Gönderen Konu: Vuslatice  (Okunma sayısı 51170 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #50 : 07 Aralık 2013 »
Değerli zamanınızı ayırıp böyle bir şiirle yorum bırakmanız beni mutlandırdı. Teşekkürler Alp kandaşım keşke şair olabilseydik. Esenlikle.

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #51 : 10 Aralık 2013 »
Uyan Milletim (GÜLCE-ÜÇGEN)

Sen
Yetim
Ben yetim
Mayası kan
Damarıma can
Sen, ey güzel vatan
Gözümün gözbebeği
Sen, çileli memleketim
Toprağın ruhum aşın aşım
Susuza bulak gurbette yaşım
Ata yurdum kanım kemiğim etim.

Kan
Tutar
Kuytular
Dar sokaklar
Caddeler kalleş
Uşaklar yağmacı
Yığın olmuş sürüler
Bir yan alev bir yan ateş
Ceylan derisinde her günah
Bop çalar tvist oynar padişah
Ayın gölgesinde uyurken güneş.

Ve
Derin
Uykudan
Uyan artık
Uyan milletim!
Şu öksüz Türklüğüm
Boynumda çifte düğüm
Çözülmeli bin bir yerden
Sarfınazar etmek son kopuş
Damarlarındaki tek cevherden.
Kalk! Kurtul sana biçilen değerden.

Osman Öcal

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #52 : 11 Aralık 2013 »
Atsız ATA'nın

Dumanlı gözlerim bir hayâl arar,
Tan vakti ufukta güneş yanmadan.
Her güzel dakikam geçer çabucak,
Tadını içip de gönül kanmadan.

Dörtlüğü ile başlayan KOŞMASINA NAZİREDİR

Hayali derindir puslu gözlerin,
Erer mi kemale gönül yanmadan.
Dört mevsim içinde ay üçer üçer,
Uçar mı kelebek kış uyanmadan.

Yaşamın anlamı değil nafile,
Kimine dert olur kimine köle.
Bir anlık mutluluk ömürlük çile,
Alınmaz ki tadı içip kanmadan.

Maziyi unutup desek ki yalan,
Tükenmez hazine geride kalan,
Kullandıkça erimeden çoğalan,
Gelir peşimizden ve usanmadan.

Yiğidi gam yıkar nemse duvarı,
Taştan taşa vurur yürek umarı.
Her sevdanın vardır ah ile zarı,
Törelenmiş kızıl güle konmadan.

Bir seferlik boşa aldım eyvah-ı,
Düşününce şöyle bin padişahı.
Zaman cilvekârdır giyer günahı,   
Ulu dağ başları beyazlanmadan.

Beden fani amma düşün kalıcı,
Adın kutlu yolun sonsuz ilacı.
Unutmayan unutandan davacı,
Vuslatî yaşar mı seni anmadan.

Osman Öcal


UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı 4_hilal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #53 : 11 Aralık 2013 »
Osman ağabey kabul buyurursan, benden de birkaç dörtlük.
Atsız'ın ruhu şad olsun.


Türkçüler gözlüyor hep ufukları
Ecel gelip Türk bedeni solmadan
Bozkurtlar arıyor o şafakları
Turanı kurmalı sabah olmadan

Geceler gün bize Bozkurtluktandır
Tadalım gecenin vakti dolmadan
Zaferin engeli mankurtluktandır
Turanı kurmalı sabah olmadan

Türkleri tek çatıda toplamalı
Yara onmaz türlü otu yolmadan
Türklerin yürekleri hoplamalı
Turanı kurmalı sabah olmadan

Düşman doğudur ve hem de batıdır,
Bize em bulunmaz ordu olmadan,
Türklerin yüreği pek bir katıdır
Atsız olmalıyız, sabah olmadan

Onbir Aralıktır, Atsızlık günü
Ağlayalım yürekleri delmeden
Yarına koşarken hatırla dünü
Bir Atsız olmalı sabah olmadan

Atsız'ın acısı acep diner mi!
Turan olacak yolu biz bulmadan
Atsız hiç Uçmağ'dan yere iner mi!
Turanı kurmalı sabah olmadan...



Alp,
TTK

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #54 : 02 Ocak 2014 »
Osman ağabey kabul buyurursan, benden de birkaç dörtlük.
Atsız'ın ruhu şad olsun.


