Gönderen Konu: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI  (Okunma sayısı 76644 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı aysudem

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 11
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #30 : 20 Şubat 2012 »
KMaraşlıların günlük konuşmaları
notin?(ne yapıyorsun)
notum ot atim.(ne yapayım Maraş otu atıyorum)

Çevrimiçi Üçoklu Börü Kam

  • Otağ Yöneticisi
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2337
  • Kök Teñğri Türk'e Kut ve Utku Versin!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #31 : 20 Şubat 2012 »
Yöresel konuşma deyince Denizli'yi tek geçerim.
Ben de aynı görüşteyim.
Denizli'lilerin bazı konuşmalarını dünyada var olan hiç bir abaçayla yazıya dökmem mümkün değildir.
Denizli şivesi yazılamaz, ancak Denizli'lilerce, konuşulabilir!
Bir iki çeviri denemesi yapalım. Bakalım becerebilecekmiyim.

TTK.

-Nerem deding bizim gıız?
-Sooma gareee, öskürü öskürü bitmediii. Soonuda  hurama hööle bi aarı giidi. kıpırdeyemeyyon. Tokturu gitçen hindi…
Neren ağrıyor bizim kız?(Bir alt cümleden ağrısının olduğu yeri sorduğunu tahmin ediyorum)
- Sorma gayri. Öksüre öksüre bitmedi. Sonra da şurama şöyle bir ağrı girdi. Kıpırdayamıyorum. Şimdi doktora gideceğim.


- Domat dativeecenmi iki gilo.
- Dattim dattim. Aha suracikta. Aliveecen mi?
- Alcem de tobayi aciveecen mi?
- Accem de parami cikariveemedim bi dakka bekleyiveecen mi?
- Bekleyiveririm nolcekki...
İki kilo domates tartar mısın?
Tarttım, tarttım. Aha şurada. Alacak mısın?
Alacağım da, torbayı açacak mısın?
Açayım da paramı çıkaramadım, bir dakika bekler misin?
Beklerim ne olur ki!
Türk Soyunun Gizli Gücüne İNAN ve GÜVEN!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #32 : 20 Şubat 2012 »
Şebinkarahisar Ağzı

Şebinkarahisar Lehçesi ile yazılmış bir mektup aşağıdadır:

Gardaşım İseyin,

Evvelâ mahsus selâm eder her iki ellerinden hasretle sıkarım. Bizi suâl edecek olursan, hamdolsun eyiyük. Böyüklerin ellerinden, güçcüklerin gözlerinden öperük. Sağa yazduğum son mektubum herhalım eliğe değmedi. Epeyi bekledim, ne mektup çıktı ne haber.

Ula oğlum!... bağa bah, sen ne hıyanet adamsın. Bu gardaşın, aha bu yad ellerinde, tertelef, tek bir başına hasretlik çekeriken sen onun halini sormak içün bir mektup bile yazmiysın. Ula! Ekdüğüm biçdiğüm nohut yoğsa leblebi odlunda benimi beğenmiysin.

Ula sıçanın sidüğü, eğer aha bu mektubuma da cevap yazma, bah ben seni neydiyim. Bir gargış verürüm, bir gargış verürüm ki anandan doğduğuna pişman olursun. Tööbe, tööbe… Estağfurullah.

Allah razı olsun, demekki <Yeni şebin postası> da gelmese heç biriğizden heç bir haber alamıyacuk!

Şimdi İseyin beni eyi dinle;

Gardaşım nasıl? Heç, herifci oğlunun şeyinde bile değil, namussuz bir haber bile yollamıy. Ona uğra, benim için bir parhaç gatıh iç. Ve de deki; Gardaşın seni merah ediymiş de, mektubuna cevap yazmamışsın de. Erükler savdımı? Cöğüzler folağ odlumu? Besdil durumu nasıl? Yiğenim gine altına işiyse ecük pisikbalı yedürsünler, heç bir şeyi galmaz o çerliyesicenin deyiyde. Ve de deki, işte canım aklığa ne gelürse de Ehlaksızlık etmesin, beni habersiz gomasınlar deyiy de.

Onları öyle çok göresiydimki, şu işleri bir yoluna goyayım, hemen gelecem. Gardaşım, biliysin kelin daşı körün guşu gırh yılda bir, iş bulduk – o da elesefiye onuda gaçurmuyah.

Gareysarı, Tamzarayı, galeyi, gülloğu, Köroğlu gözesini, Aspasayı, sokakları, galdırımları, damları, hetta ve hetta galedeki çamşurları, ahurdaki inekleri, her şeyi, herkesi çok göresidim.

