Gönderen Konu: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI  (Okunma sayısı 71776 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #50 : 14 Mart 2012 »
Evet öyledir Sayın Antepli Bozkurt kandaş. Bu ikinci videodaki topal oyununu oynuyor. Teşekkürler.

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #51 : 17 Mart 2012 »
                                           ELAZIĞ AĞZI



Anikom: Anne
Ayancah:Merdiven
Baboş:    Yiğit delikanlı sevgi ifadesi belirtir
Bastuh:   Pestil
Bıldır:     Geçen yıl
Bibi:       Hala
Çağa : Çocuk
Densüz : Akılsız izansız
Devresü: Ertesi
Diyesin : Ertesi
Diyeze:   Teyze
Dönbek : Darbuka
Erçel :     Yaramaz çocuk
Gakko:     Ağabey Büyük kardeş
Gakkoş  : Kardeş anlamında
Gişi  :    Koca eş
Güvegi : Damat
Gövüllenmek : Sevdalanmak
Hımik   : Burnundan genizden konuşan
Kortik : çukur
Loğ : Dam topragını sıkıştıran taş silindir
Mahna : Bahane
Örken :Kalın ip halat
Ösgemek : Özlemek
Pırçikli : Havuç
Sitil : Bakraç kova
Tavlu : şişman
Yalavuz : Yalnız
Zokah-zuvah : Sokak

      ELAZIĞ İLİMİZE AİT FIKRALAR


Bursa'ya taşınan Elazığlı bir aile komşularına misafirliğe giderler. Bursalı olan komşularıyla aralarında sohbete başlarlar.Komşusu sorar :
" Sizin Elazığ'da çok başlık parası istiyorlar mı?"
" Biz de başlık parası istemiler ki"
"Ya ne istiyorlar?"
"Pazarlıh için hır heşşek şeler."
"Kırk eşşeği ne yapıyorlar ?"
"Kırk eşşek del hır heşşek, yani ufak tefek şeler işte."
"Ufak tüfekte mi istiyorlar ? E.. tabi sizin orası terör bölgesi. Onun için istiyorlardır."
"Yoh anam yoh. Ne kırk eşşeği, ne ufak tüfeği."
Bursalı olan hanım Elazığlı hemşehrimizin söylediklerini anlamakta zorlanınca, Elazığlı hanım sinirlenir:
"Gah anam gah. Bunlar Türkçe'de bilmiler."

 Sizinki Gavuşi de Benimki Niye Gavuşmi


- Palu'lunun alacağı olan adam, borcunu ödeyemeden ölür. Bizim Palulu alacağını alamadığı için son derece kızgındır. Kızgınlığını belirtmek için her nereye getse ölen adama küfür etmektedir. Duyan arkadaşları Paluluya:
- "Ula gardaşım ayıpdır. Niye küfür edisin? Nasıl olsa gavuşmi." Palulu biraz düşünür ve:
- "Ula siz ölenin arhasından Fatiha ohuyup, elizi yüzüze sürisiz, o gavuşi de, benim ettiğim küfürler niye gavuşmi? demiş...



ZIRTTO
Olay özetle şöyle gelişmiş. Çarşida nükteleriyle, yerel deyimleri kullanmasiyla ünlü temayüz etmiş, herkesin sevdigi Harputlu Ismail Emmi bir suç işlemiş. Onun davasi görülecek. 60’in üstünde şirin bir esnaf dükkanına gelen bir memur efendi ile aralarında geçen konuşma:
İsmail emmi
“O leblebi için 10 kuruş çok az olur beyim, sana kirik leblebi vereyim”der
Vay senmisin bu lafı söyleyen. Genç memur kızar, köpürür.
-Bana hakaret edemezsin.Ben sağlam leblebi istiyorum. Sana haddini bildireceğim..
Diyerek el kol hareketi yapar. İsmail Emmi’nin tepesi atmıştır.
-Hadi oradan zırtto , diyerek içeri girer.
Ve kendi, kendine
-“Sen ne anlarsın leblebiden, senin ağzın leblebi yemez”diye konuşur ve müşteriyi kovar.
Dava konusu işte bu ..Önemsiz bir olay diye gülümsüyorsunuz belkide... Ama duruşmada bulunsaydiniz hiçte bu şekilde düşünmezdiniz.
Dilekçe ile konu hakimin önüne gelir. Dava konusu”Küfür ve Hakaret”gün verilir. Hepimiz salondayız. Celse açılır.
İsmail Emmi elinde kasketi önünü ilikleyerek pos bıyıkları ve haşmetli haliyle “Sanık” bölümünde esas duruşta beklemeye başlar. Usulen sorulan kimlik tespitine ilişkin suallere cevap verir. Davacıyada aynı sorular sorulur.
Hakim
-İsmail Efendi, sen bu adama hakaret etmişsin. Küfür etmişsin. Sen esnafsın. İnsan velinimeti müşterisine küfür edermi?
İsmail Emmi
-Ben ona küfür müfür etmedim. Ne demişim hakim bey, ben bilmim.
-Etmişsin, etmişsin
-Peki ne demişim
-Sen söyle memur bey, ne dedi sana, leblebici,
Memur hiddetle;
-Bana küfür etti. Zırtto dedi.
Hakim
-Bak işte, müşterine “Zirtto”demişsin...
-Eyide beg Zırtto küfür değil ki, Bizde zırtto densizlere , boş adamlara, işe yaramayanlara, eme geçmeyenlere denir hakim beg.Bunun neresi küfür dediysede,
Karşi taraf:
-Küfürdür hakim bey, düpedüz küfür. Bir bilene sorun diye diretir.
Hakim dinleyicilere döner...
-Zırttonun ne demeye geldiğini, bilen varmı?
Duruşmada hazir bulunan Helvaci Ekrem Efendi,
-Ben bilirim hakim bey
Der ve bilir kişi olarak huzura alinir. Konu bilirkişiye ayrintili olarak anlatilir ve hakim sorar.
-Söyle bakalım Ekrem Efendi, bu adam bu adama Zırtto demiş ... Bu küfürmüdür, hakaret sayılırmı, ”Zırtto” ne demek.
Ekrem Efendi, biraz şaşkin , biraz heyacanli olarak
-Bu kadar adam, bu mahkeme, senin gibi değerli bir hakim, oturmuşn ”Zırtto” davasınamı bakıyorsunuz.Vallaha söyleseler inanmazdım.
Hakim
-Sen onun o tarafına karışma. Sana ne soruluyorsa ona cevap ver. ”Zırtto” nedir söyle.
Ekrem Efendi
-Densiz, işe yaramamiş, gendini begenmiş,hafif alayimsi bir tabirdir hakim bey.
Hakim
-Mesela ne gibi, muşahas bir örnek göster.
Ekrem Efendi “Müşahhasi”, ”Somutu” ne bilsin. Ama örnek göstermeside zor degildi, hemen eliyle davaciyi göstererek
-“Zırtto” işte bunun gibi adamlara denir.
Hakim, mahkemede bulunanlar gülmeye başladilar. Biz bastik kahkahayi.
Dava düşmüş kalem efendisi mahkemeyi fuzulen işgalden 2,5 lira para cezasina çarptirilmişti. Elinde kasketi, her soruya elini kulagina götürüp ”Ne dedin hakim beg” diye soran Ismail Emmi adliyeyi terkederken, işin farkinda bile olmamişti.
Kendi kendine
-Helvacı Ekremde o kadar kişi arasından “Zırttoyu” eyi buldu. “Helal olsun” diye söylenerek leblebiciler sokağının yolunu tutar.