Türkçüler gözlüyor hep ufukları
Ecel gelip Türk bedeni solmadan
Bozkurtlar arıyor o şafakları
Turanı kurmalı sabah olmadan

Geceler gün bize Bozkurtluktandır
Tadalım gecenin vakti dolmadan
Zaferin engeli mankurtluktandır
Turanı kurmalı sabah olmadan

Türkleri tek çatıda toplamalı
Yara onmaz türlü otu yolmadan
Türklerin yürekleri hoplamalı
Turanı kurmalı sabah olmadan

Düşman doğudur ve hem de batıdır,
Bize em bulunmaz ordu olmadan,
Türklerin yüreği pek bir katıdır
Atsız olmalıyız, sabah olmadan

Onbir Aralıktır, Atsızlık günü
Ağlayalım yürekleri delmeden
Yarına koşarken hatırla dünü
Bir Atsız olmalı sabah olmadan

Atsız'ın acısı acep diner mi!
Turan olacak yolu biz bulmadan
Atsız hiç Uçmağ'dan yere iner mi!
Turanı kurmalı sabah olmadan...



Alp,

Teşekkürler ALP Kandaşım.
.................

SÜRÜYE BİR ÇOBAN ÇOBANA KATIR
HIRSIZINA CELLAT CELLADA SATIR
SEÇMENE ŞIRINGA TUĞRULA YATIR
YASALAR KENDİNE NE GÜZEL UYMUŞ(!)
...............

Şair

Sözü özün aynası dili millet diliyse,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.
Benliğiyle barışık hele gönlü deliyse,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.

Gri suyun dalgası ve perdesiz bir keman,
Ummanı emen bulut düzeni örten duman,
Tana muhtaç aralık belli ağır bir roman,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.

Dümen kıran siyaset kalbime inen sancı,
Yolcusu bin bezirgân derin uykuda hancı,
Sürülürken tezgâha inanmışın inancı,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı,

Hukuk bütünlemede yasamada dalalet,
Boynu altında kaldı emeklerken adalet,
Ezber bozan oyunda şaha olmadan alet,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.

Sırtını dönüp suya teyemmümle gusleden,
Her günahın ortağı vurduğunu kaybeden,   
Hücreler ağır hasta ur gömlekli bu beden,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.

Bindiğimiz trene som çelikten ray için,
Vuslatî der al üstü beyaz giymiş ay için,
Mavi göğün altında gelecekte pay için,
Ya haykırmalı şair ya kalemi kırmalı.

Osman Öcal


Ey Güzel Kadın

Şamdana benzeyen ey güzel kadın,
Göğsünün üstünde yanan nar mıdır?
Cemalin ay mıdır gözlerin yıldız,
Kızarmış zülüfler kehribar mıdır?

Saçların omzunda gezinen yumak,
Nefesin gül suyu kolların hamak,
Yanağın gelincik gerdanın kaymak,
Dişler inci dudakların bar mıdır?

Göz uyansa açılır mı gamzeler,
Ok mudur kirpiğin sinemi deler,
Söyle hele gönlün kimi söbeler,
Dil sözün ustası cana yâr mıdır?

Nameye pul mudur yay mıdır kaşın,       
Dermansız zehir mi bal mıdır aşın,         
Sevda gözesinden kaynayan yaşın,
O da benim gibi cefakâr mıdır?

Hayalini Türkü Türkü dem eder,
Vuslatî bin vasfı bir de cem eder,
Bir hoş sözü yarasına em eder,
Ya benim sevdiğim vefakâr mıdır?

                        Osman ÖCAL


UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı 4_hilal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 401
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #55 : 03 Ocak 2014 »
Yüreğine sağlık, tam bir Türk(ü) kıvamında olmuş Osman ağabey.
TTK

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #56 : 13 Şubat 2014 »
Yüreğine sağlık, tam bir Türk(ü) kıvamında olmuş Osman ağabey.
Teşekkürler kandaşım.


Yengesiz TUĞRA

Bir vardı bir de yoktu firen yaptı dengesiz,
Çiğnem dilinde koktu bakın köhne renge siz;
Toprak şeref bilir de o karnında patlıcan;
Al bayrağım buruktu, düğün kurdu yengesiz.