Hele bir gelim, bağa gancıklık eden o yollozun da çapolasını da ağzına dıhmassam bağada Mehmet demesinler. Ağzına çerledüğümün zalladı, galleşlik neyimiş ben ona görsedürüm. Hele bir işlerim bitsin, İseyin, hele bir bitsin!... Nerende geldi aklıma? Gelmez olasıca

Neyse senin de canığ fazla sıkmayım. Gelsem de seniğnen bitike dertleşsek, fırıngurularımızı, çükeliğimizi çıkın edip Coyna bahçesinde, Ehmet gözesinde bir otursak!... Ooof aman ooof buz ğibi suda bir ıslasak fırıngurularımızı…

… Geçende yağan düğürcük bahçelere bişey etimi? İşşallah bişey etmemişdür. Gerze tavuğun gulk olduğunu yazıydın, cücükler herhalım çıkmışdur. Sen neydiysin, gardışım, sen nasılsın? Anangil erüşde yapdılarsa gelince payımı isterim, unutma haaa!

O keliği başına çalınasıca emmi oğlu ne halt ediy? İşlerini yoluna goydumu? Duyduğuma göre mektup yazmıyrım diye bağa ekis ediymiş. Çok çok selamlarımı söyle, ilk fırsatta onada yazacam. İşleri innem sıkışığımuş da ondan yazamıymış de hemi!

Ya o kemçük ağızlı kel Şaban ne âlemde? Heç sesi soluğu çıkmıy.

Memleket yerinde durıy mı?

Bu yıl ne zinzoğ gördük ne çamşur, ne de anuk, kokusu sardı boğazımızı. Buda yaşamamı sanki.

Mereğin altında daru püskülü sarıp, cigara diye içdüğümüz, cebimizde düremeçler, kavaklar’a davum, öküzgötü yolmağa gettüğümüz, Ehmet Dede’de çimdüğümüz günler, ham-hozik dut yeyip hötürük olduğumuz, ayağımızda hıltak çedikler galeye dırmanduğumuz günler, sizin inek doğurduğunda yediğimiz ağuz ve mereklerin ardında, sıcak ahbun yığınları üstünde, ellerimiz, ayaklarımız buymuş oynadığımız soğuk kış günleri… Hep dünkü şeyler sanki…
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #33 : 20 Şubat 2012 »
Şebinkarahisar Ağzı

Yöreden Sözcükler

Abunmak : Dayanmak
Afkun : Gübre, fışkı {Ahpun,Akpun,Ahbun}
Ağlaz : Mızıkçı, oyunbozan
Andır kalmak : Ölüden arta kalmak
Annaklamak : Etrafı dikkatle gözetlemek
Arustah (Arustak) : Tavan
Avıl : Ağıl

Barhana : Alie fertleri, grup, kafile
Bayah : Demin, az önce
Bayaktan : Demin, az önce
Bıldır : Geçen yıl
Bişi : Sac ekmeği; kızartılmış hamur
Bohori : Baca
Borana : Sarmısaklı yoğurt
Burulgan : Girdap
Bürük : Baş örtüsü, çarşaf, car
Büşürmek : Pişirmek

Carıs : Arsız, terbiyesiz
Cavramak : Uğraşmak, didinmek
Cengebe : Ormanda çukur yer
Cerge : Derme çatma dükkan
Cerlemek : Ters cevap verme
Cıcık : Güzel
Cırnaz : Oyunbozan
Cızmaklamak : Tırmalamak
Cibin : Çamurlu toprak
Ciciği şişmek : Canı çekmek, imrenmek
Civcik : Civciv
Coruk : Gelişmemiş
Coşarmak : Abartılı anlatı
Cörgül (Çörgül) : İnce, zarif

Çağala : Olmamış meyve
Çağgıl : Çengel
Çağmak : Güneş doğmak
Çalmak : Mayalamak
Çayan : Kırkayak,çiyan
Çaygara (çaykara) : Göze, kaynak, pınar
Çebiç : 1 yaşındaki ekek keçi
Çece : Ağabey; baba
Çeç : Tahıl yığını
Çedene : Keten, kendir, kenevir tohumu
Çedik : Terlik
Çekelik : Bir tür peynir, çökelek
Çekü : Başörtüsü, yemeni
Çendelemek : Yontmak
Çepellik : Yağmurlu bozuk hava
Çığırmak : Süslenmek, şarkı söylemek
Çıtak : Yakışıklı delikanlı
Çiğin : Omuz
Çiğit : Çekirdek
Çimmek :Yıkanmak
Çipil : İnce ağaç dalı; ırmak kenarı ağaçlardaki filizler
Çir : Meyv kurusu
Çise : İnce yağmur
Çiskin : Yağmurlu hava

Dastar : Sofra bezi
Deyha : Şurası
Dırlanmak : Gereksiz söylenmek
Dölek : Uslu, ağır başlı kimse
Dövmeç : Ceviz, çemiç, pestil vs. dövülerek yapılmış yiyecek
Düyürcük : Elendikten sonra geriye kalan ince bulgur, düğü

Eğrek : Hayvanların toplandığı yer
Ekercek : Yün eğirme aleti, kirmen
Ekis : Sitem, laf dokundurma
Eğleşmek : Oturmak, durmak
Eldeç : Tahıl dövmede kullanılan dibek tokmağı
Ellik : Eldiven
Em : İlaç
Eme : Hala
Emice : Dost, arkadaş
Esürünmü Geldi : Delirdinmi, keçilerinmi geldi

