Çerkezin soyunu sopunu unutandan, kendisine ben Türküm deyip Türkçe konuşanından zarar gelmez. Ama fazlada güvenmemek lazım.
Ama Çerkez damarı kabarık olan ateşli Çerkezler Kürtlerden kat be kat daha tehlikelidir. Birincisi sinsidirler, Kürtler kadar salak değillerdir. 21. yüzyılda güçlü bir ekonomisi olan ve 750.000 askere sahip süper donanımlı Türk Ordusuna karşı girişecekleri bir mücadelede kaybedeceklerini iyi bilirler. Bu yüzden Kürtler gibi elinde kaleşnikof dağda it gibi gezmenin bu devirde kendilerine birşey kazandırmayacağını iyi bildiklerinden genelde farklı planlar yaparlar. Dediğim gibi sinsidirler, devletin askerine ve polisine kurşun sıkmak yerine devletin kurum ve kuruluşlarına sızarlar. Ordumuzda Subay, Astsubay ve Uzman Erbaş rütbesinde çok Çerkez vardır. Bunun dışında Polis Teşkilatında, Milli İstihbarat Teşkilatında da sayıları azımsanacak gibi değildir. Vali, Kaymakam, Milletvekili Çerkezlerde yok değildir. İşte tehlikeli olan budur. Devletin çoğu kademesine, kurum ve kuruluşlarına sızmışlar ve gerçekten kendilerini Türk mü hissediyorlar, yoksa içlerindeki koyu Çerkez milliyetçiliğini Türk milliyetçiliği ile mi maskeliyorlar bilmiyoruz. Dediğim gibi devletin çoğu kademesinde, kurum ve kuruluşunda Çerkezler var ve yarın öbür gün Kürt denen hain sürüsünden kurtulduğumuzda Çerkezlerin başımıza bela olmayacağının, Devlet katında önemli mevkilerde bulunan Çerkezlerin bulundukları mevkinin getirdiği avantajla Çerkez asilerine yardım ve yataklık etmeyeceğinin garantisi yoktur.
Yapılacak tek şey; Kahraman Türk Ordusuna, Polis Teşkilatına, Milli İstihbarat Teşkilatına giriş şartı olarak Türk ırkından olmak şart koşulmalıdır. Diplomat, Vali, Kaymakam mevkileri içinde İlkokullardan itibaren yetenekli, gürbüz Türk soylu çocuklar tespit edilmeli, Valilik, Kaymakamlık, Diplomatlık gibi mevkiler için çocuk yaşlardan itibaren özel eğitimlerle mevkilerine hazırlanmalı, tabir-i caizse çekirdekten eğitilmelilerdir.