ELAZIĞDA TERÖR PROTESTOSU İÇİN REKOR KATILIM 100. BİN KİŞİ


<a href="http://www.youtube.com/watch?v=Xvqr8aBxmNA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=Xvqr8aBxmNA</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=BgDmxbitBvY" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=BgDmxbitBvY</a>



Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #52 : 17 Mart 2012 »
                                                        TOKAT AĞZI



BİZDE ÖYLE DERLER
Gömleğe işlik, düğmeye ilik
Civcive cücük, alkışa çiplik
Yatağa yüklü, atkıya bürük
Çürüğe kütük derlerdi bizim ellerde.
 
            Cekete seku, araziye yazu
            Anneye abu, bulgur döğme soku
            Bohçaya çıhı, elbiseye pırtı
            Bilgine dahi derlerdi bizim ellerde.
 
Ayrana gatık, hindiye culuk
Çocuğa uşah, uzağa ırah
Tavana asturah, eve gonah
Çiviye mıh derlerdi bizim ellerde.
 
            Tokat'a Tohat, bibere issot
            Yazmaya çit, çekirdeğe çiğit
            Paraya pangonot, işçiye ırgat
            Koşmaya seğirt derlerdi bizim ellerde
 
Askere esger,tepsiye ilenger
Aceleye şipir şipir, havluya peşgir
İşarete işmar, konuşmaya dır dır
Köşke sedir derlerdi bizim ellerde.
 
            Patlıcana baldırcan, ipe urgan
            Tabaha sahan, elektriğe ceylan
            Çatıya dam, arkadaşa gadam
            Pijamaya don derlerdi bizim ellerde.
 
Okula mektep, öğretmene muallim
Ekine sap, çamaşıra esbap
Makarnaya erişte, halaya eme
Mandaya kömüş derlerdi bizim ellerde.
 
Dünden Bugüne Reşadiye” adlı kitaptan alınmıştır

TOKAT İLİMİZE AİT BAZI KELİMELER

 
 angut: anlayışı kıt
 anadut: harman yerinde kullanılan üç çatallı bir alet
 annaç: karşı     çekü: yazma
 çemüt: dut kurusu
 çemüş: kuru üzüm
 çemçük: çirkin
 çerez: leblebi
  çeten: saman taşıma arabası
 çene: köşe başı
 çenileme: köpeğin havlaması
 çıkı: bohça
 cılbır: yöresel bir yiyecek
 çıt: tel anahtar
 çoh (çoğ): çok
 çorlu: hastalıklı
 çoştar: laf götürüp getiren, ortalığı karıştıran
 çöğdürmek: ayakta işemek
 çökek: çamurlu su birikmiş yer
  çöçelenmek: boşa vakit geçirmek
 çul: kilim
  çüş: eşeklerin durması için söylenen söz
  dakanak: takıntı
  daklaşma: sataşma
  dalak: bal peteği
 dalamak: yün giyisilerin vücutta kaşıntı yapması
 dallama: yelek
 dam: çatı, evin üst kısmı, teras
 dangadak: aniden
 dastar: ekmek bohçası
 daşdar: sofra bezi
 davar: koyun
 debellenmek: yuvarlanmak
  değirmi: yuvarlak
  demin: az önce
 demra: egzama
  dene: buğday tanesi
  dirgen: harman yerinde kullanılan ağaçtan yapılmış iki çatallı alet
  dombalak: takla
  dolukmak: üzüntüden ağlayacak hale gelmek
 döngel: muşmula
 döşürmek: dilenmek
 döş: göğüs
 döşek: yatak
  dulda: gölgelik yer
  düğülcek: dolu
  dürüm: yufka arasına peynir, çökelik konulması
  düve: dana
 ebe: babaanne, nine
  ebe kulağı: salyangoz
  ecücük: azıcık
 eccük: biraz
 eke: tecrübeli
  ellik: eldiven
 elleşmek: dolu çuvalı iki kişi birlikte kaldırmak
 ella, ellam, ellaham: herhalde
 el gapısı: kızın evlendikten sonra gideceği yer, koca evi
 eme: hala, teyze