Fahı : Hoca, imam
Fene : Fena
Fetir : Mayasız yufka ekmeği
Fıtı : Bulgur kırığı




23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #34 : 20 Şubat 2012 »
 Gatmer                 : Katmer
Gedek         : Manda yavrusu
 Gelüç         : Yok anlamında kullanılır
 Gendüme         : Dövülmüş buğday veya arpa
 Geren         : Hafif bulutlu, sisli hava
 Gerilmek      : Gerinmek
 Germicek      : Değirmende üst taşın dönmesini sağlayan aygıt
Geysi         : Giysi
 Gıcık         : Koyun, kuzu
Gorhuluh      : Korkuluk
 Gozalak         : Çam kozası
 Göcecük         : Gocacık
 Göğnü         : Çürük rengi
 Göbül         : Köpek yavrusu
 Göğ keçemen      : Zehirli yeşil bir kertenkele{Göy keçemen}
 Gökçek         : Güzel
 Gölük         : Yük taşıyan, binilen hayvan
 Gör         : Mezar, mezarlık
 Görgü         : Ayna
 Göv         : Olgunlaşmamış, ham
 Gövenç         : Güvenilen şey
 Gövermek      : Bitkinin yeşillenmesi
 Göymek         : Katlanmak, beklemek
 Göz         : Suyun çıktığı yer, kaynak
 Gözcek         : Gözlük
 Gözleşmek      : Birbiriyle zıt gitmek, kızgın olmak
 Guşkana         : Kulpsuz bakraç, küçük tencere
 Gücük         : Şubat


 Harın           : Obur
 Haşıl           : Bir çeşit yemek, bulgur pilavı
 Hayf           : Hınç
 Hedik           : Haşlanmış buğday, nohut vs.
 Helik           : Duvar örerken boşluklara konan ufak taşlar
 Helke (Helge)        : Bir çeşit bakır kova, ağaçtan oyulmuş su kabı
 He mi                   : Öylemi, değimli, tamam mı
 Hıltak           : Bol, geniş, gevşek
 Hıngızıngında        : Olsa olsa, en son derecede
 Hırtık           : Kavgacı, saldırgan
Hiçlemek        : Ziyan etmek
 Hidiklenme        : Gıdıklanma
Hor           : İyilik
 Hora geçmek          : İşe yaramak, hoşa gitmek
 Hozik          : Ham dut; dutun dibe döküleni
 Hötürük           : İshal
 Hüdük           : Çok gıdıklanan kimse
 Hüpül          : Şişman

Iğınmak           : Soluğunu tutarak kendini zorlamak
 Iğrık                    : Akşam üzeri alaca karanlık
 Ildır          : Alaca karanlık
 Imırsık                    : Arsız,uyuşuk,miskin
 Irık           : Zayıf
 Irılmak           : Ayrılmak, uzaklaşmak

İçi             : Baba
 İğ             : Çıktıkta iplik sarılan demir tel
 İlenmek             : Beddua etmek
 İlgi             : Paçaya dikilen bağ
 İmil imil          : Yavaş yavaş
İşgil : Bir şeye karşı düşkünlük
İyelik : İyileştirme, tedavi
İze : Ağabey
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #35 : 20 Şubat 2012 »
Kargış               : Beddua (karnıkada, karnıkara)
 Karık  (I)            : Sulama için açılan ince su yolu ark
 Karık (II)            : Kışın hayvanların yem yedikleri yer
Katuvaz               : İnatçı, kaba adam
 Kavalkan            : Kendini öven
 Kavaltak            : Kaba, beceriksiz
 Kavlak               : Yaşlı, zayıf öküz
 Kayhı               : Kızak
Kelik               : Çok gezen
 Kemçük               : Alt çene çıkık, üst çene çökük ağız tipi
Kete         : Bir çörek
 Kıdım         : Biraz, ufak parça
Kıyıklama      : Aralama
Kişkirtmek      : Kavgada kışkırtmak
Kuşne         : Burçak

Lığda         : Selin getirdiği toprak
 Livik         : Bir çeşit erik
 Loğ         : Taş silindir
 Loğlamak      : Toprak damı veya harman yerini loğla düzeltmek

Madımak         : Yenen bir ot (Madamak, Madimak)
 Malak         : Buzağı
Menderiç      : Ev önü set şeklinde bahçe (Menferiç)
 Mengür         : Hayvan bağlamak için ağaç (U) biçimli halka
 Merek         : Samanlık

Nahır         : Sığır sürüsü
 Neydiyn         : Ne yapıyorsun
 Nezük         : Nazik

Ocaklık         : Mutfak
 Oluk         : Uyluk kemiği
 Ongunsuz      : Geleceği parlak olmayan kimse
 Orakayı         : Ağustos
 Oskun         : Bitkin, yorgun
 Osmak         : Sanmak;önem vermek, saymak
 Oyulgama      : Gelişi güzel dikiş

