Gönderen Konu: Türk Tarihi Üzerine Notlar  (Okunma sayısı 64959 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #20 : 30 Kasım 2011 »
Mustafa Kemal adı, Namık Kemal'in adından esinlenilmiştir...

Genelde bütün tarih kitaplarında, Atatürk'ün matematik öğretmeninin: "Oğlum senin adın Mustafa. Benim de öyle. Arada bir fark olmalı. Bundan sonra senin adın "Mustafa Kemal" olsun." dediği belirtilir.

Ancak bir öğrencinin adı, öğretmenin adıyla neden karışsın? (Yaşıt değiller ki!)

Bütün kaynaklarda yer almasına karşın bu biraz çocukça bir hatıradır.

Mustafa Kemal, Namık Kemal'i kendisine örnek almıştır ve kendi adının onun adına benzemesini istemiştir.

Başlangıçta açık açık Namık Kemal'i örnek aldığını söyleyemezdi.


(Bu iddia tam olarak kabuledilmese bile hiç olmazsa kafalarda bir "soru işareti" konulmalıdır...)
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #21 : 12 Aralık 2011 »
Osmanlı Devleti neden geriledi? :


Aşağıdaki harita hepimizin bildiği Osmanlı Devleti'nin gerileme ve çöküş döneminin haritasıdır:




Osmanlı Devleti 1579 tarihinde Duraklama dönemine girmişti. Duraklama döneminde bile topraklarını kısmen genişletmişti (Girit'in fethi vb.). II.Viyana Kuşatmasında (1683) yenilen Osmanlı Devleti, artık batılılar karşısında "yenilebilen" bir ülke konumuna gelmişti. Bu savaş sonunda imzalanan Karlofça Antlaşmasıyla (1699) Osmanlı Devleti ilk kez toprak kaybetmişti. Bu antlaşma psikolojik olarak bir çöküntü yaratmıştır.

Osmanlı Devleti, en geniş sınırlarına ulaştıktan sonra topraklarını daha fazla genişletemedi. Artık Avusturya ve Rusya gibi güçlü ülkelerle sınır komşusu olmuştuk. Viyana iki kere kuşatıldı ve fethedilemedi. Malta kuşatıldı ve alınamadı. Fatih Sultan Mehmed, İtalya'yı elegeçirmeyi düşünüyordu ve Otranto kalesi fethedilmişti. Ancak Fatih'in ölümünden (öldürülmesinden!) sonra Osmanlılar bir daha İtalya'yı elegeçirmeyi tasarlamadılar.

Osmanlı Devleti doğuda İran ile sınırdaştı. Uzun yıllar boyunca yıpratıcı Osmanlı-İran Savaşları sürdü ve hiçbir sonuç alınamadı. Afrika'da Fas himayemiz altındaydı ve Sahra Çölüne dayanmıştık. Artık fethedilecek bir yer kalmamıştı.

Kolomb'un Amerika kıtasını keşfiyle (1492) artık İpek Yolu'nun ve Akdeniz Ticaretinin eski önemi kalmamıştı. Ümit Burnu'nun keşfiyle de Portekizliler Asya'ya artık Afrika'nın güneyini gemilerle aşarak gitmeye başladılar. Ticaret yollarının değişmesiyle Osmanlı ekonomisi çökmeye başladı.

Osmanlı Devleti, batılıları "kâfir" olarak gördüğü için Batı'daki yenilikleri takip etmedi. Osmanlı Devleti; Macaristan'dan Yemen'e, Cezayir'den Irak'a kadar yayılmış olduğu için Fransa ve İngiltere gibi ülkeleri "küçük ülkeler" olarak görüyordu... Bu büyük bir yanılsamaydı! İngiltere ve Fransa gittikçe güçlenirken, Osmanlı Devleti yerinde saydı!

Batılı ülkeler birbirleriyle "rekabet" halindeydi. Bu rekabet onları geliştirmişti. İngiliz donanması, Hollanda donanması ile rekabet edebilmek için kendini geliştirdi. Bir ülke silahlarını, toplarını geliştirdikçe, ona rakip olan ülke de geliştiriyordu... Osmanlı Devleti ise bütün bu gelişmeleri kayıtsızlıkla izliyordu!

Osmanlı Devleti, "Türk" unsurunu hep savaşlarda harcamış, Türk Kültürüne hiç önem vermemişti. Osmanlı Devleti dönme-devşirme takımının elinde kalmıştı. (1909 yılından sonra yönetim Masonların eline geçmiştir.)

Osmanlı Devleti'nin Kuruluş ve Yükseliş dönemlerinde "kahraman" olarak yaşayan Padişahlar ülkeyi yönetmişti. Oysa Deli İbrahim döneminden sonra gelen bütün padişahlar, Deli İbrahim'in soyundan gelmiştir! (Deli İbrahim deliydi-değildi başka bir tartışmadır... Evet başlangıçta deli değildi ancak sürekli öldürülme korkusuyla normal insanlar gibi düşünememeye başlamıştır!)

