Gökbörü Türkçüler Derneği olarak Hocalı Soykırımını kamuoyunun gündeminde sıcak tutmak ve duyarsız insanlara duyurmak için 23-24 Şubat 2013 tarihlerinde,
Türk Devletinin ilgili kurumlarından gerekli izinler alınarak Kızılay / Karanfil - 2 Sokakta bir stant açtık.
Bir masan oluşan bu stant da Hocalı katliamında şehit olmuş soydaşlarımızın resimleri, imza kampanyasını bildiren bir pankart, imza formları, el bildirileri, bayrak vb. şeyler bulunmaktaydı.
23 Şubat cumartesi günü boyunca stant da ve görevli arkadaşlara herhangi bir sataşma vs. olmadı. 24 Şubat Pazar günü öğleye kadar da herhangi bir dalaşma, sataşma vs olmadı. Ancak Pazar günü öğleden sonra stand görevlisi arkadaşlarımıza ufak tefek münferit sataşmalar olmaya başladı. Tabi "patırtıya pabuç bırakılacak değildi" ve dalaşanlara gerekli tepkiler verilerek devam edildi. Ta ki akşama yakın saat 16.00 sularında stant yanında bulunan bir gurup Türkçü' nün Karanfil -1 sokakta bulunan dernek yerleşkesine yemek ihtiyaçlarını gidermek için, 4-5 arkadaşımızı stant da görevli olarak bırakıp gittiklerinde, bir kaç saattir uzaktan sağdan soldan kırıntı, döküntü toplayan soysuzlar sürüsü sayının azaldığını görüp topluca saldırıya geçip standı dağıtarak görevli arkadaşları darp etmişlerdir. Dernekte hazırlanan yemek sofrasına oturmaya hazırlanırken standımıza ve arkadaşlarımıza saldırıldığını duyduk ve dernekte bulunan 30-40 civarında kişilerden bayanlar haricinde ki herkesin olay yerine intikali söylendi ve bir-iki dakika içinde olay yerine intikal edildi.
Türkçülere saldıran soysuzlar sürüsünün elebaşıları tahmin edileceği gibi kürtler ve komünistlerdi. 4-5 Türkçüye 250-300 kişiyle saldıran soysuzlar saldırı esnasında "hepimiz kürdüz, hepimiz ermeniyiz", "yaşasın halkların kardeşliği, kahrolsun katil Türkler" vb. sloganlar atıyorlardı. Yaralan arkadaşlarımızın bir çoğu uzaktan ve çevre binaların cam ve balkonlarından atılan bira ve soda şişeleriyle yaralandı. İki arkadaşımız soysuzlar sürüsünün içinde kaldığından linç girişimde bulunuldu ve dernekten gelenlerin olaya müdahil olmasıyla linç edilmek istenilen Türkçüler kurtarılarak derneğe çekilindi.
Olayın hemen akabinden gece geç saatlere kadar yaralanan ve darp alan arkadaşlarımızın tedavileri yapıldı ve bu güne geldik.
Olaya ilişkin görüntüler basına yansıdı.
Cılız da olsa bazı basın kuruluşları olaya karşı duyarlılık gösterdiler.
Bundan sonrası için diyecek bir şeyimiz yok. Bizim için söz biteli yıllar oldu, lakin Türk Devletine olan bağlılık ve güvenimiz elimizi kolumuzu bağlamakta, Türk Milliyetçiliğinin doğasına aykırı işlerin yapılmasının önünü kesmektedir.
Bu ülkede densizin birisi çıkıp inanan topluluğa hitaben "sizin Ezanınız ayaklarımın altında" diye anırsa bu anıran ne denli soysuzsa, inançlara hakaret eden soysuza tepkisiz kalanlar da en az onun kadar soysuzdur. Bu madalyonun birinci yüzü.
Gelelim ikinci yüzüne!
Kuruluş felsefesi Türkçülük olan bir devletin kahır ekseriyesi Türk olan milletine karşı utanmazca, hayasızca, namussuzca "Türk Milliyetçiliği ayaklarımın altında" diye anıran soysuz soysuzluğunu yapmış lakin bu soysuzun soysuzluğuna, bir kaç cılız çıkış istisna, hak ettiği yanıt verilmemişse bu ülkenin insanlarının yaşayış, düşünüş ve hayata bakışında, milli ve manevi mukaddesata karşı duyarlılığında ciddi sorunlar var demektir ki 24 Şubat Pazar günü Türklüğün Milli Kıblesi Ankara'nın göbeğinde aynı zamanda bir "insanlık trajedisi" olan "Hocalı Soykırımı" için hiç bir tahrik edici söz ve davranış olmaksızın imza toplamak gibi pasif sayılabilecek bir etkinlik yapan Türk çocuklarına saldırılıyor ve Türk bayrağına ve Türklüğe ait değerlere hakaret ediliyorsa bu soysuzlar sürüsüne bu cesareti verenlere bakmak gerekir!!!
Bananecilik, nemelazımcılık gibi psikolojilerle "benden başkası yok mu?", "alemin delisi ben miyim?", "devletin askeri var, polisi var!" vs. mantığıyla, aslında korkaklıklarını, deve kuşu misali, kafalarını kuma gömerek saklamaya çalışanlar bu korkaklıklarının sonunda korktuklarının günün birinde -ki böyle giderse o gün pek uzak gözükmüyor- evlerine, mahremlerine ve hatta namuslarına ilişeceklerini unutmamalıdırlar.
Biz, Gökbörü Türkçüler Derneği olarak yalnız kalacağımızı bile bile bu kutlu davaya atılmayı, kanımızın üzerimize yüklediği bir ibadet biliyor ve canımız tenimizde olduğu müddetçe de davamızdan ve imanımızdan milim sapmadan Türk Milletinin bu günü ve yarınları için üzerimize düşeni yapacağımızı bir kez daha duyuruyoruz.
Bu kahpe olayı müteakiben yurdun dört bir yanından telefon açarak bizlere manevi desteklerini esirgemeyen Milliyetçi duyarlılığa sahip sivil toplum kuruluşlarının ve siyasi partilerin değerli temsilcilerine ve kişisel olarak acımızı acısı bilenlere ayrı ayrı teşekkür ederim. Hepsi sağolsun, varolsun!
Sözümü merhum bilge şair Abdurrrahim KARAKOÇ'un çok manidar olan:
KORKAK MÜSLÜMANIN NAMAZ KILDIĞI
CAMİYİ TAŞLAYAN DELİ CENNETLİK
sözleriyle tamamlıyorum.
TTK.