Sadece Hukuk gözüyle: Bir hukuk devletinde, bir terör örgünün ve mensuplarının mevcudiyeti kesin delillerle ispatlanır.
Şiddet ve silah o örgütün olmazsa olmazıdır.
Akp; iş ortağı, aş ortağı, devleti yıkma ortağı, soygun ortağı, Türk düşmanlığı ortağı, yol arkadaşı, menzil ortağı fetö ile bir yerde çatışınca, olaylar bu noktaya geldi.
Cemaatin ABD, CİA, BOP ilişkilerini bilmeyen, bilmesi beklenmeyen, sempatizan düzeyinde (sadece şu anda eli silahlı, kafası külahlı onlarca cemaat ve tarikat ile on binlerce silahlı, çeteci, örgütçü, soyguncu, devlet ve millet düşmanı üyeleri halen var ve Akp hepsiyle ilintilidir), olan teröre, silaha, şiddete, darbe girişimine, örgütlenmeye bulaşmamış belki ikiyüzbin kişi hukuk dışı bir KHK ile işlerinden, ekmeklerinden, hayatlarından oldular.
Devletin bir kısım vatandaşına zalimce zulüm uygulamaya hakkı yoktur, tabi suçlular hariç!
Yargılanmamış, sorgulanmamış, aranmamış, hiçbir suç işlememiş, suça karışmamış, sempatizan (fetullah sempatisini bizzat bilerek ve isteyerek Akp meydana getirmiş, teşvik etmiş, tahrik etmiş, onları ödüllendirmiş, korumuş ve kollamış) düzeyindeki kişileri, hukuk ölçülerinde, hak çerçevesinde, en ufak bir yardım ve yataklığa bulaşmamış kişiler için, bir devlet eğer varsa kendi yanlışlarından yine hukuk çerçevesinde dönecekse (çözüm sürecinde Akp, eli kanlı silahlı pkk çeteleri, binlerce Türkün katillerini, dağlardaki it sürülerini, devlet ve millet düşmanı kürdistancıları hukuksuz ve kanunsuz yere affederek halkın içerisine salmamış mıydı) bunu yapsa yapsa meşru hükümetler, kılı kırk yararak, kesinlikle hukuk çerçevesinde işlerine iade edebilir, gene onlara dipnot koyabilir, bir kenardan yanlışlarını tesbit edebilir ama bir hakkı da teslim etmiş olabilir.
Bu hukuki görüşler, sadece geçerli Anayasamız, hukuk devletimiz ve kanunlarımız ölçüleri çerçevesinde yazılmıştır.
Tanrı Yüce Türk'ünü Korusun!