Osman Öcal

Kendine Gel ÖZGE

Ulu Tanrı katında kutsananın aslı Türk;
Kutlu soyun katunu ne kağanlar doğurdu;
Atilla ve Cengiz Han birbirinden hırslı Türk,
Yeri göğü titreten törelenmiş bir ordu.
Yıldırımlar yaratan bozkırın atlı kurdu,
Oğuz Han’dan türeyip gelişimiz nesli Türk.   
Kırk çeriyle bir Kür Şad koskoca Çin’i yordu,
Başbuğumuz Atatürk yeni bir vatan kurdu.
Damarında asil kan öz yurdunda yaslı Türk,
Titre! Ve kendine gel! Yağılar sardı yurdu.

                                        Osman Öcal

Yaz Kenara YİĞİTÇE

Be hey gafil bu ne haldir,
Göz kestirir alan eldir,
Boynunda ip altına at;
Yaz kenara tebligattır.

Yenen nane iz bırakır,
Sönen balon gaz bırakır,
Yanan bakır nursuz ışık;
Baz koynunda zor hayattır.

Başı kimdir sor devrene,
Şaşı gördü bak çevrene,
Kaşı çatık şişkin göbek;
Haz duyduğu serenattır.

Bele bağlı her aletin,
Dile düşmüş adaletin,
Kale olsa cebrî yasa;
Muz döşeli teminattır.

Gak karganın guk klibi,
Hak elendi kalbur dibi,
Tek kişilik bir tiyatro;
Kaz göğsünde tahiyyattır.

Deri kırkmaz soylu kasap,
Geri döner yanlış hesap,
Gri dalga mor aralık;
Caz dinleten safahattır.

Garp uyandı ıssız döşek,
Harp meydanı deli fişek,
Sarp kayada tutmaz ayak;
Naz kâr değil boş inattır.

Osman Öcal

Türkiye’nin Kızlarına Küfreden Züppe’ye

Bir yanımda şaklaban bir yanımda hödüğü,
Hödük kemçirir durur tüm milletin kızına.
Aklı kendinden evvel Türkçü sanmış güdüğü,
Güdükte bir havlama tazı yetmez hızına.

Bizler birer ferdiyiz namusu var milletin,
Ana belli soy belli yiğidi var kurdu var.
Her birisi bir Kür Şad hakkını verir itin;
Yıkılmaz şanlı ülkü arkasında ordu var.

Güya Turancı imiş hedef bulur okuna,
Beni bana anlatır boynunda taşma ile.
İşimiz olmaz bizim Tanrım şahittir buna,
Dibinde sarı tilki üzümsüz asma ile.

Nüfustaki kütüğü arındırmaz çakalı,
Damardaki kan olur bir kimliğin onayı.
Bilsem ki işe yarar bırakırdım sakalı,
Azat edin kapıdan nesep bilmez danayı.

Töresi belli Türk’ün katuna saygı gerek,
Eğer bacın yok ise ana da bir katundur.
Babasını bilmeyen müşir olmuş engerek,
Engereği bilmeyen odun oğlu odundur.

Vuslatî’yim yetmez mi çok yıkama çuvalı,
Ya bu yırtık genişler ya tokacı kırarsın.
Anlayan anlar seni koyun dinler kavalı;
Türkiye’ye küfreden mutlak sen züppekarsın.

Osman Öcal

             Bir Gece Masalı

Bir gece masalında mazimizi anarken,
Durulmayan her damla eşlik eder tasama.
İçer miydim mezesiz fitil olup yanarken,
Ah o kara gözlerin düşmeseydi masama.

Yıldızlarda kasavet ay kanıyor nedense,
Bağrımdaki kirpikler mor kadehin çerezi;
Kapatmıyor gözümü kuş tüyüne belense,
Dilindeki bergüzar dudaklarda taş izi.

Yelelenmiş saçların dönülmeyen seferde,
Göz erimi boş deniz yoksa gam mı bahane;
Dört duvara çekilen kan pıhtısı bir perde,
Zaman fecir koynunda başım ağır pervane.

Uyanır seher yeli nefes nefes gül üfler,
Hayallerim sağanak kokusunda bir füsun;
Kaf dağının burcunda başak uçlu zülüfler,
Kalbimdeki mezarın taşında biten yosun.

Ya mihmandar olsaydık ya turnada bir telek,
Başka biterdi masal başka doğardı güneş;
Can verirdi bahara bin bir renkli kelebek,
Gönlümde yuva kurmuş güle dönerdi ateş.
                   
