Afşar Beyi;
Tespitlerinizde haksız olduğunuzu savunmak imkansız ancak,maşayı tutan ele nasıl vuracağız?Habur sınır kapısını bile kapatmaya çekinen zihniyet,hala barzaniye elektrik sağlayan bir hareket nasıl olurda maşayı bırakır da tutana tepki koyar?Biz tepkimizi koyarız o ayrı konu ama bence şu daha önemlidir;maşaya bile kardeşiz demeye çalıştığımız bir ortamda,maşayı tutan eli düşman ilan etmemiz bana imkansızmış gibi geliyor.İstemesekte maalesef onlara bağlı bir ekonomi sistemimiz,onlara göre yürüyen bir dış politikamız var.Ben size can-ı gönülden katılmaktayım ama bunu birilerine anlatmamız çok zor olacaktır.Türkçülüğü salt bir kürt düşmanlığı haline getirip,nasyonal sosyalizm yoluna itenler çok fazla.Bunları benim kadar sizde iyi tanıyorsunuz.
Demek istediğim şudur:
Belirttikleriniz doğrudur ama bizi bunu anlatmamız zor olacaktır.Daha dünkü kölelerimizi muhatap almamız zaten ayrı bir soru işaretidir.Kürtleri tek muhatap alanlarda kendine Türkçüler diyenler olduğu sürece çok çaba sarf etmemiz gerekecek.
Tanrı yardımcımız olsun.
Sn İstemi Yabgu
Tedavinin ilk şartı teşhistir. Teşhiste birleşirsek tek sesli olabiliriz.
Tek sesliliğe geçebilirsek birlik ve beraberliğimizi kurabiliriz. Ancak böyle birbirimiz anlamaya başlar ve ne yapabileceğimizi konuşmaya başlayabiliriz.
Önceliğimiz dünkü tebaları muhatap almaktan vazgeçmemiz ve büyüklüğümüze yakışır tavırlara geçebilmemizdir. Biz kendimizi küçük görürsek, herkes bizi küçük görür.
İkinci önceliğimiz hayalperest değil, gerçekçi olmamızdır. Olmayacak hayaller peşinden koşmak bizi hedefimizden uzaklaştıracaktır. Hedeften uzaklaşmak ise her seferinde daha uzun yollar yapmamıza neden olacaktır. Doğa boşluk kabul etmez. Bizim her boş bıraktığımız alan başkalarınca doldurulacaktır. "Neden böyle" diye
ağlanacağımıza, "neyi yanlış yaptık" dememiz gerekiyor. Olan olmuştur. Kontrol edilemez. Sadece "olacaklar" kontrol edilebilir.
Biz Türkçüler birilerinin zannettiği gibi az değiliz. Ama dağınığız ve tek sesli olamıyoruz. Bu nedenle de görünmüyoruz. Önceliğimiz birliktelikler kurmak, gür ama uyumlu sesler çıkarabilmek ve bu gür ama uyumlu seslerle diğerlerine derdimizi anlatabilmektir. Sayılarımızı önce binlere, sonra onbinlere, sonra da yüzbinlere taşımak gereklidir. Ancak böyle insanların korktuğu, ciddiye alabildiği sesler çıkarabiliriz.
Bu yolda ilerlerken, bizi yolumuzdan ve gerçeklerden çevirecek her sese de kulaklarımızı kapatmak zorundayız. Hayal kurmadan, partileşme sevdalarına tutulmadan ilerlemek zorundayız. Dernekler kurmak, mitingler yapmak, dergi ve gazeteler çıkarmak zorundayız.
Bunları yaparken Başbuğumuzun yolundan yani gerçekçilikten sapmamalıyız. Anadolu Türklüğüne güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Koşullarımızı ağlamadan, sızlanmadan kabullenmeli ve Gençliğe Hitabede denildiği gibi "Damarlarımızdaki Asil Kanın" gücünü kullanmayı öğrenmeliyiz.
Sizde sızlanmayın ve başınızı önünüze eğmeyin. Siz TÜRK'sünüz. 40 kişi ile bir çin ordusuna saldırmayı göze almış, 17 kişi ile yola çıkıp imparatorluk kurmuş, tüm dünyaya karşı savaşıp, yokolmuş bir imparatorluktan, 80 yaşına gelmiş bir devleti kurabilmiş bir Irkın, değerli evladısınız. Birleştiğimiz gün yeni bir ateşle dünyayı kavururuz. Silkinin üzerindeki ölü toprağını ve haykırın dünyaya TÜRKLÜĞÜNÜZÜ..!!!!
Silkinin üzerinizdeki ölü toprağını diyorum. Çünkü şimdi silkinmezseniz, öldüğünüzde üzerinize örtülecek toprağınız olmayacak. Silkinin ve gücünüzü yeniden keşfedin. Düşmanlarımız bu güçten korktukları için parçalamaya çalışıyor bizi. Önce bunu anlayın.
Afşar Beyi