Öğendere      : Üvendire
 Öğün         : Yemek zamanı
 Öğür         : Dişi sığırın çiftleşme zamanı
 Öğüre gelmek      : Dişi hayvanın çiftleşmek istemesi
 Öğürsek         : Çiftleşmek, dişi sığır, kısrak vb.
 Öksü         : Ucu yanmış odun parçası
 Ömeç         : Bir çorba
Örcünlemek      : Direnmek
 Örk         : Hayvan bağlamaya yarar ip veya zincir
 Öske         : Başka, özge
 Ötlek         : Korkak, ödlek

Palak         : Ayı yavrusu
Palas         : Kaba örgülü çuval
 Par         : Alev
 Parduç         : Fırın temizlik sopası ucundaki bez parçası
 Parhaç         : Bakraç
Peğ         : Arsa, tarla çıkıntısı
 Pekmezini akıtmak   : Kafasını yarmak, kanatmak
 Pelik         : Örülmüş saç
Peskütan      : Tuzlu ayranın süzdürülmesiyle yapılan çökelek
 Peşgün         : Sahan
Pezik (Pezük)      : Pancar
Pisik         : Kedi
Pozlu         : Çalımlı
 Pöçük  (I)      : Kuyruk sokumu;küçük kısa kuyruk
 Pöçük (II)      : Uç, en son nokta
Pürpürüm      : Yıpranmış, dökülmüş
 Pütürük         : Kasırga, bora
23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı TÜRK-KAN

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2181
  • UÇMAĞA VARDI, TANRI DAĞLARINDA!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #36 : 20 Şubat 2012 »
Saçı         : Düğün armağanı
 Sadır         : Sidik
 Sadırlı         : Sık sık altına kaçıran
 Sağılmak      : İyileşmek
 Sağrak         : Ağaçtan yağ kabı
 Sahariç         : Yağ tavası
 Saksak         : Sırılsıklam, ıslak
Seet         : Saat
Seko         : Ceket
 Seklem         : Denk, taşınabilecek yük
 Sekül         : At, eşek, sığır ayağında ak leke
Siğnebit      : Saklambaç
 Siğnenmek      : Gizlenmek, saklanmak
 Siron         : Bir yufkalı yemek
 Soharıc (Sokarıç)   : Soğanı biberi yağda kavurarak yapılan yemek harcı (Soharıç)
 Sokarıç etmek      : Yağda soğan kızartmak
Soyha         : Kötü, hayırsız, belalı
Sümsük         : Yumruk
 Sümsüklemek      : Yumruklamak
 Süngüt         : Buharlaştıktan sonra suda kalan tortu, kireç
 Sündürme      : Yağda peyniri pişirmek
 Sürgüç         : Bulaşık bezi, paçavra
 Süsün         : Ense

Şergil         : Askıntı, baş belası
 Şerkade         : Yaramaz kavgacı
 Şıkırdım      : Bol, kalabalık, sık
 Şılgı         : İnce, uzun çubuk
 Şıltak         : Haksızlığa uğramış gibi ortalığı gürültüye vermek
 Şıltakçı      : Yaygaracı
 Şişek         : Bir iki yaşında kuzu

Taar         : Küçük tandır
 Tabak         : Şap hastalığı
 Tahşut         : Ürün
Temin olsun           : Allaha şükürler olsun
 Tepur (Tepür)             : Ağaçtan büyük elek
 Tepüç              : Küçük yumurta sepeti
Teyin         : Sincap
Toklu              : Bir yaşın altı kuzu
 Tuluk (Tulup)      : Peynir, pekmez vs. koymaya yarar deri, tulum
Tump         : Toprak yığını, toprak set
 Tura         : Çatı, çatı arası

Uarmak         : Onarmak
 Uartmak         : Onartmak
Umuk         : Ilık, sıcak
 Unca         : Onca, o denli

Üğrümek       : Yavaşça, sallamak
 Üğürlenme      : Sallanma
 Ünelmek         : Gelişmek, güçlenmek
 Ünlemek         : Seslenmek
 Üre         : 2.5-3 yaşında doğurmamış tay
 Ürkeğen otu      : Bir kır bitkisi
 Ürmek         : Havlamak
 Üsbekes         : Kesinlikle
 Üsküre      (I)      : Toprak çorba tası, çukur çanak
 Üsküre     (II)      : Bakır taş
 Üsürgü         : Kadınların başına örttüğü yarım çarşaf, başörtüsü
 Üveç         : 3-4 aylık kuzu

Vidlemek      : Birine karşı kışkırtmak
 Vire vire      : Sürekli
 Vula         : Hişt, hey

Yaban         : Gurbet, uzak yer
 Yağarnı         : Sırt
 Yaşlaş         : Bir yemek
 Yağlıh         : Mendil
Yamçı         : Kıldan keçeden üst giysisi
 Yamık         : Eğik, çarpık
Yarma         : Buğday, arpa vs. iri çekilmişi
 Yarpuz         : Yaban nanesi
 Yazu         : Düzlük, ova
Yekinmek      : Eyleme kalkışmak
 Yetük (yetuk)      : Ergenleşmiş, büyümüş, yetişmiş
Yitinmek      : Ayak diremek
Yoz         : Kısır; niteliksiz, cinsi bozuk
Yumah         : Yıkamak
 Yumulgan (yumulkan)   : Sıkılgan
 Yuyuntu         : Bulaşık suyu
 Yürük (Yüğrük)      : Güçlü, çalışkan, çevik
 Yüsküf         : Yüksük