<a href="http://www.youtube.com/watch?v=kBgSnPflpuI" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=kBgSnPflpuI</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=L4vBhtMWv3M" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=L4vBhtMWv3M</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=ND3Jg2_hVVM" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=ND3Jg2_hVVM</a>

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #53 : 21 Mart 2012 »
                                  
                          IĞDIR AĞZI



göçek : güzel
donguz : domuz
kergi : keser
qaşeng : güzel
yaxçı : yakşı , iyi
hara : nere
gij : salak
gede : genç erkek
kişi : olgun erkek , insan
er : koca
işek : sidik
tuman : pantolon
uşaq : çocuk
hamı : kamu (bütünlük anglamında kullanılır. Hammısı : tümü, bütünü)
ürək : yürek
ürəkten : candan, yürekten
ülgüç : jilet , ustura
üz : yüz
haçar : açar, anahtar
beşöyür : ahmak
qalax : tezek yığını
tendir : toprağa gömülü ocak
torpax : toprak
toyux : tavuk
körpü : köprü
daşqa : at arabası
arx : ark, kanal
eyin : eğin, vücut, beden
dal : dal (ağaç parçası), arka, sırt
qabax : kabak, ön
heçkes : hiç kimse
danışmax : konuşmak
yerimek : yürümek
yu : yıka (yıkamak, yumak)
apar : götür
küçe : sokak
tumançax : donu olmayan, tumanı düşük
duz : tuz
duzca : tuzluca (ilçe adı)
İydir : Iğdır
daş : taş
yuxu : uyku
hansı : hangisi
tike : tane
qutarmax : bitirmek
ele : öyle
bele : böyle
bibi : hala
heye : evet
kiri : sus
besti : yeter
yallatmax : yalan söyleyip aldatmak
qartol : patates
pişiq : kedi
qonax : konuk
hayat : bahçe, avlu
kerpiç : toprak tugla
eziz : aziz
döş : göğüs
otaq : oda
od : ateş
heç : hiç
xırda : küçük
xırdaca : küçükçe
yeke : büyük
yesyeke : büsbüyük
bala : çocuk
ey : iyi
men : ben
be : ya
qoy : bırak
harma : ağaçtan yapılı damlara destek olan aygıt
dam : ev, çatı
qalamax : tutuşturmak
fıtılaq : sümük
çatmaq : yetişmek
sümüq : kemik
qulax : kulak
kerpetin : kıskaç biçimli araç
daq : kızgın
cırıx : yırtık
danga : büsbüyük, aşırı büyük

IĞDIR BEDDUA ÖRNEKLERİ

•  Dörd duvar arasında qalasan.
•  Dodağınnan yara çıhsın.
•  Dul qalasan.
•  Evinnen ölü çıhsın.
•  Evin başına yıhılsın.
•  Evin bağlı qalsın.
•  Elin qurusun.
•  Elin elden üzülsün.
•  Eleyin un görmesin.
•  Elin guru yerde qalsın.
•  Elin gelem tutmasın.

•  Atan anan ölsün yetim qalasan.
•  Atan anan behrini yemesin.
•  Atan anan kefensiz getsin.
•  Atanın goru çatdasın.
•  Akşamın qara gelsin.
•  Başın duran yerde ayağına daş tüşmesin.
•  Hersin başını yesin.
•  Gülleye gelesen.
•  Ac ölesen.


HELAL AZERBAYCAN ASILLI IĞDIRLI TÜRKÜME!!! ÇOK GURUR VERİCİ TÜYLERİM DİKEN DİKEN OLDU

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=pBNnHMZ7jbc" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=pBNnHMZ7jbc</a>


IĞDIRDA TÜRK'Ü ŞAHLANDIRAN  BİR YİĞİT ADAM







<a href="http://www.youtube.com/watch?v=k62ln46882E" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=k62ln46882E</a>

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #54 : 29 Mart 2012 »
                          AMASYA  AĞZI


