Batı Gök-Türk Hakanlığı
Batı Gök-Türk Hakanlığı
582 yılında hakanlığın doğu kanadı ile resmen ilgisini kesen Tardu, her iki
tarafı kendi idaresinde birleştirmek için gayret sarfediyordu. Doğu hakanlığına
baskı yapan Çin'in, Tulan hakana karşı, kardeşi T'u-li (K'i-min)'yi tutarak iki
kardeşi çarpıştırması üzerine Tardu Çin'e yürüdü. Kuzey Çin'de ilerlerken
yukanda adı geçen general - diplomat Ç'ang-sun Şeng'in oyununa kurban oldu. Bu
Çinli, Türk ordusunun geçeceği yollardaki suları, kuyuları, pınarları gizlice
zehirletmişti. Tardu böyle bir şeyin de yapılabileceğini hatırına getirmediği
için zayiat ve ağır at telefatı verdi , çekilmek zorunda kaldı (600). Bu tarihe
kadar Tardu Kagan batıda büyük başarılar kazanmış, Hoten bölgesini hakanlığa
bağlamış, şehinşah Ormuzd IV "Türk-zade" (579-590) zamanında, Bizans-Sasanî
savaşlarında, îran işlerine müdahale etmişti. Bir Türk başbuğu ("Hazar
yabgu'su"?) Derbend'i kuşatırken, diğer Gök-Türk ordusu Herat, Badgîs havalisine
girmişti (588-9). Bu orduyu durduran ünlü Sasanî kumandanı Bahram Çüpîn'in isyan
ederek Ormuzd'ı tahttan indirip onun oğlu Husrev Pervîz'i çıkarması, fakat bunun
da kaçması üzerine, Bahram'ın kendini "Şehinşah" ilan etmesi Sasanî
imparatorluğunu karıştırmış, Bizans'ın müdahalesi ile mağlüp edilen Bahram
sonunda hakana sığınmıştı. Böylece Tardu'nun, bir yandan, kısa müddet için de
olsa, her iki Türk hakanlığını kendi idaresinde birleştirmesi (598'e doğru),
aynı zamanda tran üzerinde nüfuzlu bir durum kazanması, onun, 598 yılında Bizans
imparatoru Maurikios'a gönderdiği mektubun başlığında ifadesini bulmuş
görünmektedir: "Dünyanın yedi ırkının büyük başbugu ve yedi ikliminin hükümdarı
Hakan'daıı Roma imparatonma.." . Çin kaynaklarına göre de, bu tarihte Tardu,
Ötüken, Kuzeybatı Moğolistan, Aral gölü havalisi, Kaşgar, Maveraünnehir ve
Merv'e kadar Horasan sahalan üzerinde hakim bulunmakta ve ulu hakan olarak
"Bilge Kagan" ünvanını taşımakta idi.
Fakat Tardu Gök-Türk birliğini gerçekleştirmek için, Çin'in desteğindeki Doğu
hakanları Tu-lan ve K'i-min ile mücadeleleri dolayısiyle, çok şiddetli davranmış
ve buna, şüphesiz Çin'in aleyhte propagandası eklenmişti. Neticede başta
Töles'ler olmak üzere bazı Türk boyları ve yabancılar ayaklandılar. Tardu
bunlarla başa çıkamadı ve mücadeleyi sürdürdüğü Kuku-nor havalisinde Moğol
Tü-yü-hun'lar arasında kayıplara karıştı (603)
Tardu'nun sahneden çekilmesinden sonra, memlekette isyancıların sayısı arttı,
nizam bozuldu. Doğu hakanlığında yeni bir kudret olarak beliren Şi-pi Kagan'a
karşı, Tardu'nun torunu Ho-sa-na (=Ç'u-lo Kagan) Sui'lerle işbirliğine kalktığı
ve hatta ülkesini bırakarak Çin sarayında yaşamayı tercih ettiği için Şi-pi
tarafından Çinliler'den teslim alınarak öldürüldü (619).Devlet Meclisi'nin hakan
ilan ettiği, Tardu soyundan, Şi-koei zamanında durum düzelmeğe başladı. Fakat
asıl huzur, Tardu'nun küçük torunu olan T'oug-Yabgu (Yabgu Kagan) devrinde
(618-630) görüldü. Çin kaynağı T'ang-shu'ya göre "akıllı ve cesur" olan bu hakan
"mahir bir savaşçı ve seçkin bir taktikçi" idi. Orhun, Tola ırmakları ile Aral
gölü - Kafkaslar arasına yayılmış bulunan Tölesleri kendine bağlamış, îranlıları
mağlüp etmiş, güneyde Gandahar'a kadar ilerlemişti. Ordusu birkaç yüz bin "iyi
yay kullanan" süvariden kurulu idi. Merkezi Talas şehrinin (bugün Evliya-ata) 75
km. kadar güneydoğusundaki ünlü Bin-vul (Bin-bulak = bin pınar) mevkiinde idi.
T'an-shu'ya göre, "O zamana kadar batıda onun derecesinde kuvvetli olanı
görülmemişti. Çin ile dostane ilişkiler kurmuş olan T'ong-Yabgu çağında
Hindistan'a gitmek üzere Gök-Türk imparatorluğunu bir baştan bir başa geçerek
yollar, şehirler, dinî ve kültürel hayat hakkında çok ilgi çekici bilgi veren
Çınlı budıst rahıp Hıuen-tsang, T ong-Yabgu yu da ziyaret etmiştir.
Gök-Türk imparatorluğunun parlak bir devir yaşadığı bu yıllarda Nu-şi-piler ve
Karluklar isyan ettiler. Bunları, kendi mevkiini tehlikede zanneden Doğu hakanı
Kie-li teşvik etmiş olmalıdır. T'ong-Yabgu'nun, hakanlığın batı kanadı To-lular
eliği olan amcası ile mücadelede ölmesi (630) ülkeyi kanştırdı. Nu-şi-pi boyları
önce kendileri ayrı bir hükümdar seçmeyi tercih ettilerse de, sonra
Tong-Yabgu'nun oğlu Se-Yabgu üzerinde birleşildi. Bu defa Töleslerin ayaklanması
devletin Çin'e bağlanmasında birinci derecede etkili oldu.
630 senesi Gök-Türk tarihinin karanlık yılıdır. Doğu hakanlığı bu sene Çin'e
boyun eğmişti. Batı hakanlığı da aynı tarihte aynı akıbete uğradı. Bundan sonra
da Aşına soyundan bir sürü "kagan", bazan aynı zamanda birkaç "kagan" Batı
Göktürk gruplannın başında görülüyorsa da, bunlar artık Çin'in birer memuru
durumunda idiler. Bir aralık, başta Türgişler ve Karluklar olmak üzere diğer
Türk boylannın desteğinde şiddetli mücadelelere girişen hakan Ho-lu(653-659)'nun
büyük gayretlerine rağmen, Batı Gök-Türk arazisinin Çin kontrolüne girmesi
658'de tamamlandı. Çin imparatorları, oradaki Türgiş hakanlığı zamanında bile,
çoğu ismen olmak üzere, On-oklara "kagan" tayin etmeğe devam ettiler.
73-2779