerekiyor. Daha önceki iletimde bir yanlış yaptığımıda fark ettim. Bu nedenle kandaşlarımdan özür dilemek gerek. Gök Tanrıcılık deist bir inanç sistemi demişim. Bu anlamını aşan bir ifadedir. İfadenin doğrusu şöyle olacaktı: Gök Tanrıcılık deist motifler içeren bir inanç sistemidir. Yanlışlığımı düzeltir tekrar özür dilerim.

Gök Tanrıcılığın deist motifler içeren son bölümünü de ekleyerek bu iletiyi sonlandıracağım izninizle. Son derece medeni ve kaliteli geçen bu tartışma nedeni ile de herkese saygılarımı iletiyorum. İşte Türkçü Otağ. Kavga ve başkalarını karalama, reyting peşinde koşma  yerine sadece bilimsel tartışmalar var.


“Bunlar söyledikten sonra Kara Han uzaklaştı. Ulu kişi Kara Han’ın öğütlerini bir bir yerine getirdi. Olta yaptı, balık avladı; tüfeği barutu icât etti, sincap o vurdu. Sonra bir gün geldi Ulu kişi kendi kendine mırıldandı: "Bugün beni rüzgâr uçuracak, alıp götürecektir!" Ulu Kişi’nin dediği gibi rüzgâr geldi, aldı Ulu kişiyi uçurdu götürdü. Ağca Dağ bunun üzerine insanlara: "Ulu Kişi’yi ilâh Kara Han yanına aldı. Onu bulamazsınız artık, beni de bir gün gelecek yanına çağıracak, nereye isterse oraya gideceğim. Siz öğrendiklerinizi unutmayın, Kara Han böyle istedi" dedi.
İnsanlar kendi hâline bırakıp o da gitti....”





Öncelikle google sitesini açıp önüme ilk gelen bilgiyi Otağa aktardığımı nereden biliyorsunuz?Ben edinmek istediğim bilgileri ekseriyetle kütüphanemdeki kitapları okuyarak edinirim.İnternetteki çoğu bilgi güvenilir olmadığından ötürü bu alandaki bilgilere pek güvenmem.Bu başlık açılmadan önce de deistliği pekala biliyordum.Ancak daha da bilgilenmem için kitaplarımı karıştırdım ve bilgilerimi pekiştirdim.Türk İnancını irdelerken de kat'i yargılara varmak olanak dışıdır.Bu alanda uzmanlaşmış tarihçilerimiz mevcut.Türk tarihi konusunda uzman olmuş insanların kitaplarına baktığınız zaman Türk İnancının sonradan icad edilen deizm gibi felsefi inançlarla uyuşmadığını görürsünüz.

Ben size göre otağdaki insanları yanlış yönlendiriyormuşum.Uğurlu kıdemli olsun.
TÜRK IRKI SAĞOLSUN!

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Deizm,asagilanacak birsey degilmis,peki yüceltilecek bir seymi? Bir kere terim Türkce bile degil,Türke ne ondan? Ateizme tepki olarak cikmasindan,bize ne? Geleneksel Türk dini,Türkün,öz inancidir,katisiksiz saf Türk dinidir Hic bir yabanci inancla kirletilemeyecek,mukayese edilemeyecek kadar kutsaldir.Bu konuda,sayin Temir yalig büyügümün görüslerine katiliyorum.Sonradan icad edilmis dinle,veya herneyse,yüce Gök Tanri inancini,mukayese etmek ayiptir ayip TTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.

Çevrimdışı AKINCI

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 11
Deizm,asagilanacak birsey degilmis,peki yüceltilecek bir seymi? Bir kere terim Türkce bile degil,Türke ne ondan? Ateizme tepki olarak cikmasindan,bize ne? Geleneksel Türk dini,Türkün,öz inancidir,katisiksiz saf Türk dinidir Hic bir yabanci inancla kirletilemeyecek,mukayese edilemeyecek kadar kutsaldir.Bu konuda,sayin Temir yalig büyügümün görüslerine katiliyorum.Sonradan icad edilmis dinle,veya herneyse,yüce Gök Tanri inancini,mukayese etmek ayiptir ayip TTK



Temel felsefe öğrenmek için Amerika'ya gitmiş.
Temele okulda sormuşlar.
Soran---Senin akvaryumun var mı?
Temel---Var.
Soran---Peki onlara yem veriyor musun?
Temel---Veriyorum.
Soran---Onları seviyor musun?
Temel---Seviyorum.
Soran---Balıkları sevdiğine göre hayvanları da seviyorsundur.
Temel---Evet, seviyorum.
Soran---Hayvanları seven insanları da severmiş. Sen insanları da seviyor musun?
Temel---Seviyorum.
Sorular böyle devam etmiş, Temele tamam sen felsefeyi öğrendin demişler.
Temel Karadenize geri dönmüş, yolda arkadaşıyla karşılaşmış.
Arkadaşı---Amerika’da ne yaptın.
Temel---Felsefe öğrendim.
Arkadaşı---Bana da öğretsene
Temel---Öğreteyim.
Dedikten sonra arkadaşına ilk sorusunu sormuş.
Temel---Senin akvaryumun var mı?
Arkadaşı—Yok.
Temel---O zaman sen felsefeden anlamazsın.