Ahana : burada
Ağrıklı : hastalıklı
Ağrınmak : incinmek
Aha anağan babağan : hayret ,şaşma
Böcük : böcek
Badal : merdiven
Bağraç : bakraç su kovası
Bannak : parmak
Bucaklık : raf ,terek
Böğür : gövdenin yan tarafı
Bizağal : biraz önce
Bisokum : çok küçük
Bidıkım : küçük lokma
Bicimcik : çok az
Bişibaba : yağda kızarmış hamur
Belemek : sarmak
Bi gayde ki :bir tutum ki , davranış ki
Gaydeli : tutum ve davranışı farklı olan
Bıldır : geçen sene
Barimiye : hiç olmazsa
Bırak heri : yapma bırak sende
Bidane : bir tane
Bun : sıkıntı
Cücük : civciv
Cırcır : fermuar
Cimcik : eti sertçe sıkma ( eylemine verilen isim )
Cof coflu : her hali ile fevkalade
Çatal çorba : hamur ve mercimekli çorba
Çıkı : bohça
Çaynik : çaydanlık
Çimmek : yıkanmak
Çalkama : ayran
Çaput : bez
Cin arabası : bisiklet
Çene : köşe başı(SOKAK BAŞI)
Çerez : leblebi
Çıt : anahtar ( Çıtlı kapılar için)
Çıt çıt : patlamış mısır
Çiğit : meyva çekirdeği
Çömelmek : eğilmek
Döşşek : yer yatağı
Dayak : destek ,payanda
Değer mi ? : eder mi ?
Dıkım : lokma
Dürme : katlama
Dönderme : mayasız hamur kızarması
Demin : az önce
Deydaha : işte , orda
Dibek : taştan havan
Düş : rüya
Dinelme : ayakta durma
Dikelme : ayakta durma
Dene : tane ( Bidene : bir tane )
Dutak : tutaç
Dekmük : tekme
Denmiki : der misin
Dombalak : takla atmak
Dingil Dombalak: ters takla
Dümbelek : darbuka
Esbap : çamaşır
Eccük : az , biraz
Ellağam : zannederim , öyledir , zahir
Enek : bilye , misket, bölünmüş kısım
Ezme : marmelat
Essah : gerçek
Emme : ama
Emmi : amca
Ellehem, ellağam : galiba
Ezücük - Etcük : az
Ele : değilmi
Eserük : gelgit akıllı
Esük : eksik
Esük etek : kimsesiz yetim kız
Emi ? : tamam mı?
Eşelek : meyvelerin yendikten sonraki işe yaramaz kısmı
Evmek : acele etmek
Eyi : iyi
Eze : gövde , vücut
Essah : doğru
Ferağımak : iyileşmek
Gubat : kaba
Gaydeli : süslü nazlı
Gavi : sağlam
Göresi gelmek : özlemek
Göresimek : görmeyi arzu etmek
Gıdık : çene
Gulaklı : iki saplı bakır kap
Güğüm : su kabı
Gasnak : elek
Gavım : akraba , hısım
Gı : bayanlara kullanılan bir hitap
Gınnap : kendir ipi
Gıyak : güzel , torpil geçme
Gidişmek : kaşınma
Helke : kova
Hazitmek : sevmek
Hüşkü : çöp
Hüşkülük : çöplük
Hedik : kaynatılmış buğday
Heri : aman canım sende
Hemi : öyle değil mi
Hapaz : avuç dolusu
Hele : yaptığına bak
Helle çorbası : un çorbası
Hüdüklenmek : huylanma , tedirgin olma
Irgalamak : sallamak , silkelemek
İlağen : leğen
Irılık : aralık , boşluk
İbik : bir şeyin kenarı
İşleme : oya , örgü örme
İşlik : pamuklu gömlek
Kelem : lahana
Keşkek : mahalli bir yemek
Kocabaş : şeker pancarı
Keşik : sıra
Katık : yağsız yoğurt
Kos kos : kızarak uzaklaşmak
Odura : Lades
Zeklenmek: birinin taklidini yapmak, yaptığını tekrarlamak
Ağu: Zehir
Dangıdan: Aniden
Galuk: Evde kalmış ve yaşı geçmiş kız
Garamak: Kötülemek, karalamak
Gulaklı: İki saplı bakır yemek kabı
Kemre: Hayvan gübresi
Makat: Sedir
Pahla: Fasulye
Peşkür: Havlu
Seğirtmek: Koşmak
Sokranmak: Söylenmek
Somak: Mısır koçanı
Şallak: Çıplak
Tumman: Pantolon, uzun paçalı külot
Zımzık: Yumruk
Biyol : Bir kere, Bir defa, Birkez
yüğürt : Hızlı yürü, koş

 DEYİŞLER

Altını bozdurayım
Sıraya dizdireyim
Elma armut değülsün
Cebimde gezdireyim

Yaylanın çimenini
Hep toplamış geyikler
Sevdalunun işine
Ne garuşur böyükler

Gayalardan ot biter
Guzular yayulsun diye
Gızlar kekürt* sallar
Oğlanlar bayulsun diye


Dozer geliyor dozer
Çekilin sizi ezer
Benim sevduğum oğlan
Sinan Özer’e benzer


Yayladan mı geliyon
Sırtındaki yayuk mu
Ben sağa ayakkabı verdüm
Ayağundaki çaruk mu

Ambar altunda cecük
Bacakları küçücük
Benüm sevduğum oğlan
Dünyalarda biricük

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=nTcLznuEujw" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=nTcLznuEujw</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=foFQO4Eh4bo" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=foFQO4Eh4bo</a>


Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #55 : 02 Nisan 2012 »
                      KASTAMONU AĞZI

Turhan Yılmaz!dan bir anı:

"Bir gün Ankara'da lokantaya girdim. Garson ne istediğimi nazik bir şekilde ne yemek yemeği istediğimi sordu. Ben de nazik bir şekilde "Bİ TOĞUK GÖTÜ" dedim. Gorson gitti. Birkaç dakika sonra başka bir garson geldi ve "Beyefendi ne istediğinizi arkadaş tam olarak anlayamamış. Lütfen ne yemeğini tercih ettiğinizi bana tekrar söyleyebilirmisiniz" dedi. Ben de ona tekrar nazikane bir şekilde "Bİ TOĞUK GÖTÜ" dedim. O da gitti. ..
Birkaç dakika sonra şef garson geldi. O da dedi ki "Efendim çok özür dilerim arkadaşlar sizin ne yemeği siparişi verdiğinizi tam olarak anlayamamışlar. Lütfen bana söylermisiniz" dedi ben de tekrar "Bİ TOĞUK GÖTÜ" dedim.
10 dk sonra şef garson bütün bir kızarmış tavuğu masama hışımla koyarak "Beyefendi al sana bir tavuk. İster *ö*ü*ü ye ister başını ye" demez mi? >:D ;D >:D
 
Efendim Kastamonu'da biz GETİRMEye de GÖTÜ, GÖTÜRMEye de GÖTÜ deriz. >:D

KASTAMONU İLİMİZE AİT KELİMELER

Buba: Baba
Cıtgadacuk: Azıcık
Ciğara: Sigara
Çapmak: Koşmak
Çar: Bayanların kullandığı büyük baş örtüsü
Darakdalı: Dereotu
Dürü: Düğünden önce kız ve oğlan evlerine gelen hediye
Fişir fişir: Çok hareketli
Fiy gada: Azıcık
Galaycı: Bakır kapları kalaylayan kişi
Gapmak: Isırmak
Gapaşmak: Kavga etmek
Gayınbuba: Kayınpeder
Gidişmek: Kaşınmak
Gofur: Kendini beyenmi
Götün Götün: Geri geri
Gunnamak: Doğurmak
Güççük: Küçük
Götü: Getir
Götüme: Getirme
Hapaz: Avuç içi
Hergele: Büyükbaş hayvan sürüsü
Hıra: Yaşça küçük olan
İbi: Hindi
Laflamak: Sohbet etmek
Magule: Argo işe yaramaz
Mıkdar: Muhtar
Muruş: Hayvaların kavga etmesi, dövüşmesi
Neççen: Ne yapacaksın
Örk: Hayvanın uzun bir ip ile çayıra bağlanması
Panga: Banka
Seyit: Koşup yetişmek
Şahadetname: Diploma
Tabaka: Tütün ve sigara kabı
Tegavüt: Emekli
Tevatür: Harika, süper
Tıkır: Ağaç su kabı
Toğuk: Tavuk
Üğleşme: Başbaşa gelmek, toplanmak
Yağnışleyi: Yanlışlıkla
Yapo: Yün
Yaruk davul: Dedikoducu
Yılışuk: Şımarık
Yivrük: Sözü geçen, girişkenlik
Zabolu: -dan beri
Zahan: Bakırdan yapılan tabak
Zıpcuk: Kısa ve dar giyim

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=6GYaTtIyG7U" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=6GYaTtIyG7U</a>

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=cRWsmcIt580" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=cRWsmcIt580</a>


Çevrimdışı YALNIZKURTKARAGÜLLE

  • GÖKBÖRÜ SİNOP
  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 1345
  • Mekanı Uçmağda!
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #56 : 12 Nisan 2012 »
Bu zat-ı dümbük şahaneleri buraya pek uygun değil ama bir nebze tebessüm adına.... >:D >:D >:D


Kofi Annan Antepde!!

suriye ile yaşanan davalar sovnasında araşdırmalar yabmag için antebe gelmişdir.

-güssüm şoo kim kele?

+haası minire dezze?

-şoo gara oğlanı deym.. antepliye benzemey meram. ejnebimi ola?

+heee, gofi annanmı neymiş o. billeşmiş milletler şeysimiş.

-beyygg. burda ne geziymiş kele. bekarmı ola?

+allah derd dudmuya minire seni.. onadamı göz godung



+niyen?

-erkeen esmeri dadlı olur anam.. oy gurban oluym ben saa goficeem.. şoo köfdeden iki sıhım tabaa goda gendine eletiym baari..

+???

-acıda yarpag eşgilisi go içesine yesing.. ayib adama mahcib olmuyag..

+???



(GAZİANTEPLİ OLMAKTAN GURUR DUYANLAR SAYFASINDAN ALINTIDIR.)


TTK.
10 EYLÜL 2022'DE UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!


Dört yanım soru, Tanrı'm
Hepsi en zoru Tanrı'm
Soruların zorundan
Soyumu koru Tanrı'm

Sen Tanrı değil misin, adını yargılatma
Sana Tanrı deyince, dinimi sorgulatma
Ya adam et bunları, ya beraber yaşatma
Kanı bozuk olanlar "Türk'üm" diyemesinler
Ve Türk'ün dik başını yere eğemesinler.

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #57 : 05 Mayıs 2012 »
                                                       KİLİS AĞZI

Bizim dilimiz İstanbul dilini okşor Antebin dili b.klorr  >:D ;D >:D

Kilis ağzında birkaç bariz özellik hemen göze çarpar. Bu özelliklerden en önemlisi, şimdiki zaman eki olan "yor" un söylenişidir. Bu ekin "y" ünsüzü düşer: "Geliyorum" değil; "gelorum" olur. Bu zamanın çekimi şöyle devam eder: Gelon, gelor, geloruk, gelorsunuz (gelonuz), gelorlar şeklinde olup bu çekimde de değişiklik görülebilir.