                                        Osman Öcal




Zamane Hamam GÜLCE

Çakmak kavunda,
Bin asrı yutan süre.
Tanrı avında,
Yeşile kandı töre.
Tandır tavında,
Verilen büyük fire.

Arıtmaz yunak,
Su süpürse yer yağız.
Balçıktan çanak,
Kendi şaşar kılavuz.
Harbi fırıldak,
Dili döndüren ağız.

Kupayla sinek,
Karo yanında maça.
Kötekli tünek,
Ütüsü bozuk faça.
Öküzle inek,
Sırıtan kelle paça.

Sokaklar roman,
Göz bulanık yüz kirli.
Kurt sisi duman,
Edep kayıp söz kirli.
Zamane hamam,
Urba kirli bez kirli.

Osman ÖCAL


UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #57 : 20 Şubat 2014 »
Uyan Bre Türkoğlu

Tanrı ile sır vardı âlem vardı sen vardın,
Gün yüzüne adını Türk olarak çıkardın.

Mahşerin atlıları göklerde uçar iken,
Kucağına kurtları sarıyordu Ötüken.
Aslında yozlaşmamış töresi kutlu idin,
Başbuğlar ülkesinde özgür ve mutlu idin.
Kısrak sesi nal sesi kılıç sesi ok sesi,
Karanlığı boğandı yağız yerin türesi.
Obalarda karakış kayına düşen püsen,
Ağır taşa oyulan kilime düşen desen;
Yeşil donlu yaylalar bulak başında kızlar,
Tanrı’ya giden adak şölenlerde kımızlar;
Altın otağ ak çadır bozkırın dili idi,
Güneş batmayan yurtlar bir kağan ili idi.
Mazimiz tanık buna ordular bozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.

Bırakılmaz ülküyken ulu soyun mirası,
Birer kutlu ülkeydi Hazar Maçin arası.
Arşa dayanır olsa yağıların korkusu,
Kökünü kazımaya kursa kalleşçe pusu;
Ölümü korkutarak dirilir yeni baştan,
İlhan gibi çıkardın girdiğin her savaştan.
Delerdi gök kubbeyi bozkurt başlı tuğların,
Kara yerin üstünü kaplardı otağların.
Toplanırdı beylerin şenlenirdi kut toyu,
Tekrar hayat bulurdu bitti denen kurt soyu.
Bozkırda yankılanıp tüterek nefes nefes,
Ulaşırdı her boya Korkut’ça yükselen ses.
Kara günde savaşçı ak günde ozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.

Tarihin süzgecinden kayar iken asırlar,
Nice göç yollarına kapı açtı bozkırlar.   
Aşkın yurtlar edinip yeni ocaklar yaktın,
Ne töresiz yaşadın ne kavgayı bıraktın.
Ne zaman ki miskinlik kağanlığın tahtına,
Çöreklenir zül çıkar milletinin bahtına.
Anadolu çok tattı kaybetmeyi kazancı, 
Son başbuğun ruhuyla tazelendi inancı.
Yeni baştan kurulan bu güzide vatanın,
Dokunurlar şanına can vererek yatanın.
Sana ait ne varsa kalbinden oklanırken,
Mankurtların izinde nabzınız yoklanırken;
Çıkılmış bir seferde umulmaz ahvaldesin, 
Aynı desen aynı renk bedenine gölgesin.
Sarmalanmış bedenin ahtapotun kolunda,
Sanma ki gider böyle bütün işler yolunda.
Şu benlik rüyasından uyan artık Türkoğlu,
Var birlik kapısına dayan artık Türkoğlu,
Dört iklim üç kıtada yel gibi tozan Türksün,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.

Sırtındaki kamburun namert tahtında uğur,
Zaman şerre alâmet kendine gelsin şuur.
Kutlu Turan davası yürümez gaflet ile
Noktayı koymak nere takılmışken virgüle.
Ucu kopuk sevdalar burçta açılan gedik,
Anlayan alır payı Türk’e Türkçe söyledik.
Sen ne bahisten çıkan ne kazı kazan Türksün,
Ne sürü tutan koyun ne kumda sazan Türksün;
Uyan bre Türkoğlu düşmanın ürksün senden,
Sen, çağlara yön veren tarihler yazan Türksün.

Osman Öcal

UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!

