Osman ağabey, daha önce de bir kaç kandaşıma özel mesajla ulaşıp sordum ama cevap alamadım. Buradan sormak istedim. Araştırma imkanınız varsa cevabınızı bekler saygılar sunarım. Erzurum-Aşkale ilçesinden Küçük Geçit Köyü'ndenim. Eski ismi Küçük Çağdarıç... 1895 yılına kadar soyumu araştırdım ve hep aynı yerleşkede kayıtlı idi dedelerimiz. Bundan ötesi Osmanlı Arşivlerine dayandığı için ilerleyemedim. Selamlar...
Sayın turania_25 erişebildiğim kaynaklarda maalesef köyünüze özel sizi aydınlatabilecek bilgilere erişemedim. Erzurum ve çevresi M.ö ki tarihlerden beri hep savaşlara ve değişik ulusların yaşamasına kaderlik etmiş bir bölgemiz. Hurriler, Urartular, Sakalar, Medler, Persler, Partlar, Romalılar, Bizanslılar, Sasanîler, Araplar, Selçuklular, Moğollar, İlhanlılar, Karakoyunlular, Timurlular, Akkoyunlular, Safevîler, Osmanlılar Erzurum ve civarına hakim olmuşlar.
Bir araştırmacı yazar şöyle diyor:Erzurum Saltuklar'a merkez, Selçuklular'a memleket ve İlhanlılar'a il olmuştur. Daha sonrasında ise Osmanlılara ve devamı Türklere yurt olmuştur. Erzurum ve çevresi Türk'e vatan olmadan önce biliyorsun yakın zamana kadar Rum ve Ermenilere'de yurtluk etmiştir.
Sizin köyün çevresi de yakın tarihimize göre Ermenilerin en fazla kıyım yaptığı yerlerden birisidir.
Türklerin Erzurum ve çevresini yurt tutmaya başlaması tarih öncesini saymazsak Malazgirt savaşıyla beraber Saltuklu beyliğinin kuruluşuyla başlar. Gerek Selçuklu gerek diğer Akkoyunlu Karakoyunlu İlhanlı ve Osmanlı dönemlerinde de Türklerin yerleştiği hatta göç alıp göç verdiği bir bölge olması söz konusudur.
Bizans kalıntısı Rum ve Ermenilerin Cumhuriyet dönemine kadar Türklerle iç içe yaşadığı bir gerçektir. Osmanlı zamanında yapılan ilk nüfus sayımında da bu açık bir şekilde bellidir.
Osmanlının yaptığı ilk sayımda sadece erkekler sayılmış fakat Ermeni Rum yani gayri müslümler soy olarak belirtildiği halde Müslümanlar sadece Müslüman diye belirtilmiş. Biz O dönemde Erzurum ve çevresinin Müslüman nüfusunu Türk olarak algılamalıyız. Çünkü Müslüman Nüfus yoğun olarak Türk kökenlidir. Müslüman Kürt varsa da onlar aşiret isimleriyle beraber belirtilmiş. İlk nüfus sayımında 9 köyde Bestanlı aşiretinden çadırda oturanların olduğunu belirtilmiş, Bu köyler arasında Kağdariç'te var. Bilgi şöyle: 'Kağdariç-i Ulyâ (Küçük Kağdariç) 3 hane 16 erkek nüfus'
Sizin köyde Türklerden önce Ermenilerin yaşadığı bazı kaynaklarda belirtiliyor. Hatta ilk ismi Yukarı Kağdariç. Aynı isimde bir köy daha var. Aşağı Kağdariç ( Büyük Geçit). Muhtemelen ya sizinkiler ya da Ermeniler bu iki köyde akraba idiler. Çünkü aşağı- yukarı, büyük -küçük gibi isimler varsa köy ismi önlerinde genelde akrabadırlar.