Zallak         : Biçimsiz
 Zartalak      : Kaba, yakışıksız konuşan
 Zavzu         : Sebzelik
 Zeftir         : Boyundurukta zelveleri bağlamada kullanılan bağ
 Zegur         : Çileğe benzer bir meyve
 Zeklenmek      : Alay etmek
 Zerzemi         : Kayşa
 Zevle         : Boyunduruğa geçirilmiş eğri değnek
 Zıbga         : Bir çeşit şalvar
 Zılgıt         : Paylama
 Zınzov (Zinzoğ)      : Dağ menekşesi
 Zırlak         : Aptal
 Zırza         : Kapı zinciri
 Zoğal (Zuğal)      : Kızılcık
 Zoğlamak      : Dilmek, uzunlamasına kesmek
 Zorunan         : Zorla
 Zunnuk         : Kirli su deliği

23 EKİM 2023'DE, ELİM BİR TRAFİK KAZASI SONUCU, UÇMAĞA VARDI.
ŞİMDİ; TANRI DAĞINDA, ATALAR YURDUNDA, ATSIZ ATA MAKAMINDA, BAŞBUĞLAR OTAĞINDA, ERİNÇ İÇERİSİNDE!

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #37 : 21 Şubat 2012 »
                                       
                                  KAYSERİ AĞZI
 
 
Kayseri fıkraları

2 KERE 2

Kayseriliye sormuslar 'İki kere iki kac eder?' 'Alcez mi Satcez mi?' demis

TAKSİMETRE

Taksinin yokusta frenleri patlamis, muthis bir hizla asagi iniyor. Kayseri'li musteri bagirmis..
'Durdur su arabayi..'
Sofor panik icinde haykirmis..
'Durduramiyorum!..'
'O zaman taksimetreyi durdur hic degilse' demis, Kayserili.


Kayseri`li Ali`ye babası hayat dersi veriyormuş oğlum senden ne kadar isterlerse istesinler yarısından fazla verme.
Ali birgün terziye takım elbise diktirmiş.
Kayseri`li sormuş borcum nedir?
Terzi cevap vermiş 6 milyon
Kayseri`li mümkün değil 3 milyon demiş.
Terzi kurtarmaz 4 milyon demiş.
Kayseri`li mümkün değil 2 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi lanet olsun tamam demiş.
Bu sefer Kayseri`li 1 milyondan fazla vermem demiş.
Terzi sinirlenmiş para falan istemiyorum al elbiseni defol demiş.
Kayseri`li bir takım elbise daha dikmezsen şurdan şuraya gitmem demiş.
 
KAYSERİYE AİT KELİMELER
 
ABOO  Şaşma, hayret ''Aboo ne kadar böyük?''

ACER   Yeni, "Benim acer yeleğim nerede?''

ACIŞMAK  Acımak, ''Yaram acıştı.''

AĞNAMAK Yuvarlanmak, ''Kalk Ian, ne eşek gibi ağnıyorsun?''



CECİM  İnce dokunmuş kilim. ''Cecimi getir de yere ser.''

ÇEDENE Kenevir Tohumu. ''Çedeneli kavurgayı çok severim''
ÇELPEŞİK  Karışık. ''Sen işleri çelpeşik hale getirmeyi seversin'' 
ÇEMKİRMEK Karşı gelmek. ''Adamın yüzüne çemkirip durma.''

ÇENESEK Geveze ''Ne kadar çeneşek adamsın sen'' 
ÇENTE Çanta''Çente nerede?'' 
ÇEPİK  Alkış. ''Hoşuma gitti çepikledim.'' 
CEREME  Ceza. ''0 etti ben ceremesini çekiyorum.''
ÇIBIK   Çubuk ''Çıbıklara su ver kurumasın, sonra üzüm olmaz.''
ÇIKI   Bohça. ''Kız kocasına küsünce çıkısını alıp gitmiş''

CILBAH  Çıplak. ''bu bebeyi sokağa cılbah bırakmayın.''

CINGAR  Döğüş. ''Sen buraya cıngar çıkarımya mı geldin?''

CINGI  Kıvılcım. ''Aman dikkat et, yee cıngı sıçramasm, evi yakarsın.''

CINGIL  Üzümün küçük salkımı, ''Bir cıngıl üzüm versene.'' 
CINNAH  Tırnak. ''Cınnağı etime geçti.''
ÇIRA  Gaz lambası ''Eskiden evlerde çıra yakardık.'' 
ÇITMA  Tekme ''0 attan uzak dur, çıtma atar "
CIVINMAK  Cilve yapmak. ''sen kime
DAAH  Deeh, ,, Ata deeh demekle yürümüyor ki.'' 
DADAK  Umut verme. ''Ağzıma bir dadak sürdü, altı boş çıktı.''