Kilisli kibarlaşmaya karar vermiş: "Gidiyoruz, geliyoruz sizi evde bulamoruk" demiş. Bu fiil çekimi, adeta Kilis ağzının simgesi olmuştur.

İkinci bir özellik, Arapça'dan geçen ve içinde "h" harfi bulunan kelimelerin aslına uygun olarak telaffuz edilmesi gelir. Kilisli Hasan değil, Hesan derken "h" harfi gırtlaktan boğumlanarak çıkartılır. Hıyar derken de "hı" harfi kullanılır: Hesan şu kedüsü al tazara ölbenin yerine koy.

Kilis ağzında "ayın" harfinin çok büyük bir yeri vardır: Ehet, ellek, erbee, bellee kelimelerini ayınla yazmak olası değildir, ama Kilisli onu, o harfle çok rahat telaffuz edebilmektedir. İstanbul ağzına alışmış biri, Kilis ağzındaki "sağırkef" dediğimiz harfi taşıyan kelimeleri söylemekte zorlanır: Bene, sene, densiz, senin, bilon mu kelimeleri sadece birkaç örnektir.

Bilon mu, Maho gene avradı kırana dıkmış, sebep de kölük aşı birez duzlu olmuş.
(Biliyormusun mehmet yine eşini iyice dövmüş sebebi kölük pilavı biraz tuzlu olmuş)
Özel isimler "o" ünlüsüyle kısaltılarak söylenir Hasan-Hasso, Memet-Memo, Mahmut Maho, Sıdıka-Sido, Fevziye-Fezo, Nazlı-Nazo, Hatice-Haco, Emine-Emo gibi

Erkekler ve kadınlar için hitap sözcükleri: Kele, yorum, lan'dır: Yorum, bu gece gelicidik amma Maho'nun oğlu Sülo, süllümden düşmüş, pöçü batmış. Uşağı Görmeye gettik size onun için gelemedik.

Be' kele bacım, Sittinin kızı Fezo, züngül kavururken zeyt alaflanmış kızın eli yanmış. Allah yırağede!

"Oğlan" sözünün kısaltılmışı olan "lan" erkekler arasında çok kullanılan bir hitap sözcüğüdür.

Lan ağe bize de bir kilo hıtta acir versene.

Lan yorum sıranı bekle, bak avrat uşak beklor. Zebo Deyza'nın çükündürüğünü dartıp sonna sene bakıcım.

Bene bak ne don lan sen?...

Kilis ağzını kısa bir yazıyla anlatmak çok güç bir iştir. Çünkü apayrı bir çalışma alanıdır. Ağızlar, bir dilin folklor zenginliğidir. Onu yaşatmak da o bölge insanının görevidir.


KİLİS'İ DÜŞÜNORUM

Gözlerimi yummuş Kilis'i yaşorum...
Küle küle kar yağor,
Evimizin damı Şıp Şıp akor
Babam, süllümden çıkıp loğ loğlor,
Ben, elimde tokaç süyüğü tokaçlorum.

Güneş açor...
Karlar, bulğur bulğur olor.
Leğen dolusu karsambaç yapor,
Tandırın başında yiyoruk,

Nenem, kaşık kaşık atıştıror:
"Dişlerim uyuştu" dor.
Dişlerinin dakma olduğunu unutor,
Biz "Leh leh" güloruk.


 
   
"İlk defa ayak bastığım bu Türk şehrindeki "uyanıklığa" cidden hayran kaldım. Ve bir daha iman ettim ki bu millet asla ölmeyecektir. Var olun Aziz Kilisliler!"
                                                                                                                                         

Mustafa Kemal ATATÜRK
GEZİLECEK YERLER

Ravanda Kalesi: Kale Kilis'in 24 km. kuzeyinde bulunan Polateli ilçesine bağlı Ravanda Köyünün yanındadır. Etrafı açık, ufuklara hakim bir dağın sivri tepesine kurulmuştur.Dağın tepesi oyulmak suretiyle yapılan kalenin bugün ayakta kalan kısmı, iç kaledir.

Oylum Höyük: Anadolu, Suriye, Mezopotamya arasında yer alan oldukça büyük bir höyüktür. Stratejik bir konumda bulunan höyük, hemen her dönemde iskan görmüştür. Bakırtaş (Kalkolitik) Çağı'ndan Helenistik Döneme kadar kesin iskan gösteren Oylum Höyükte yapılan kazılar sonunda bölgenin tarihinin yanı sıra Ön Asya'nın da tarihi aydınlanmaktadır. İlde bunun dışında bir çok höyük bulunmaktadır.

Akpınar: Kalkerli bir toprak parçasının ortasından pırıl pırıl suların aktığı mesire yeridir Akpınar. Dört yanı zeytinlikler bağ ve meyve bahçeleriyle çevrilmiş, çimenden halılarla kaplı bu eşsiz tabiat güzelliği bahar ve yaz aylarında Kilislilerin akınına uğrar.