Yukarıda da belirttiğim gibi nüfus sayımında nüfusun Türk olduğunu belirtmediği gibi boy ismi zaten belirtemez. Sadece tahminimi yazıyorum; Atalarınız bölgeye geldiğinde Ermenileri çıkarıp veya savaşlar dolayısıyla boşalmış olan harabe köylere ikiye bölünüp bir kısmı Aşağı Kağdariç (Büyükgeçit) bir kısmı da Yukarı Kağdariç (Küçükgeçit) köyüne yerleştiler. Ama dönem olarak ne zaman herhangi bir bilgiye erişemedim. Fakat Kağdariç'te Selçuklu dönemine ait sandukaların bulunduğuna dair bir ibare var bir kaynakta ama hangi Kağdariç onu belirtmemiş.
Akkoyunlular Bayındır boyundandır. Köyünüzde kullanılan dil Bayındır ağzı ise Bayındır boyundan olabilirsiniz. Bununla ilgili kısa bir alıntı yapayım. Sana ipucu verecektir. 'Saltuklu ve Akkoyunlu sahası birbirinin hemen aynısı ise de, Akkoyunlu sahası Saltuklu sahcısındcın çok daha büyük ve onu içine almaktadır. Fakat, bu etüde konu ettiğim bölge birbirinin aynıdır. Yani, Akkoyunlu sahasının tamamını değil, sadece Saltuklu sahasını içine alan Akkoyunlu sahasını söz konusu ettim. Bu bakımdan ilk hatırlatılacak husus, Akkoyunluların mensup olduğu Bayındır boyundan kalma "Bayındır Ağzı" olacaktır. Çünkü, bu ağız özellikleri ve buna has çok özel kelimeler, bölgenin hemen her yerinde yaşatılmaktadır. Bu bakımdan Erzurum Ovası köylerindeki halk ağzında çok önemli bir özellik vard ır. Ova köyleri ağzında (aslında Azerbaycan'dan bu tarafa Doğu Karadeniz'in büyük bir kısmı ve özellikle Trabzon), "ke" harfi "ç", "ge" harfi de "c" şeklinde telaffuz edilmektedir, ki bu söyleyiş Bayındır Ağzının en tipik mirasıdır (bazen tersi de olabilmektedir ki, "geldik/celdük, çekiç/keküç gibi). Yine bölgede rastlanan "r" harfinin "y" olarak söylenmesi (örneğin, biraz=birez/biyez; erik=eyik/hatta eyük); hece başlarındaki "r" harflerinden önce "i" eklenmesi ve "b-r", "p_r" değişimi (Rıza/İriza, İbrahim/Irbaham,
Toprak/Toprak, Yaprak/Yaprak, Köprü/Körpi) gibi özellikler de genelde Türkçenin, bu bölgede de Bayındır Ağzının özelliğidir. Hatta, Türkçenin genel
özelliği olan hece başına "r" harfinden önce ''['' ekleme (Rıza/İriza), 1924 yılındaki Mübadele'nde Hıristiyan (ve dolayısıyla Türkiye için zararlı)
oldukları düşüncesiyle Yunanjstan'a yollanan Karamanlı Türklerin de en önemli ağız özelliğidir ki, Doğu Karadeniz Ağızlarıyla aynıdır.
Diğer taraftan kelime sonlarındaki "dar ünlü" hecelerin "geniş ünlü" olarak telaffuzu da Bayındır Ağzının yadigarıdır. Mesela; "gidip/gidüb",
"iyiyiz/eyük", "erik/erük" gibi. Bu örnekler Gümüşhane'de, özeııikle Kelkit'le birlikte merkeze bağlı Yukarı Dere köylerinin tamamında vardır (Pirahmet, Kov, Perek köyleri en ilginç örneklerdir).'
İlk nüfus sayımına göre köylerin nüfusu 1847:
Aşağı Kağdariç’te (Büyükkgeçit) sadece Müslümanlar yaşıyor 3 hane 12 nüfus sadece erkekler.
Yukarı Kağdariç (Küçükgeçit) 142 Müslüman sadece erkekler, 10 gayri Müslüm.
Buradaki duruma göre Küçük Kağdariç nüfusu diğerinden fazla. Şimdiki nüfusa göre ise tam tersi. İki sebep olabilir. Ya araştırmacılar köy adlarını karıştırdılar ya da son savaş dönemlerinde Ermeni ve Rus katliamları sonucu veya göçler dolayısıyla nüfus oranları tersine döndü.