DİLLİKSİZ  Geçimsiz. ''Sen ne dilliksiz adamsın.''

DİNGİLDEK DİLLİK Hafif, ''Kızım öyle dingildek olma, sonra evde kalırsın.''
 
DİYA Orada, ''Görmüyon mu, diya işte duruyor.''

DÖLECİK  İyice. ''Bu çocuklar usludur. Koyduğun yerde dölecik oynar.''

DÖŞENGİ  Mobilya. '' Evin döşengesi iyi olmuş.''

ELLİK Sahur, ''Bu gece elliğe kalkacağız.''

EMCEK Yalancı meme. ''Bebenin ağzına emceği var.''

ENGİ Hastalık. ''üzüntüden birden engi indi.''

ERGAPAkrep. ''Aman dikkat et bağda ergap var.''

ERİNCEK Tembel, ''Sen de amma erincek adamsın.''

ESBAPElbise, ''Bu bayrama esbap alamadık.''

ESSAHTAN Gerçekten. ''Essahtan o sana öyle mi dedi.''

EŞKAREAçıkça. ''0 kadar milletin içinde eşkarı konuştu.''

FABIRGA Fabrika. ''Senin eşin hangi fabırgada çalışıyor?''

FAKA KOYMAK Aldanma, ''Ben öyle kolay kolay faka basmam.''

FARFARI Aceleci. ''O çok farfara birisidir.''
 
FELFECİR Açıkgözlü. Gözüaçık ''Adamın gözleri felfecir okuyordu."

FILLANMAK dolanmak. ''Köşeyi birden fıllandı.''

FIŞDIRIK Oynak. ''Aman ondan uzak dur, fışdırık birine benziyor.''
FOSBoş, " içi fos çıktı.''

FİTLEMEKÖğütlemek. ''Benim aleyhime seni o fitledi.''

GADA Kurbanın Olayım. ''Amanın gız gadanı alıyım sen ne zaman geldin?''

GAMALAK Boş,Tembel. ''Sen ne gamalak adamsın.''

GARSAMBA  Döküntü eşya. ''Bu gadar garsambayı ne yapacaksın.''

GENNEŞMEK Esnemek. ''Ne genneşip duruyon. Uyuyamadın mı?''

GI  Kız anlamında. "dur gı yapma."

GIBAL   Görünüm. ''Bu adamın gıbalı bozuk geldi bana.''



Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #38 : 23 Şubat 2012 »
                                            KARADENİZ AĞZI

 

 FIKRALAR

Temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede hakim delil yetersizliğinden temelin tahliyesine karar vermiş . temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime ;
- uy cözünü sevdigumun hacim beyi , yani şimdi bu paralar penim oldu değil mu  >:D


Azrail temelin yanına gelir ve kardeş vaktin tamam hadi gidelim der.

Temel de uyanık ya yalvarır bana 5 yıl süre ver ondan sonra gel al canımı azrail tamam der temel de kendi kendine pilot olursam beni havada yakalayamaz derken 5yıl sonunda azrail pilot temelin yanına gelir ve vakit doldu gidelim der

temelde şimdi canımı alsan arkada 300 yolcu var onlar ne olacak der

azrail : oglum hepinizi bir araya getirene kadar anam ağladı zaten

Temel otobüste cep telefonuyla konusuyormus,yolcular uyarmis:

-Otobüste cep telefonuyla konusmak yasaktir!Temel telefonun öbür ucundaki arkadasini uyarir:

-Ula Cemal,otobüsün içinde konusmam yasakmis,sen konus ben tinleyeyum >:D >:D !


Temel asansöre binmiş başlamış beklemeye bir müddet sonra Dursun girmiş asansöre bakmış Temel bekliyor oda beklemiş.

Bu arada biri daha binmiş ve neden beklediklerini sormuş
Temel hemen cevap vermiş :
- "uşagum görmeymisun ha burda 4 kişiliktir yazayı >:D >:D "


Yer sahibi : Beyfendi burasi benim yerim kalkin
Temel: Hayir
Yer sahibi gider hostese basvurur.
Hostes: Beyefendi burasi sizin yeriniz degil kalkarmisiniz lütfen
Temel: Kalkmam
Hostes çare bulamayinca kaptana basvurur. Kaptan, Temel'in kulagina bisey fisildar ve Temel gecer arka tarafa oturur. Herkes hayret etmis biz bu kadar ugrastik kalkmadi acaba Kaptan nasil kaldirdi bunu. Dayanamayıp sormuslar kaptana:

Kaptan:
-Dedim ki Burasi Trabzon'a Gitmez >:D >:D .

Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,

- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu
 >:D >:D <a href="http://www.youtube.com/watch?v=Y-T3zyw_PBA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=Y-T3zyw_PBA</a>
 
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=VpJ4_vfy_WM" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=VpJ4_vfy_WM</a>
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=ZyvN0UZSquA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=ZyvN0UZSquA</a>

Yöresel kelimeler

Baca :Evin tavanı
Bardabaş :Boş gezen
Bıldır :Geçmiş yıl
Bibi :Hala
Bitike :Bir parça
Bicimcik :Bir parça
Bi pırtik :Bir parça
Boynuk :Boynu eğri
Buymak :Üşümek
Besleme :Evlatlık
Cağ :Örgü yapılan demir çubuk
Ceğet :Eylül ayı
Camuş : Manda
Cıcığ :Yeni
Cecim :Bir çeşit kilim
Cıbıl :Yoksul
Cıbız : Kel
Culluk :Hindi
Cılbırı :Bir çeşit çorba
Cılı :Zayıf
Cırıt atmak :Koşarak uzaklaşmak
Cimcikleme :Çimdik atma
Cıt :Uç,kenar
Cücük :Civciv
Cıngıl :Çan
Çalhama :Ayran
Çaput :Bez parçası
Çar :Çarşaf
Cırnak :Tırnak
Çedene :Küçük kurut
Çiğit :Çekirdek
Çimmek :Yıkanmak
Çit :Yazma
Dadah :Çocuk yemeği
Davar :Koyun sürüsü
Dehre :Küçük balta
Dak :Şeker pancarı
Densiz :Usulüne göre davranmayan
Deyha :İşte orada
Deynek :Odun çubuk
Didmek :Karıştırmak,yünü gevşetip açmak
Doluhmak :Ağlayacak duruma gelmek
Düğlemek :İliklemek
Eğiş :Hamur kesme aleti
Ecük cücük :Çoluk çocuk
Elbezi :Peçete olarak kullanılan bez
Emice : Dost,arkadaş
Düğe : Doğurmamış inek
Emice :Arkadaş,dost,amca
Emelli :Güçlü,kuvvetli
Eke :Çok bilen,çok konuşan
Evermek :Evlendirmek
Farşa :Edepsiz kadı
Eşgere :Aşık,âşikar
Ferik :Küçük tavuk
Gada :Büyük ağabey
Fınfırik :Çocuk oyuncağı,topaç
Fışkı :Hayvan gübresi
Foturaf :Fotoğraf
Fetir :Yufka
Garsuk :Karın etleri
Gollik :Kısa
Gavut :Unun kavrulmuş hali
Gendüme : Dibekte dövülmüş buğday
Gıdik :Oğlak
Gıcıt :Küçük öküz arabası
Gılla :Gelincik çiçeği
Gıdılıç :Serçe parmağı
Gavar :Su arkından tarlaya açılan ağız
Gıgırt :Kancalı odun,omuzluk
Gılevlemek :Bileylemek
Gındırlamak :Yuvarlamak
Gırnap :Küçük ip
Gobal : Değnek
Gobça : Düğme
Gocik :Mont
Ğoç :Ekim ayı
God :Ölçü birimi
Golot :Yağlı kete
Gön : Deri
Göresmek :Özleme
Gudik :Köpek
Gugul :Başlık,bere
Gumbuz :Yumruk
Gurut :Piramit şeklinde kurutulmuş yoğurt
Gucik :Şubat ayı
Güğüm :Bakır su kabı
Halbuysam :Halbuki
Haşa : Büyük çuval
Herk :Sürülmüş,ekilmemiş tarla
Haşıl :Yerel bir yemek
Hayat :Hol
Helke :Kova
Harer :Çuval
Hevlek :Tarlanın küçük kısımlara ayrılması
Hırtlik : Bol,çok(boğaz)
Hıdırgen :Yerinde duramayan
Herihlik :Baca
Hozan :Biçilmiş tarla
Hörelenmek :Sinirlenip karşı gelmek
İg : Yün eğirme aleti
İki cannı :Gebe
İşmar :İşaret
İt dirseği :Arpacık
Kahmut :Tarla yemişi
Katık :Ayran
Kal :Olgunlaşmamış
Kalik :Ayakkabı
Karakış :Aralık ayı
Kartol :Patates
Kavurga :Kavrulmuş buğday
Kelem :Lahana
Kersen :Kurut ezilen tahta leğen
Keyveni :Becerikli (daha çok kadın)
Kesilim :Güzelim
Kopçik :Sap kısım
Kızırik :Çok yanmış
Kiraz :Haziran
Kip :Sağlam
Kurun :Hayvanların su içtiği ve aynı zamanda tahıl yıkanan çeşme
Koz :Kuzu barınağı
Kösüre :Bıçak,nacak gibi aletleri bileme taşı
Kurik :Tay
Külek :İçine yağ konulan tahta kap