Çevrimdışı motun yabgu

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1566
Temelin fikrasi senin olsun,aklindan gecen ne kadar felsefeci varsa tarafimdan okunmus bulunmaktadir,simdi onlarin isimlerini yazip,sayfami kirletmeyeyim. Orhun abidelerinde,Tanrinin bütün yüce sifatlari sayilmistir.O yazitlardaki ifadelerde,Türklerin inandigi Tanri tektir,göktedir,ezeli ve ebedidir,esi ve benzeri olmayandir,hayat verendir,yaratandir öldürendir,iradesine göre hükmedendir,yardim edendir,cezalandirandir,kulun duasini kabul edendir,esirgeyen ve bagislayandir,herseyi en iyi bilendir,insanlara bilgi veren yol  gösterendir.Yine bu tarihi belgelerde,kaganlari tahta cikaran ve müstakil devlet kurmalarini saglayanda Tanridir.Türk milletinin,hayat ve istiklali ile ilgilenendir. Bilge kagani,Kül tigin kagani,tahta cikaran,´ve basarili kilanda,Bilge Tonyukuka,basarilar ihsan edende Gök Tengridir,Türkleri,zaferlere ulastiranda,iradesine boyun egmeyeni cezalandiranda odur.Yukarida, gökün,asagida yerin, ve ikisi arasindada insanoglunun, yaratildigina inanilmaktaydi. Bu inanc orhun anitlarinda yer almaktadir.Türkler,cok erken caglardan beri, Gök Tanri dinine,ve tek Tanri, bir Tengriye,inanisa yönelmistir.Bu inanislar,Türk toplumlarinda,otoritenin saglanmasinda ve disiplinin dogmasinda,önemli rol oynamistir.Türklerin,bu tek Tanri anlayisi,cinlileride etkilemistir.Cinlilerin tek Tanriyi ifade etmek icin,kullandiklari Tien kelimesini,Türklerden aldiklari belirtilmektedir.Türk kültüründe,din ile gercek hayat,her zaman icin yanyanadir,Türkler bütün yüce vasiflari atfettikleriTanriya ve, onun isteklerine uymada büyük hassasiyet göstermistir.Yildiz gözlemciligi yaygin islerdendir.Ayin safhalari ugurlu ve ugursuz olarak nitelendirilmektedir.Ay son ceyrek halde iken hic bir ise tesebbüs edilmemektedir.Ayin dolunay hali,ordunun harekete gecirilmesi icin iyi bir zamandir Türklerde ahiret inanci vardir.Insanin ölümlü olduguna,Tanrinin tayin ettigi süre dolunca,ölmek üzere dogduguna,ve sadece Tanrinin ölümsüz olduguna inanilmaktadir.Öbür dünyada ikinci bir hayatin olduguna,iyilik ve kötülüklere dair hesabin verilecegi,Mahser günü hesaplarin görülmesi icin,mahkeme kurulacagi ve,ruhlarin ebedi oldugu kabul edilmektedir. Türklerde ölüm,sert ve tabiat disi bir hal,gerceklesmesi gereken,ilahi bir,is olarak kabul edilir.Ölüm nefesin kesilmesi,ruhun bedenden,bir kus gibi,ucup gitmesi olarak bilinir.Ölülerin kefenlenerek,gömülmesi,gelenegi vardir.Ölen Atalar icin,at sigir ve davar kurban edilir.Ölü asi denilen ziyafetler yapilir.Iskeletin aldigi duruma göre,ölünün ahiret hayati hakkinda,kanaatler olusturulur.Ölüm ahiret ve cenaze törenleriyle ilgili,anlayis ve gelenekler degismeden varligini sürdürmüstür.Günümüzde bu adetler,müslüman olmus Türklerin,bir kisminda aynen,bir kisminda ise bazi degisikliklere ugrayarak yasamistir.Türklerde cennet ve cehennem inanci bulunmaktadir-.Ölüye kesilen kurbanlar,ölünün cennete giderken binecegi hayvanlar olarak,kabul edilmektedir.Cennet gökün yüksekce bir katindadir.Iyi ruhlar cennete ikamet etmekte,Tanri ile insan arasinda,sefaatcilik yapmaktadir:Bu yazi dinler tarihi kitabindan alinmistir.Simdi yüce Türk dininin,deizmle ne alakasi vardir?Sapkinliktan baska TTK
ÜZE TENGRI TEMÜR CIDA OKLAR BIRLE BIR BULUT

  BASBUGUMUZ TANRIKUTTUR TANRIKUTTUR

                       TANRIKUT.