Çevrimdışı azakoğlu

  • Türkçü-Turancı
  • **
  • İleti: 33
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #58 : 01 Mart 2014 »
Şiirlerinizi burada gördüğüme çok sevindim.Şahsen tanışmadık ama şiirilerinizi ilk kez takriben birbuçuk iki yıl kadar önce edebiyatsitesi.com adresinde okumuştum.O zamanlar ben de üye idim.Çok sık paylaşımda bulunmadığınız için daha sonra gülce edebiyat sayfanızı da takip etmeye başlamıştım.Çok güzel yazılarınız da vardı.Burada buluşmuş olmaktan dolayı mutluyum.Selamlarımla esenlikler dilerim.
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!
TÜRK ZATEN YÜCE!

Çevrimdışı o.öcal

  • Türkçü-Turancı
  • *****
  • İleti: 556
  • TANRI DAĞINDA, UÇMAĞA VARDI...
Ynt: Vuslatice
« Yanıtla #59 : 01 Mart 2014 »
Şiirlerinizi burada gördüğüme çok sevindim.Şahsen tanışmadık ama şiirilerinizi ilk kez takriben birbuçuk iki yıl kadar önce edebiyatsitesi.com adresinde okumuştum.O zamanlar ben de üye idim.Çok sık paylaşımda bulunmadığınız için daha sonra gülce edebiyat sayfanızı da takip etmeye başlamıştım.Çok güzel yazılarınız da vardı.Burada buluşmuş olmaktan dolayı mutluyum.Selamlarımla esenlikler dilerim.

Otağımıza hoş geldiniz Sayın azakoğlu. Takip edildiğini bilmek güzel bir duygu. Değişik sitelerde paylaşım yaptığım için her siteye sık uğramak zaman açısından kolay olmuyor benim için. Fakat kendi sitelerimize sık uğruyoruz. Gülce edebiyat da bunlardan birisi. Kısmet belki bir vesile ile karşılaşıp tanışma şansımız olur. Esenlikler.


Dul Kaldı

Ödüle boğulup mutlu gününde,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.
Bir seher vaktiydi eşik önünde,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.

Köyde birinciydi kirpiği kaşı,
Türem ile boydaş bir idi yaşı,
Kayıp da ayağı vurunca başı,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.

Dudu dilli mimikleri naz idi,
Çalan cümbüş salındığı saz idi,
Ela gözlü el değmemiş kız idi,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.

Tuzağına yakalandı soysuzun,
Cilveleşti kucağında kunduzun,
Ele güne karşı yatıp upuzun,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.

Vuslatî’yi dinle gardaşım bacım,
Ismarladı Köroğlu’na al baç’ım,
Daha bundan sonra değil ilacım,
Bizim köyün adaleti dul kaldı.

 Osman Öcal



Gün Işığı Bir Sevda

Gün ışığı bir sevda gönlümde gül kızılı,
Eğilmiş başağından dermeye niyet ister.
Her danenin içinde pembe düşler yazılı,
El vurup okumaya kuşkusuz diyet ister.

Zar ile uslanan gam ah ile demlenen dert,
Yudum yudum çile baharı bekleyen kış.
Bak anlayabilirsen sevgimiz daha cömert,
Su yürüyen damlalar gökkuşağına bağış.

Bendini aşan sızım gözün kaşın dudağın,
Gül kokulu nefesin nefesime ağyar mı?
Başı ağrıya benzer dumanı yoğun dağın,
Erimeden bulutlar kalbine gün doğar mı?

Tomurcuğu ayılmaz günü birlik efkârın,
Sürgün yer gecelerde kira verir semaya.
Sıcağında demlensen gözümdeki buharın,
Kulağında hoş seda gamzeler düşer aya.

Onca yılın düğümü boşalırken deryaya,
İçimdeki viran yer ummanlardan ılıman.
Soğumuş umutlarla yanaştığın her koya,
Aralanan yüreğim son seçenek son liman.

Koynunda bülbül teri bir sıcacık tebessüm,
Yıkılsın bütün surlar aşktır kalbin mahremi.
Çalkalanan denizde dalgadan duru sesim, 
Ya karaya vuracak ya batacak o gemi.

Osman Öcal


UÇMAĞA VARDI..!
TANRI DAĞINDA...
ATSIZ ATA OTAĞINDA, ULU ATALAR HUZURUNDA DİZ VURMAKTA!