Bir süre önce, ''Gökbörüler Atışıyor'' başlığında kısa bir açıklama ve örnekler vererek bir dörtlük (şiirin ilk dörtlüğü) yazıp atışma ayağı vermiştim. Sayın TARDU KAĞAN şöyle bir yanıt yazmıştı:
Ben bilmem atışma ,beyit,dize,
Gökbörüyüz,er kişi lazım bize,
Meydan bu kendine güvenene,
Halep orda burda arşın,gel berye beriye.
Ben de atışma geleneği kuralı dışına çıkıp yanıt veremedim. Kusura bakmasın. Ama oradan hareketle bu şiiri yazdım.
Çağrı
Dinleyin gardaşlar dinleyin hele,
Vatana sevdamız naz olmamalı.
Haykırın bu aşkı getirin dile,
Kurdun kılavuzu kaz olmamalı.
Ölümcül urum var seğirir gözüm,
Otçul obur amma kemirir özüm,
Dimyat’a pirince gidene sözüm,
Baş ayağa düşen buz olmamalı.
Kimin kılıcısın kime merakın,
Sırı bozulmamış aynaya bakın,
Kendi benliğine yaptığın akın,
Simsarın elinde koz olmamalı.
Gözüm kiriş idi ellerim topuz,
Bir devir Hun idim bir devir Oğuz,
Şimdi uzaklardan buyruk okuruz,
Dinlediğin ninni, caz olmamalı.
Yağının inine inmiş kemendim,
Kurultayda diri şölende şendim,
Altın otağ benim ak otağ bendim,
Kopuzum barlarda saz olmamalı,
Diz yıksın divanda şunun ikisi,
Çakal sürüsüyle kümes tilkisi,
Çığrılsın dillerde Türklük ülküsü,
Daha bundan gayri söz olmamalı.
Vuslatî’nin gönlü oy boğum boğum,
Şah damarın olsun ulu Başbuğum,
Gökbörü izinde yürüsün tuğum,
Sadağında yükün tuz olmamalı.
Osman Öcal
Çok değerli büyüğüm,Sizin dilinizden dökülen güzel ve özlü sözlere galip gelmem iki cihanda da mümkün olmasada,sizi biraz daha hiddetlendirip,güzel dizeleriniziz devamını okumak,ders almak için yaptığım çıkışın,tatlı geri dönüşü için teşekkür ve şükranlarımı sunarım.Dilim döndüğü,sözüm yettiği kadar mücadele etmekten gurur ve onur duyarım.Varolunuz.Madem halep orda arşın bura dedik,haydi bakalım:
Tardu derki;vuslati,Sana ne söz edeyim,
Derdim büyük,kime ne söyleyeyim.
Bir atımlık sözüm vardı onu esirgemedim,
İşte meydan dedin,sözü kuşandım geldim.
Sözüm tektir,atışma bilmem,
Bilmesemde,aciz lafım esirgemem,
Sen büyüksün,niye kızdın hayrola?
Töre bilmediysek,senden yana affola.
Kopup geldik ataların bağından,
Kandık içtik ötükenin çayından,
Kandamlayan gök kılıcın ucundan,
Tökezleyen toynaklara aşkola.
Türkün kılıcıyım,kınına gök sokmadım,
Tanrı şahit,kötü yola sapmadım,
Bir söz verdim bu uğurda muradım,
Ömür yetmez diz vurmazsam affola.
Sana tesir etmez belki bu sözüm,
Bilesinki,senden bir sırdır özüm.
Hep yersende,baş önde diktir göğsüm,
Kalp titreten hoşsözlerin varola.