Lepüstek :Yassı,düz
Lülük :İbriklerin su akıtılan kısmı
Loğ :Bacalardaki toprağı sıkıştıran silindir taş
Mabeyn :Salon
Mal :Büyükbaş hayvanlar için kullanılır
Mangur :Hayvanların boynuna takılan ağaçtan yular
May :Sığıra sesleniş
Masta :Büyük değnek
Megel :Çapa yapılan alet
Merek :Samanlık
Meşebe :Su kabı
Mertek :Kalın ve uzun ağaç
Mıh :Çivi
Miltan :Gömlek
Mökkem :Kip,sağlam
Motor :Traktör
Nahır :Sürü
Pağla :Fasulye
Pahar :Çeşme
Parlım :Bari
Partal :Abartı
Part :Buğday yığını
Parduç :Fırın sileceği
Peke :Oturulan alçak kaldırım
Peşkir :El havlusu
Van :Hitap şekli
Pir :Odun dalı
Pin :Kümes
Pisik :Kedi
Pürçüklü:Havuç
Sahoyluk:Ahır süpürgesi
Sitil :Küçük yoğurt kabı
Siron :Yufkadan yapılmış bir çeşit yemek
Siyam :Karış
Soyha :Kötü,işe yaramaz
Söve :Kapı penceresi
Suluğ :Eski evlerde yıkanılan yer
Süpürtmek :Kovalamak
Sürgüç :Yerleri silmeye yarayan bez
Sütlü :Sütlaç
Şoğurt :Salya Öllemek
Şoşartmak :Abartmak
Tar :Tavuk tüneği
Tekmük :Tekme
Tekne:Hamur yağrulan tahta kap
Terek :Raf
Teşt :Leğen
Tentene: Dantel
Tevür :Türlü
Tike :Bir parça,azıcık
Tize :Teyze
Tuluk :Yayık
Tump :Tarlaları ayıran tümsek
Üstencelik :Üstelik
Yöreme : Değirmende biriken un kalıntısı
Zemheri :Ocak ayı
Zehlenmek :Alay etmek
Zırza :Kilit
Zibil :Çöp

Abdesluk : Ev içinde üzerinde abdest alınan leğen.
Aca : Acaba.
Afgurmak : Havlamak.
Aha : İşte.
Amofti (homarta) : Yabani yer çileği
Analis : Yumuşama.
Ander : Değersiz,işe yaramaz.
Angona : Zehirsiz kısa boyda bir yılan türü.
Anis : Yüksek kesimlerde yetişen bodur bir ağaç türü.
Aruk : Zayıf,çelimsiz,sıska.
Aşana : Köy evlerindeki geniş yeme-içme yeri.
Avat : Geniş yapraklı bir tür diken.
Ayam : Hava durumu.


Badama : Köy evlerinin önündeki sofa.
Bakla : Fasulye
Bakraç : Kova.
Bansi : Hayvan yemliği
Behrenk : Üstü örtülü su kanalı.
Berinnemek : Genellikle soğuk su veya hava ile ilk temasta yaşanan ürperti-irkilme
Bezleme : Saçta pişirilen ince yassı ekmek.
Biçki (bıçkı): Odun kesmeye yarayan testere.
Bitige : Çok küçük , az.
Bolaki : İsterim ki ,dilerim ki.
Bostan : Salatalık
Buldur : Geçen yıl.
Burşunda : Kavrulmuş arpanın öğütülmesiyle elde edilen un ve sıcak sudan oluşan karışıma pekmez yada yağ karıştırılarak yapılan yemek.


Campil : Elfeneri ampulü.
Ceyran : Elektrik
Çakaloz : Sincap.
Çalbara : Küçük bakır tencere.
Çangal : Bitkilerin kurutulduğu, yere dikilmiş dallı ağaç gövdesi.
Çaplama : Çit.
Çapula : Ayakkabı.
Çaştak : Salatalık,kabak gibi sebzelerin yetiştirildiği,dallarla örülü yer.
Çayan (zağana) : Yengeç
Çencik : Kapı ve pencerelerin kilitlenmesine yarayan küçük çengel.
Çeten (çöten) : Mısır koymak için yapılmış derme çatma ambar.
Çıngıl : Ağaç üzerine çakılıp çekilmesini sağlayan demir aygıt.
Çıtıman : Biçilmiş mısır bitkisinden yapılmış bağ (demet).
Çivit : Meyve çekirdeği.
Çolbaz : Beceriksiz.
Çortluk : Dikenlerle kaplı, girilmesi zor yer.
Çömen : Mısır bitkisi demetlerinin birbirine dayandırılmasıyla oluşturulan küme.


Çevrimdışı Çağrıbey

  • [GÖKBÖRÜ ANKARA]
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 2202
  • Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #39 : 23 Şubat 2012 »
Severek izlediğim konulardan bir tanesi İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI.
Başta Antepli Bozkurt olmak üzere katkı yapan bütün andalarıma minnettarım.

Dikkatimi çekti, şöyle ki: Yörelerimize ait sözcükler neredeyse başlı başına birer sözlük çapında.
Bu bile Türk dil ve kültürünün ne denli zengin olduğunun göstergesidir.
Diğer Türk topluluklarına ait lehçeler, ağızlar ve şiveler de hesaba dahil edildiğinde karşımıza bir kaç milyonu aşkın bir kelime ve kavram hazinesi çıkıyor.
Dediğimiz gibi, Türkçe'yle ifade edilemeyen bir şey başka hiç bir dille ifade edilemez!

Ne mutlu Türk doğup, Türk gibi yaşayana!
Saygılarımla..
Çağrıbey