KOPUZ ÇEŞİTLERİ :Perdesiz-Yaylı ve Perdeli-Mızraplı KopuzPerde, bazı telli çalgıların (tanbur, bağlama, gitar) sapında bağlı olan, mesafeleri o müziğin ses sisteminin gerektirdiği frekans düzenine göre ayarlanmış kirişten veya madenî sargılara
44 verilen addır. Mahmut Gazimihal’in verdiği bilgiye göre kopuzun perdeli ve perdesiz çeşitleri vardır. Perdeli kopuz kemençeye benzer, gövde ve sapı tek parçadan oluşmuştur. Sol elin kavradığı sapta perde destecikleri vardır.
45 “Perde” kelimesinin yer aldığı aşağıdaki beyitte bu tür kopuzdan söz edildiğini söyleyebiliriz:
Perde altından öter karşu durup söyleyümez
‘Âşık oldugını dilden bugün ol yâra kopuzZa’ifî, b5
Bu kopuz diz üstünde çalınır:
Dizün üstinde yatup ruhlaruna itse nazar
Cûş idüp sûz-ı derûnı yanar odlara kopuzHadîdî b4
Yukarıdaki minyatürde, kopuz (solda), kemânçe ve def görülmektedir. Minyatürdeki bu kopuz çeşidi perdeli kopuz tarifine uymakta ve mızrapla çalınmaktadır.
46Perdesiz kopuz, tanbur tiplidir, yani yekpare ağaçtan olmayan kopuz çeşididir. Yarım armudî çanağına, at kılı tellerinin mümkün uzunluğuna uygun boydaki alete ayrı bir sap takılıdır. Bu çeşidin çanak ağzında alt taraftan yılan derisi gerilidir. Sopa bitişik tahtadan, gövde yüzü ortasında delik vardır. Saz dört telli olmakla beraber, sapta perde destecikleri yoktur.
47 Gazimihal’in verdiği bu bilgiye ek olarak, Ahmet Caferoğlu da “
Türk Kopuzu”
48 başlıklı yazısında bu kopuz türü hakkında şöyle bilgi vermektedir:
“
Kırgız-Kazaklarda ise aynı kopuz başka türlüdür. Levşin’in tarifine göre bunlardaki kopuz eski Rus kemanına benzeyip içi oyulmuş bir çanağı vardır. Çanağın üst tarafına bir sap raptedilmiştir. Telleri gâyet kalın olup at kılından yapılmıştır. Tıpkı viyolensel gibi iki diz arasına sıkıştırılıp çalınmaktadır. Tonu gayet kabadır; mamafih muhtelif kuş ötmelerini takliden çıkarılan sesler ve melodiler tabiata çok yakındır. Kafkasya Nogaylarındaki kopuz, teşekkülü itibarile aşağı yukarı Kırgızlarınkine benzemektedir. Bunlarınki de yayla çalınmakta olup iki telli kemana benzemektedir.”
Aşağıdaki resimde görüldüğü üzere perdesiz kopuz yayla çalınır:
Beyitlerde özellikle “
perdesiz” kelimesinin yer aldığını görmekteyiz. Kelimenin “
sakınmadan, doğrudan” anlamlarını da kasteden şairler, ikinci tip kopuzdan bahsetmişlerdir. Harîmî’nin şu beytinde, sözünü açıkça söylemek için sevgilinin ayağını öpen, ona yalvaran bir âşık olarak düşünülen viyolonsele benzeyen kopuzdur. Çünkü bu kopuz çalan kişinin hem ayağına hem de eline değmektedir. Beyitte, “
elini ayağını öpmek” deyimi ve “
perdesiz” kelimesi bu sebeple yer almıştır:
Perdesüz dimek içün râzını dildâra kopuz
Elin ayagın öpüp yüz ura yalvara kopuzHarîmî, b1
Gedâyî ise, kopuzun sözünü sakınmadan söylediği için yüzüne el darbeleri aldığını söyler. Bu beyit ayrıca kopuz çalınırken el darbelerinden de yararlanıldığını göstermektedir:
Perdesüz söyledügiçün sözini yâra kopuz
Zahmeler yir yüzine derd ile bî-çâre kopuzGedâyî, b1
44 Çinuçen Tanrıkorur, Osmanlı Dönemi Türk Musikisi, Dergâh Yay., İstanbul 2003, s. 208.
45 Mahmut R. Gazimihal, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2001, s. 24.
46 Metin And, “Hem Göze Hem Kulağa Osmanlı Müziği”, SkyLife, Ocak 2005, s.124.
47 Mahmut R. Gazimihal, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız, s.24.
48 Ahmet Caferoğlu, “Türk Kopuzu”, Ülkü Mecmuası, C.8, S.48, 1936, s.211.