Söğütlüdere: İlkbahar ve yaz aylarında eğlence ve piknik yeri olarak kullanılan Söğütlüdere' nin Kilis yaşamında ayrıcalıklı bir yeri vardır. Kuzey yamaçlarından Zoppun Deresi ve Akpınar kaynaklarından akıp gelen suların, yeşilliğe bürüdüğü Söğütlüdere, özellikle hafta sonlarında Kiliselilerin mutfak kültürüne özgü kebap ve yemek çeşitleriyle mükemmel bir ziyafet sofrası için önemli bir mekandır.

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=48K3p6iCEDg" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=48K3p6iCEDg</a> 

 
 
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=ybS_zH-xJIA" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=ybS_zH-xJIA</a>  >:D >:D ;D >:D 
 
Bu video'dan dolayı kusurumuzu bağışlayın ama paylaşmak geldi içimden
 

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #58 : 12 Mayıs 2012 »
                                                     ADIYAMAN’ AĞZI

Adıyaman’ da Türkçe Kendine özel bir ağızla konuşulur. Ülkemizde bu ağıza en yakın sadece Kilis yöresinde rastlanır.

Kullanılan bu kelime ve deyimlerin etimolojik analizi yapıldığında; Azerbeycan, Gagavuz ve Türkmen Türkçeleri ile benzer özellikler taşıdığı görülmektedir. Ağırlık olarak Türkmen Türkçesinin özelliklerini taşıyan Adıyaman ağzının bu özelliğine M.Ö. yedinci yüzyılda bir süre Saka İskil Türklerinin egemenliği ve 1085 yılında da Selçuklu Türklerinin egemenliğinin etki ettiği söylenebilir. TUT,BESNİ,GÖLBAŞI Türk ağırlıklı ilçelerdir

A
A’llaf : Hutubat alıp-satan kişi.
Ahdaracah : Evde tandır üzerinde yapılan yufkaekmeği tandırın (sacın) üzerinde pişmesi için
çevirmeye yarayan tahta dan yapılmış kılıcı andıran alet.
Alamyon : Alimiyum.
Alıta : Sakat, arızalı, özürlü
 
B
Balah : Paça
Balıma : Bari
Baran : Çizgi, şerit halindeki çizgi, keder çizgisi,üzüm bağlarındaki asma (Tiyek) sıralı hali
Barmel : Fıçı
Baz : Bir kuş türü ( Kaz Kazına,baz bazınan herkes enteşınan ) ( Atasözü )
Berk : Sağlam
Bılata : Meyvelerin olgunlaşma zamanı
 
Delbike : Darbuka
Deleme : Topaç
Dink : Buğdayı kepeğin ayırma işlemi yapılan yer
Dürmik : Dürüm
Darı : Mısır
Hamkef : Uykusu, henüz açılmamış, keyfi pek yerinde olmayan
Hampara : Orta boy taş, Toprak parçası, biçimsiz taş
Haphap : Takunya
Haraba : Boş arsa
Harar : Büyük çuval
Haraza : Kuyunun ağzına konulan 30-40 cm. yüksekliğinde taştan daire şeklinde tek parça
Çıkıntı.
Harıh : Ark, ince su yolu.
Hayma : Ahşaptan (ağaç ve dallardan) yapılmış bağ ve bahçelerde inşa edilen bekçi kulübesi.
Hazna : Su biriktirilen yer
Hecer : Yeni, teze
Hafdar : Çok yiyen canavar
Hellaç : Keçe işleri uğraşan, keçeci.
Hemam Leyenı : Büyükçe fazla derin olmayan yayvan su kab
Hevre : Kepekli undan yapılan hamur işi
 
K
Kalın : Başlık parası
Kakma : Ağaç ve tahta kıymığı
Kantarma : Kemerli yapı
Kara kafir : Kertenkelenin büyükçesi.
Karulye : Karyola
Kaynana : Kaim ana, Kaim Valide(ana yerine geçen) anlamına
Kekre : Acımısı, dil büker şeklinde
Kuküç : Çekiç
Kelenguç : Kırlangıç.
Kelle : Tahta masanın çekmecesi, çekmece, para konulan çekmece.
Kendır : Kıldan yapılmış ( örülmüş ) kalın ip
Kenıf : Tuvalet –WC (Ayrıca tuvalet için, yüznumara, cartcurt damı, ay ahyolı, abdeshana
Hela isimlen de kullanılır. )
Keppır : Bozuk ve yokuşlu yol.
Keremet : İftira.
Kerrik : Olmamış, ham meyve.
Keşkeş : Farba, fırfır
Keveşe : Toprak damlarda, ağaçla toprak arasına giren tahta kamış v.s. malzeme.
Keyyim : Sağlam
Kıdik : Oğlak.
Lallik : Dilsiz, ahraz
Lebbe : Boyuna takılan zincir gerdanlık
Lekkom : “ Koyayım “ anlamında sövme ve hakaret ifadesi
Lembır : Fincan kırığı
Lenger : Geniş, yayvan içine hamur ve köfte yoğrulan geniş kap
Loğ : Toprak damın yağmura karşı direncini antırmak üzere kullanılan taştan yapılmış silindir
 
Nacar : Marangoz
Nanır : Bir yerde bulunan herkese ait hayvanların toplanıp gün boyu o yerin dağ ve meralarında otlatılıp akşam olunca getirilme işi. ( hayvan kendi evine kendi gelir )
Nehit : Beyaz yapı taşı
Nukkıl : Gaga
 