Deli İbrahim 1640 yılında padişah olmuştur. Bu tarihten itibaren İngiltere, Fransa, Hollanda gibi ülkeler büyük bir ilerleme kaydetmiştir. 1640 tarihimizde "kırılma noktası"dır.

Osmanlı Devleti zayıflayınca Batılı ülkeler ve Rusya, Osmanlı Devleti'nin içindeki azınlıkları kışkırtmaya başladılar. Fransız İhtilali'nin getirdiği akımlar azınlıklar üzerinde etkili oldu.

Osmanlı Devleti, Rusya ile yaptığı çok sayıda savaşı kaybetmiştir.

Bu topraklar üzerinde 1721 yılından itibaren Masonluk etkili olmuştur. (Bu konuya diğer yazımda değinmiştim.)

Fransızlar Cezayir'i (1830) ve Tunus'u (1881) elegeçirdiğinde, Osmanlı Devleti sadece protesto etmiştir!!! (Osmanlı Devleti'nin Fransa ile savaşabilecek gücü yoktu!)

Rus ordusu, İstanbul üzerine yürüdüğünde Kıbrıs'ı İngilizlere vererek (1878) Rusları durdurabilmiştik...

1896 yılından itibaren Almanya, Osmanlı Devleti üzerinde etkili olmaya başlamıştır. (Bu tarih, Enver Paşa'dan çok öncesidir! Oysa hep Enver Paşa Osmanlı'yı Alman etkisine soktu diye suçlanır!) Osmanlı Devleti; İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı Almanya'ya yanaşmak zorunda kalmıştır.

Osmanlı Devleti'nde ne doğru düzgün sanayi vardı ne ticaret. Eğitim alanında, bilimde, sanatta Avrupa ülkelerinin çok gerisindeydik. Aşırı borçlanma nedeniyle ekonomi iflas etmişti.

İngiltere, Fransa, Almanya, ABD gibi devletler alıp yürümüştü... Rusya, Avusturya ve İtalya gibi devletlerin bile çok gerisindeydik. Japonya bile batılılaşıp, modernleşmişti.

1770'lerden sonra Ortadoğu'ya İngiliz güdümlü bir din anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır. "Dini bütün" geçinen kimseler o kadar da dini bütün değildi! (Türkler Karahanlılardan beri müslümandır... Ancak "İngiliz güdümlü din anlayışı" ile Türklerin Müslümanlık anlayışı arasında dağlar kadar fark vardır...)

Osmanlılar, parçalanmaktan kurtulmak için Osmanlıcılık, İslamcılık, Turancılık görüşlerini geliştirmiştir. Osmanlıcılık ve İslamcılık görüşlerinin başarılı olması imkansızdı. Türkçülük-Turancılık görüşü Atatürk döneminde uygulanmıştır. Atatürk'ün ölümünden sonra Türkçülük tamamen bir kenara bırakılarak ülke hızla "Batı yanlısı" bir zihniyete teslim olmuştur. 1950'lerden sonra Batıcı zihniyet "Amerikancı" Dünya görüşü ile birleşmiştir... Günümüzde Avrupa Birliği yanlıları da aslında hem "Amerikancı" hem "Avrupacı"dır! (Aslında bu Amerikancılık ve Avrupa yandaşlığı da değil apaçık Masonluktur!)
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #22 : 19 Aralık 2011 »
Geçmişteki tarihsel diziler doğru düzgündü!

Türkiye'de 1984 yılında yayımlanan İtalyan Yapımı Marco Polo dizisi vardı...

Bir de ülkemizde 1985 yılında yayımlanan Japon yapımı Cengiz Han dizisi

Bu diziler oldukça güzeldi. (Tarih öğrenimi için görsellik de önemlidir. Sırf kuru kitap okuyarak tarih kavranılamaz!)

Günümüzde "Amerikan" bakış açısıyla diziler de katledilmektedir. (Onların yaptığı dizilerde ne Roma Romadır, ne Cengiz Han Cengiz Handır!)

____________________________________

İsteyen olursa Cengiz Han ve Marco Polo dizilerinin oyuncularını, yönetmenlerini vb. bulabilirim. Belki bu dizileri internetten de bulabiliriz...
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #23 : 20 Aralık 2011 »
Sultan Abdülaziz İngilizlerin "Order of the Garter" nişanını almıştır...
____________________________________

Bunda o kadar abartılacak bir durum yoktur. İngiltere, Hollanda, Rusya, Almanya gibi ülkeler birbirlerine sürekli nişan veriyorlardı.

Sultan Abdülaziz, İngilizlerden nişan aldı diye "İngilizlerin adamı" mı olmuştur?

Osmanlı Devleti de herkese nişan dağıtmıştır.

Çok sayıda hatası bulunmasına rağmen Sultan Abdülaziz'i insafsızca eleştirmemeliyiz...

(Sultan Abdülaziz, İngilizlerin adamıysa neden öldürdüler onu o zaman? İngilizlerin adamı falan DEĞİLDİR!)

Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #24 : 29 Aralık 2011 »
RUS ANITININ TAHRİBİ (1914)







____________________________________

Anıtın aslında Yeşilköy'de (Ayastefanos) değil, Şenlikköy'de olduğu iddia edilmektedir.
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #25 : 01 Ocak 2012 »
Dünya Tarihi Büyük Güçlerin egemenlik mücadelesinden ibarettir. Asıl gerçek budur!

Televizyonlardaki haber bültenlerinde ise ağaçta mahsur kalan kedi ve Çin'deki sevimli pandalar gösterilir!

Ne pandası? Ne kedisi?

I.Dünya Savaşı çıktığında Dünya'nın belli başlı ülkeleri: İngiltere, Fransa, ABD, Rusya, İtalya, Almanya, Avusturya-Macaristan İmp. ve Osmanlı İmp. idi.

Günümüzde Dünya'nın 17.ci ekonomik gücü olduk diye seviniyoruz... Biz Osmanlı'nın en zayıf döneminde bile Dünya'nın sayılı devletlerinden biriydik!

http://en.wikipedia.org/wiki/Historical_powers

_____________________________________

Günümüzde ABD'ye rakip olarak Çin gösterilmektedir. Ancak Çin gerçekte ABD'nin rakibi değil işbirlikçisidir!

Avrupa Birliği ise zaten ABD tarafından kurulmuştur.

Almanya, Fransa, Japonya, Güney Kore gibi ülkeler 1945 yılından beri ABD'nin güdümündedir. Hindistan eski bir İngiliz sömürgesidir. Brezilya, Arjantin ve Meksika ülkelerin siyasi bir gücü yoktur.

Demek istediğim bu tür ülkelerden Süper Güç olmaz!

______________________________________

ABD'nin gerçek rakibi herşeye rağmen Rusya'dır.

"ABD'ye karşı Türkiye Rusya'nın yanında yer almalıdır." biçimindeki Avrasyacı görüş tamamen palavradır!

Bir kere Rusya'nın çıkarları Türkiye ile ortak değildir!

______________________________________

Türkiye sıçrayışını kendisi yapmalıdır! (Hiçbir ülke, diğer bir ülkeye yardım etmez zaten!)

Günümüzdeki Satanist-Mason-Liboş, Fethullahçı, Kürtçü, Marksist, "Sahte" Atatürkçü vatandaşlarla işimiz gerçekten de çok zor!

Hepsi tasfiye edilmelidir!

Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #26 : 07 Ocak 2012 »
Osmanlı Devleti'nde Dış Borçlar:

http://www.mevzuatdergisi.com/2006/04a/03.htm

Konu tablolar ile gayet güzel anlatılmış

(Cumhuriyet Dönemi de var)
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #27 : 15 Ocak 2012 »
1900 yılında Osmanlı Vilayetleri:



not: 1878 yılında Kars, Ardahan ve Batum elimizden çıkmıştı. Yine aynı yıl Kıbrıs İngilizlere bırakıldı. 1882 yılında İngilizler Mısır'ı işgal etti.

Vilayetlerin adları:

http://en.wikipedia.org/wiki/Vilayet

Vilayet aslında "eyalet" anlamındaydı. (Bugünkü vilayet anlamında değildi!) Ermeniler, Doğu Anadolu'daki 6 vilayeti istiyorlardı: Sivas, Erzurum, Bitlis, Van, Diyarbekir, Mamuret-ül Aziz (> Elazığ)

Ermeniler ayrıca Trabzon vilayetini de istiyorlardı! (Bu konuda Sevr Haritasına bir gözatınız. / Ancak Trabzon vilayetini isteyen asıl unsur Pontuslu Rumlardı.)

____________________________________

Okullarımızda bu konular doğru düzgün öğretilmez!

Osmanlı Vilayetleri konusunda Yılmaz Öztuna'nın "Türkiye Tarihi" ile "Devletler ve Hanedanlar" adlı eserlerinde geniş bilgi bulunabilir...
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #28 : 16 Ocak 2012 »
1850 yılında Vidin Eyaleti (kırmızı renkli) :



Haritada batıdan doğuya; Bosna, Hersek, Sırbistan, Niş, Eflak, Vidin, Silistre,

Yanya, Manastır, Selanik, Edirne ve Girit vilayetleri görülüyor...

(Yunanistan ise 1829 yılında bağımsızlığını ilan ederek, Osmanlı Devleti'nden ayrılmıştı.)


Tarihçiler, ekranlarda abuk sabuk konuları işleyeceklerine Osmanlı İmparatorluğu'nun eyalet sistemini haritalarla doğru düzgün anlatan tarih kitapları yazsınlar!
Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!

Çevrimdışı Böri

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1084
Ynt: Türk Tarihi Üzerine Notlar
« Yanıtla #29 : 16 Ocak 2012 »
Geçmişteki Osmanlı Eyaletleri:

Rumeli Eyaleti (kırmızı renkli), diğer eyaletlerin adları sayfanın aşağısında yazmaktadır:

http://en.wikipedia.org/wiki/Rumelia_Eyalet


Türkiye'ye ihanet edenler cezalandırılmalıdır!