İşte Ülküm (Gülce-Tuğra)
Güçlü başbuğ milli kuvvet bayrağım telsiz duvak,
Börklü bozkurt soylu millet, milli birlik son şafak;
Türk’ü titret sakla Tanrım: Yer ve gökler çatlasın;
Sen büyüksün gayri emret, kan sızım dinsin bırak;
İşte ülküm: Milli devlet, milli kültür Türkçe hak.
Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilâtün Fâ’ilün
Osman Öcal
Gök Mavi Sevda
Gönül secde kılıp ahu zar etmez,
Bülbül nikâhından kıyayım desen.
Yılkı atı gibi kement kar etmez,
Derbent kalasına koyayım desen.
Kendine hakandır kendine köle,
Ağrıtmaz düşünü kısrakta yele,
Dağlayıp odunda döndürür küle,
Şal üstünde sarı oyayım desen.
Yanıp kavrulurken aşk ataşında,
Bir güzel eylemez çeşme başında,
Dünya tokmak olsa sofu taşında,
Ezdirmez başını soyayım desen.
Zifir karanlıkta kovalar tanı,
Dolansa ardında asrın sultanı,
Duruşu Beyrek’tir çiçeği Banı,
Boz aygır kesilir yayayım desen.
Ilgın gölgesinde sinek bunarken,
Bir yan alazlanır bir yan donarken,
Bahtı Volga gibi kızıl kanarken,
Bir Tuna kesilir yuyayım desen.
O gönül ki kundağından kapanı,
Söküp atar koyağında kurt kanı,
Dağlardan dağlara börklü civanı,
Sürükler peşinden uyayım desen.
Gazi gönül ne ham ne de yorulur,
Kara kalkar altın otağ kurulur,
Bulandıkça Sakarya’da durulur,
Orhun’dan Arda’ya sayayım desen.
Hapsetse Vuslatî aslan burcuna,
Bağdaş kurup kalmaz mızrak ucuna,
Al küheylan kanat vurur acuna,
Sevdayı gök mavi boyayım desen.
Osman Öcal
Ecek Acak
Yalancı pehlivan arlanmaz tuştan,
Kurt ulusa künde –ecek –acak’lar.
El sakızı çiğner, çiğnetir baştan,
Dili burna yetirmeyen cakcaklar.
Dağlı düze inmiş kaynar derinden,
Piçler vekil öper mahrem yerinden,
Başkent pay alırken balyoz erinden,
Baldır çaprazlıyor kıllı bacaklar.
Türk desem değildir değil uyruğu,
Şifa(!) kimden belli belli buyruğu,
Tutanın elinde ‘‘Oslo’’ kuyruğu,
Kavrulur külünde sönen ocaklar.
Etkin erkin sözü sanmayın ayet,
Nerde milli meclis nerde dirayet,
Milletin yumruğu inmezse şayet,
Vuslatî daha çok tabut kucaklar.
Osman Öcal
Bir Yanım 2
Bir yanımda mavi gözlü bin bir kurt,
Bir yanımda koyun benim yoz benim.
Bir yanımda kan kaybeden Anayurt,
Bir yanımda nasırlaşmış caz benim.
Bir yanımda kısırlaşmış bir ilim,
Bir yanımda tutulmuş aklıselim,
Bir yanımda vuruluyor öz dilim,
Bir yanımda şahlara denk poz benim.
Bir yanımda dalga menzili döver,
Bir yanımda parsellenmiş akciğer,
Bir yanımda hazan oturmuş meğer
Bir yanımda ayrık benim saz benim.
Bir yanımda altın dönüşmüş pula,
Bir yanımda secde durulmuş kula,
Bir yanımda villa katılmış mala,
Bir yanımda kara papaz koz benim.
Bir yanımda can Tanrı’ya emanet,
Bir yanımda kopar her gün kıyamet,
Bir yanımda bayrak bilmez nedamet,
Bir yanımda nice kaypak yüz benim,
Bir yanımda merhemleyen çıbanı,
Bir yanımda taşa alkış tufanı.
Bir yanımda seven Edirne Van’ı,
Bir yanımda lokma lokma muz benim.
Bir yanımda bozup duran ahengi,
Bir yanımda ahbap kılan Frengi,
Bir yanımda yapar Vuslatî cengi,
Bir yanımda kışa dönmüş güz benim.
Osman Öcal
Bir Yanım 3
Bir yanımda asalaklar yol aldı,
Bir yanımda kovan da yok atan da.
Bir yanımda millet uykuya daldı,
Bir yanımda ikaz da yok çatan da.
Bir yanımda çatal uçlu ne kazık,
Bir yanımda millet malı her azık,
Bir yanımda yol bozuk menzil bozuk,
Bir yanımda imdat da yok yeten de.
Bir yanımda bağa tilki dadandı,
Bir yanımda ne adaklar adandı,
Bir yanımda ocak söndü can yandı,
Bir yanımda ekmek de yok keten de.
Bir yanımda dalgakıran çil horoz,
Bir yanımda arşa çıktı aforoz,
Bir yanımda kanser bir yanda siroz,
Bir yanımda hesap da yok katan da.
Bir yanımda Vuslatî’den dem alan,
Bir yanımda düzen bozan heyelan,
Bir yanımda yüzsüzleşti her yalan,
Bir yanımda kanan da yok yutan da.
Osman Öcal
Mor Güle Ağıttır Bülbülün Sesi
Gam sağıp buluttan verir hissemi,
Karaca sevdanın izanı sarhoş.
Sancımız ummanda dümensiz gemi,
Anladım dünyanın mizanı sarhoş.
Aralanmış yollar kavşağı ırak,
İster gel istersen mahşere bırak,
Dertlerim ustadır dermanı çırak,
Karalı defterin yazanı sarhoş.
Yanar için için gönül sarayım,
İster nazarım ol istersen ayım,
Azrail hışmına koşan adayım,
Şimdi mevsimlerin hazanı sarhoş.
Deme ki aşkıma deryada damla,
Yırtılmış yüreğim ıslanır gamla,
Söz aleve teslim yanar ilhamla,
Kabuksuz yaranın sızanı sarhoş.
Nedir acep siyah zülfün töresi,
Mor güle ağıttır bülbülün sesi,
Candır Vuslatî’ye ölüm busesi,
Kırılmış sazımın ozanı sarhoş.
Osman ÖCAL
Haydi Gönül Haydi (Gülce- Akrostik)
Haydi gönül haydi aranma boşa,
sArp dağlar marala dar mı sanırsın.
yaZgımız kardelen gücenme hani,
yakArken söneni nar mı sanırsın.
can siNede mahpus yaş kemalinde,
zamanA kıymayı kâr mı sanırsın.
Eylül gelin oldu göçer turnalar,
aRınır sırından küser aynalar;
erDemli sayılan her telim senden,
yenİ yeni tozan kar mı sanırsın.
Yaz bahar ayımız topladı hüzün,
kAra bulut gibi kaynasın gözün.
maZlumdur Vuslatî biline böyle,
aşkIn pahası ne haydi sen söyle;
her eMzik vereni yâr mi sanırsın.
Osman Öcal