P
Pağa : Zornaklı kapının kilit yeri.
Pangılot : Lira
Papah : Sünnet çocuklarının başlarına taktıkları silindir şeklinde başlık
Partal : Mitil, ekski giysi
Patlah : Olmamış incirin yeşil hali
Peççel : Beceriksiz
Perçem : Saçın alına sarkan kısmı.
Perensek : Fır dönme
Perize : Biçilen ekinin tarlada kalan kısmı.
Peşkir : Havlu
Pızzik : Lahananın nazik kısmı
Pırtik : Küçük bez parçası
Pıssik : Kedi.
Pızzik(Pezzik): Ciltte çıkan sivilce ve benzer şeyler,
Pörçikli : Havuç
Post : Deri.
Sadana : Saf, salak, ağzı sağır
Salaca : Tabutun üzerine konulduğu dört kolu olan tahta
Sefertası : Birkaç çeşit yemek taşımak için yapılmış üst üste konulan kap.
Sehen : Sahan
Seklem : Sırtta taşıyabilecek kadar yük
Sele : Sepet
Sete : Kalas
Seki : Evin avlusunda topraktan yapılmış divan şeklinde yer
Sırğı : Toprak damlarda, yağan karı sıyırmak için tahtadan yapılmış kar küreği
Sırım : İp
Sikke : Demir kazık ( yere çakılan ) .
Sitam : Üşütme hastalığı, Sıtma
Sitil : Kova
Siyeç : Büyük çalı

Sokı : İçinde bulgur dövülen oyuk taş, dibek
Soyha : Ölünün sırtından çıkarılan giyecek.
 
FIKRA:
 
Yazacağım fıkra adıyaman da yaşanmış bi hikayedir.
belki bilirsiniz yada duymuşsunuzdur adıyamanda, adıyaman merkezde abuzer adı baya çoktur... gelelim fıkramıza


jandarmalar abuzer adında bi asker kaçağını ararlar
yoldan geçen arabaları durdurup arama yaparlar
komutan gelen bi otobüsü durdurup yukarı çıkar:
- Adı abuzer olanlar otobüsten aşşağı insin. der
otobüste 30-40 kişi vardır.
hepsi iner sadece bir kişi arabada kalır
komutan şaşırır ve sorar:
- sen neden inmedin senin adın ne?
adam sırıtarak:
- benm adım hacı abuzer. Der
 
ADIYAMANLI TÜRK ANASINI İZLEYİN  AŞATMA(AYŞE-FATMA)
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=EPPu27IIbDg" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=EPPu27IIbDg</a>
 

 
 <a href="http://www.youtube.com/watch?v=l5n1jUPGFbU" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=l5n1jUPGFbU</a>
 

 
 <a href="http://www.youtube.com/watch?v=puwZj04-f-Y" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=puwZj04-f-Y</a>

Çevrimdışı Antepli Bozkurt

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 540
Ynt: İLLERİMİZİN TATLI AĞIZLARI
« Yanıtla #59 : 21 Temmuz 2012 »
                                                ŞANLIURFA AĞZI

Şanlı Türk şehri Şanlıurfayı kürtçülere inat Türk şehri oldugunu haykırmaya devam edecegiz.

•   Evini icara veren,elini yere verir.
•   Kaynayan kazan kapah tutmaz
•   Ulısının sözını tutmıyan ulıya ulıya ölür.
•   Acı işletme,tohı tepretme
•   Terezinin rahtı var,herşeyin bi vahtı var
•   Ac ayı oynamaz,tilki tilkiliğini aynadana kadar çiğ postı bazara çıhar.
•   her şeyde bahtımız karadır,karpızda bayaz çıhar.
•   Anasına bah kızını al,kenarına bah bezini al.
•   Aşiy tanı,işiy tanı,gişiy tanı.
•   Ergene avrat dögmah,yohsıla sırfa açmah kolaydır.
•   Karaçı kızı hatın olmaz,dilenmese karnı doymaz.
•   Konşı adamı var ister,adam avradı sağ ister.
•   Kıziy çirkin Hak vergisi,geliniy çirkin kör mıdi.
•   Oyuna kahanın boyını görüler
•   Sabırnan korıh hevla olur

                      BİLMECELER
•   

        Altı derya,üstü nar,bir incecik yolu var     (nargile)
•   Al atla,yeşil atlas,suya atarım batmaz       (elma)
        Ayakları su içer,üstünden gelen geçer       (köprü

                 ŞİİR


     Sen bunı bılmisen

Ben ağliyem gözyaşı dökiyem uğrida

Sen bunı görmisen

Köy kızları gibi papatyalar takardi saçlariya

Öyle bi yakışırdı ki başiya

Her gece evın damındaki yataklardan

Gökyüzüne baktıgımda

Karanlıgı saçlariya

Yıldızları saçlaridaki papatyalara benzetiyem

Ayda seni yüzi göriyem senle konısiyem

Siye söyelyemedıgım o iki kelimeyi

Yine siye

Ayda gülümsiyen yüziye söyliyem

“senı seviyem”

  VİDEOLARI ÖZELLİKLE İZLEYİN

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=JNBjdff2SRI" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=JNBjdff2SRI</a>

MAMET AMMİ HARİKA KOMİK

<a href="http://www.youtube.com/watch?v=rVIBhfkEeQE" target="_blank">http://www.youtube.com/watch?v=rVIBhfkEeQE</a>