Diyelim ki Hezarfen Ahmed Çelebi ve Ulubatlı Hasan yaşamadı. Bundan Türklüğün kazanımı ne olacak?
Türk Milletinin sinesinde ve milli hafızasında yer tutmuş kodlarla oynamaya kimsenin hakkı yoktur.
Belki İstanbul'un surlarına ilk defa Türk Bayrağını diken Türk oğlunun adı Hasan değildi! Ama oraya bir Türk, Türk Bayrağını dikmişti.
Adı ama Hasan'dı, ama Hüseyin'di, Ama Ali'ydi. Ne fark eder?
Sonuçta bir Mehmet oraya o bayrağı dikmişti!!!
Sayın İlber Ortaylı'yı sever ve takdir ederim. Gerçekten Türk Milletinin yüz akı diyebileceğimiz uluslararası çap ve kalitede bir tarihçi ve bilgin.
Lakin bazen "her şeyi bilir abi" pozları da adamı çileden çıkartıyor.
Çok bilen çok yanılır dedikleri sanırım Sayın İlber Ortaylı'nın şahsından yansıyor.
Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey
_____________________________________
Sphrantzes / Francis'in eserinden
alıntı:
"... İşte o sıralarda
Hasan adlı bir yeniçeri, memleketi
Ulubat olup koca bir vücuda sahipti, sol eli ile başının üstüne kalkanı tutup sağ eli ile kılıcını çekti ve bizimkilerin* şaşkınlık içinde geri çekildikleri o bölgede surun tepesine doğru atıldı. Onunla aynı cesareti göstermek isteyen 30 kadar diğeri de kendisini takip etti...
/ Ne var ki,
Hasan kendisine özgü şiddeti ile surun üstüne çıkmayı ve bizimkileri* kaçırmayı başardı...
/ Savaş sırasında bir taş
Hasan'a isabet etti...
/ ...almış olduğu pek çok yaradan sağ kolu işlemez oldu ve oklarla kaplandı...
/ Tüm bunlar olup biterken hem içeriden, hem dışarıdan ve hem de liman tarafından bir ses yükseldi:
"Kale (Şehir) Düştü! , Kulelerde
bayraklar ve de askerî işaretler yükseldi!"
___________________________________
* not: "bizimkilerin" = Sphrantzes Rumdur!
Sphrantzes böyle bir şeyi neden uydursun ki?